Geçtiğimiz Pazartesi günü Uşak Anadolu (Eski adı ile Uşak Lisesi) önünde Cennet Candoğan (14) adlı kızımızın okula giderken bir aracın altında kalarak can vermesinin üzerinden 5 gün geçti. Yetkililerden bu okul önünde öğrencilerin güvenli bir şekilde okula gidebileceği yönünde bir açıklama hala gelmedi.

Ancak www.usakgundem.com İnternet Haber Sitesi okurları, 2 yıl evvel harekete geçmiş. Elimize öyle bir belge gönderdiler ki; üzülmemek ve kahrolmamak elde değil.

Adı bizde saklı bir okurumuz; 07, 09. 2019 tarihinde Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi CİMER’E bir başvuruda bulunmuş.

Başvurusunda Uşak Anadolu Lisesi önünden E-96 karayolunu geçtiğini, daha önce, burada ölümlü kazalara yaşandığını, buraya ivedi olarak üst geçit veya yaya geçidi gibi öğrencilerin can güvenliğini sağlayıcı sistemler kurulmasını istediğini belirtmiş.

BELGE  - 1

CİMER’den okurumuza internet vasıtası ile başvurusunun alındığı,  ve Milli Eğitim Bakanlığı’na yöneltildiğini, yani başvurusunun işleme alındığını söylüyor.

BELGE - 2

Daha sonra okurumuza, CİMER tarafından, başvurusunun Uşak Belediyesi’ne iletildiği, Uşak Fen İşleri Müdürlüğü ve Ulaşım Müdürlüğü gibi birimlerde işleme konduğunu belirten bir gönderi yapılmış.

BELGE- 3    BELGE -4

Daha sonraki iletilerde okurumuza; Uşak Belediyesi’nin konunun Fen İşleri Müdürlüğü tarafından inceleneceği bilgisi verilen bir ileti gönderilmiş.

BELGE -5

ve FİNAL…

Uşak Belediyesi de 11/10/2019 tarihli cevabında; “Talep edilen yaya üst geçit konusu, Müdürlüğümüz yetkisi dahilinde olmayıp Yaya geçidi Karayolları Şube Şefliği sorumluluk alanındadır” deyip topu karayollarına atmış.

Karayolları Uşak şube Müdürlüğü teknik elamanları, mühendisleri defalarca inceleme yapıp; “Buraya üst geçit yapılmaz” diye rapor vermiş.

BELGE -6

MARQUEZ'İN KIRMIZI PAZARTESİ ROMANI GERÇEK OLDU

Sadece Latin Amerika edebiyatına değil, dünya edebiyatına da adını altın harflerle yazdıran Gabriel Garcia Marquez'in ölümsüz eseri Kırmızı Pazartesi, gerçekleşeceği bilinen ancak engellenmesi için hiçbir şey yapılmayan bir cinayeti konu alır.

Okuduğum romanlar içerisinde beni en çok etkileyen bir kitap olmuştu. 14 yaşında küçücük bir kızımızın ölümü de aynı bu romanda tanımlandığı gibi, bırakın Uşak’ı Cumhurbaşkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, valiliği, belediye başkanlığı, karayolları müdürlüğü neredeyse ilgili tüm kurum ve kuruluşların bilgisi dâhilinde ve gözünün önünde bile bile yaşanmış.

Devletimiz ses çıkarmamış, görmezden gelmiş, vatandaşımız 2 yıl önce tehlikeyi bildirdiği halde savsaklanmış. Bu savsaklama minicik yavrumuzu hayatının baharında aramızdan koparmış.

Kazanın üzerinden 5 gün geçti. Hala yetkililerden bir baş sağlığı ya da “Bundan sonra yavrularımızın ölmemesi için devlet olarak şu önlemleri aldık” gibi içerimizi serinletecek bir söz duyamadık.

Önlem alınması için kaç evladımızı daha toprağa vermek zorunda kalacağız?