Salih Kılınç

Salih Kılınç

Kar yağar kar üstüne Uşak’ta dert dert üstüne

Benim doğup 59 yıl yaşadığım kadersiz ve güzel kentim: UŞAK.

Senin derdin hiç bitmeyecek mi? Çevre derdin bitmeden yol derdin başlıyor. Yol derdin bitmeden su derdin baş gösteriyor. Şimdi de bu dert çıktı. “Bu dert nedir?” diye sorarsanız; Orhan Veli misali: “Bilmem ki nasıl anlatsam; Nasıl, nasıl, size derdimi! / Bir dert ki yürekler acısı, Bir dert ki düşman başına. Gönül yarası desem.../ Değil! / Ekmek parası desem... Değil! / Bir dert ki... Anlatılır gibi değil.”

Efendim, Güzel Uşak’ımın derdi işsizlik olacak gibi görünüyor. Bu konuda tehlike sinyalleri yanıp sönüyor. Tabi görebilene…

Uşak Tekstil OSB’ de işçiler 50’şer 100’er çıkarılmaya başlamış. Hatta bir fabrika kepenk indirmiş. Şu anda işsiz kalan insan sayısı 700 civarında olduğu söyleniyor. Ekim ayında bu sayının bini geçmesinden endişe ediliyor.

Samimi olarak görüştüğüm birkaç iş insanımıza da olayı teyit ettirdim. Beni doğruladılar. Olayın nedenleri hakkında da kendilerinden oldukça tafsilatlı bilgiler aldım. Bana aktardıkları bilgiler aynen şöyle:

“Sıkıntıya düşen fabrikalar, rejenere iplik, yani bu geri dönüşümden tekstil ipliği üreten fabrikalar. Hepsinin ismini aldım. Ancak burada yayınlamanın onlara faydası mı olur, zararı mı? Bilemedim. Hadi, şu kadarcık ipucu vereyim. Uşak’ta yıllarca vergi rekortmenliği yapmış, gerçekten de şehir için yaptıkları hayır hasenat işleri ile sosyal sorumluluğunu yerine getirmiş çok düzgün firmalar da bu sıkıntıyı yaşıyor.

Fabrikaların ekonomik anlamda güç duruma düşmesi ve işçi azaltmaya gitmesinin en büyük nedeni ise maliyetlerin geçen yıla göre korkunç artması. Özellikle elektrik enerjisinin bir yıl içerisinde yüzde 600 oranında artmış olması. Tabi doğalgazda, diğer maliyetlerde durmadan artıyor.

Rejenere iplik üreten fabrikalar son bir yıl içerisinde artan kur yüzünden maliyet avantajını kaybetti. Artık nasıl ayakta kalacaklarını düşünür oldular.

İş insanı dostlarımız, bu durumun sadece Uşak için değil, Türkiye ve Avrupa sanayisi için de büyük sıkıntı olduğunu da belirttiler.

Vurguladıkları diğer bir husus da çok ilgimi çekti. Şu anda tekstil üretimi ile ilgili yapılan bir istatiksel araştırmaya göre, bugün dünyada hiçbir tekstil üretimi yapılmasa mevcut stoklarda tekstil ürünleri dünyadaki tüm insanları 5 yıl giydirecek kadar yeterliymiş. Belki bu durum tekstil ürünlerinin fiyatlarının düşmesine de neden olmuştur. Ne bileyim?

Benim asıl demem o ki; Tekstil sektöründe artan maliyetler yüzünden yaşanan ekonomik sıkıntılar, iş gücünü satarak geçinen emekçileri açmaza sürüklemektedir. Eğer, tekstil üreticilerinin artan maliyeti karşısında bir önlem alınmazsa bini aşkın insan işsiz kalacaktır.

İşsizlik sorunu yaşamayan ender illerden birisiyken şimdi birçok işsizin yaşadığı il olma yolunda ilerliyoruz. Vakit geç olmadan önlem alınsın derim.

Tamam, Suriyelisi, Afganlısı, İranlısı, Iraklısı başı sıkışınca hepsi Türkiye’ye girdi de bizi Uşaklıların daha doğrusu Türklerin gireceği bir ülke yok. Uşaklım işsiz ve aç kalmasın. Henüz vakit varken…

Seçimlere 9 ay kaldı. İktidar partisi, muhalefet partileri derhal bu durumu gündeme taşımalı, “Nasıl milletvekili olurum?” diye karanlık odalarda birkaç gazeteci bozuntusu ile kumpas kurmayı bırakmalıdır.

Bu sorun ciddidir. Kendisi işsiz ailesi aç kalan Uşaklım, İktidar partisine; “Niçin önemle almadın? Sen benim için bir şey yapsaydın, şimdi ben işsiz ailem aç kalmazdı” diye hesap sorabilir.

Muhalefet partilerine de “Niçin benim derdime ortak olmadın? Zor zamanda niye yanımda değildin?” diyebilir.

Uşak benim güzel ve kadersiz kentim.

Ne olacak senin halin?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Salih Kılınç Arşivi