Uşak’ta yangın her geçen gün büyüyor. İşsizlik artıyor, intiharlar artıyor. Şimdi de esnaflar işyerlerini bir bir kapatmaya başlamış.
Dün, Uşak Aşçılar ve Lokantacılar Esnaf Odası Başkanı Sayın Şeref Parlas ve ilimizde yüz yılı aşkın zamandır kasaplık yapan bir ailenin son temsilcisi Sayın Osman Efe ile görüştüm ve haberleştirdim. https://www.usakgundem.com/ekonomi/elektrik-faturasini-odeyemeyen-esnaflar-isyerlerini-kapatiyor-h10699.html
Efe Kasap, geçen ay elektrik faturasının 10 bin, bu ay 12 bin TL geldiğini, işyeri emsali dükkânlarının kirasının 4-5 bin TL olduğunu, kiradan çok kullandığı elektrik ve doğalgaz enerjisine para ödediğini, kendisinin ve birçok esnafın dayanacak gücü kalmadığını, sürekli zarar ettiklerini ve bu zararları ya daha önce edindikleri birikimlerden ya da borç bularak kapattıklarını belirtmiş ve yakında birçok esnafın kepenk indireceğinden endişe duyduğunu dile getirmişti.
Uşak Aşçılar ve Lokantacılar Esnaf Odasında Başkan Sayın Şeref Parlas ile bu konuyu görüşürken içeri giren bir oda üyesinin de “Başkan ben işyerime 10 bin TL kira ödüyorum. Bu ay 18 bin TL elektrik faturası geldi. Ne olacak halimiz?” dediğini kulaklarımla duydum. Gözümle gördüm. Esnafın durumuna canlı şahit oldum.
Eskimeyen Dostum Sayın Parlas ve Genel Sekreteri Dilek Hanım, kayıtlara bakarak 715 üyelerinin olduğu, son iki ay içerisinde tam 50 üyenin işyerini kapatarak oda üyeliğinden ayrıldığı bilgisini bana aktardılar.
Uşak esnafı yanıyor…
Toplu taşıma yapan bir halk otobüsü sürücüsü ile konuşuyorum. Bu sohbetimiz, akaryakıta 3 gün üst üste gelen zamlardan sonra gerçekleşmişti. Sürücü arkadaş; “Ağabey Uşak gibi küçücük bir ilde 7,5 TL’ye yolcu taşımak çok pahalı görünüyor. Evet 7,5 TL çok para. Ama akaryakıta sağanak halinde yağan zamların yanında devede kulak kalıyor. Artık, zam istemeye bizde utanır olduk. Ancak, 7,5 TL’ye yolcu taşımak da bizi kurtarmıyor. Sorunumuz, sadece akaryakıta gelen zam değil ki…
Araçların yedek parçası çok pahalı. Vergiler belimizi büküyor. Artık bizde işin içerisinden çıkmaz hale geldik” şeklinde yakındı.
Uşak esnafı Marmara çırası gibi cayır cayır yanıyor. Haberiniz olsun…
(Bu arada yakında Uşak Esnaf ve Kefalet Kooperatifi seçimleri yapılacağı bilgisini aldım. Yıllardır bu görevi sürdüren Sayın Gültekin Köse’nin karşısına bu seçimlerde dişli rakipler çıkacağı kulislerde konuşuluyor. Bu seçimlerinde okurlarımız adına takipçisiyiz.)
İşçiler zaten yanmıştı şimdi de patronlar tutuştu
Daha önceki yazılarımda; Uşak Tekstil OSB ve Deri ve Karma OSB’de birçok işyerinin işlerinin yavaşlaması nedeni ile çalışan sayısını azalttığını ve birçok işçinin issiz kaldığını belirtmiştim.
https://www.usakgundem.com/kar-yagar-kar-ustune-usakta-dert-dert-ustune-makale,325.html
https://www.usakgundem.com/benim-vites-tek-usakta-binlerce-insan-kis-gunu-issiz-kalacak-makale,326.html
Bana ulaşan bilgilere göre; işten çıkarılan işçi sayısı 1500’lere ulaşmış. Geçen hafta 7 Ekim Cuma günü, Uşak Tekstil OSB’de Uşak’ta istihdam ile ilgili genel konuların, potansiyel sorunların ve alınabilecek önlemlerin görüşüldüğü İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulu 2022 yılı 4. toplantısı Vali Dr. Turan Ergün’ün başkanlığında gerçekleştirildi.
Bu toplantıda ev sahibi sıfatıyla Uşak Tekstil OSB Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Halil Ağaoğlu, “Hoş geldiniz” konuşmasında; “Sanayici olarak çok büyük sıkıntılarımız var. Bizde toplantının ilerleyen dakikalarında bu sıkıntıları dile getirmek istiyoruz” gibi bir şeyler söylerken, toplantının Başkanlığını yürüten Vali Sayın Dr. Turan Ergün söze girince cümlesi yarım kaldı. Ancak belli ki işverenlerin de çok büyük sıkıntısı var.
İşverenlerde içten içten yanmaya başlamış.
TBMM’de kabul edilen “Dezenformasyon Yasası” gereği ben de yanar mıyım? Bilmiyorum. Ama bu yazımda tanıklarıyla, kanıtlarıyla Uşak ve Uşaklının yandığını tespit etmeye ve dilimin döndüğünce devlet büyüklerimize aktarmaya çalıştım.
Yoksa Uşak belediyesi İtfaiye Müdürü Sayın Kudret Aydın ve ekip arkadaşlarına mı haber versem. Bu yangınlara tazyikli su sıkarsa söner mi ki?
Bu yazımızı da rahmetli Barış Manço’nun o muhteşem şarkısının sözleri ile bitirelim:
“Çivi çiviyi söker derler
Soğuktan donanı buzla ovarlar
Ben zaten yanmışım dostlar
Peki beni fırına mı koysalar
Zeytin suyuna kuru ekmek böyle gelmiş böyle gidecek”
