Hidayet KIRAN

Hidayet KIRAN

TÜRK KADINI! “Sen yerlerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde yükselmeye layıksın” GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Ulu Önder Atatürk’ün neredeyse 100 yıl önce söylediği Türk kadının yerini belirleyen bu veciz sözünü duydukça, kadın hakları konusunda 100 yıldan daha geriye gittiğimizi düşünmeye başladım.

Hafta sonu haberlerde izlemişsinizdir. Samsunda yaşanan ve hepimizi dehşete düşüren olayda; ‘bir mahlukat’ boşandığı eşini 5 yaşındaki çocuğunun gözü önünde ve sokak ortasında öldüresiye dövüyor, çevreden de hiç kimse müdahale edemiyordu. Ne kadar dehşet verişici bir olay?

Kadına ve çocuğa şiddet uygulayanlar için ‘mahlukat’ tabirini özellikle seçiyorum. Ben bugüne kadar gerek canlı olarak, gerekse izlediğim belgesellerde hiçbir hayvanın eşine şiddet uyguladığına tanık olmadım.

“Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu yıllık raporuna göre 2020 yılında ise erkekler tarafından 300 kadın öldürülmüş, 171 kadın şüpheli şekilde ölü bulunmuştur.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun verilerine göre son 65 günde 67 kadın öldürüldü.  Yani daha nasıl girdiğimizi bile anlayamadığımız 1 Ocak 2021 tarihinden bu yana tam 67 kadın erkek şiddetine kurban olduğu” gibi bilgileri içimiz parçalanarak öğreniyoruz.

Kendi annesine, çocuğunun annesine, sevdiği kadına şiddet uygulayan bir toplum haline ne ara geldik? Bilemiyorum.

“EŞİM DEĞİL EŞİTİM”

Orta Asya’daki Türk hakanlıklarının fermanı; “Hakan ve Hatun Derki” diye başlamazsa o fermanın geçerli olmadığını tarih kitaplarından biliyoruz.

“Yanındaki kadın için “Eşiniz mi?” diye soranlara;

“Hayır, eşim değil, eşitim” diyen Hacı Bektaşi Veli:

“Erkek, dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde. ...

Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok.

Noksanlık da, eksiklik de senin görüşlerinde”

dizeleri ile günümüzden yaklaşık 600 yıl evvel bu toplumda kadının yerinin ne kadar önemli olduğuna vurgu yapmıştır.

Yine çağımızın en büyük ozanlarından merhum Neşet Ertaş da;

“Kadın insan, biz insanoğlu” diyerek Anadolu’da kadına ne kadar değer verildiğini gözler önüne sermiştir.

“YASALAR BU MAHLÛKATLARI YOK ETMELİDİR”

Kadına bu kadar naif yaklaşan bir anlayıştan, darp eden, tecavüz eden ve öldüren vahşi bir anlayışa nasıl geçildi?

Bu konuyu toplum olarak çok iyi bir şekilde irdelememiz, kadına şiddet uygulanmasına ve kadın cinayetlerine ivedilikle “DUR” dememiz gerektiğini düşünüyorum.

Çok affedersiniz, kadına şiddet uygulayan ve öldüren bu ‘mahlukat’ taifesinin terör suçundan yargılanması, hadım edilmesi, hatta dilim varmıyor ama idam edilmesine kadar her türlü cezai yaptırım uygulanmasını ister hale geldim.

Tabi tüm bu taleplerim; kadınlara yapılan zulümleri gördükçe benim hissiyatlarım. Ancak, devletimizin bu konuda derhal ağır cezai yaptırımlar içeren kanunları bir an önce çıkarması gerektiğini düşünüyorum.

Bir de takım elbise giydi ve kravat taktı diye Kadına karşı suç işleyenlerin cezasında indirim uygulanmamasını talep ediyorum.

“8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” tüm dünya kadınlarımıza kutlu olsun

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hidayet KIRAN Arşivi