Salih Kılınç

Salih Kılınç

Hastane Olmuş Çilehane (4)

Uşak’ta sağlık hizmetlerinin yetersizliğine dikkat çekmek istediğim yazı serimin son bölümüne geldik. Yalnız bu konuya gelmeden önce Uşak ve Uşaklının sağlığı için, çok acil ve çok önemli bir başka konuya dikkat çekmek istiyorum.

Covid'in özellikle bulaştırıcılığı çok yüksek iki varyantı BA.4 ve BA.5 alt türleri şu sıralar dünyayı kasıp kavuruyor.

Sağlık Bakanı Sayın. Fahrettin Koca açıklamasında; “Vaka sayısı artışı şu an günlük 40 katına kadar çıkmış durumda, hastane yükü ise şu an 3 kat kadar arttı” diye açıklama yaptı.

Sağlık Bakanlığının bugünkü açıklamasına göre;

Ülkemizde haftalık vaka sayısı: 226 bin 532, haftalık vefat sayısı ise 96.

Pandemi, sadece ülkemizde değil, tüm dünyada pandemi patlamış durumda.

Tabi ilimiz Uşak’ta bundan nasibini almıştır diye düşünüyorum. Yerel yöneticilerimiz ilimizdeki pandemi konusunda henüz bir açıklama yapmadı. Ama çok güvendiğim bir dostum bir köyde çok sayıda insanın salgına yakalandığını, kendisinin de o köylü olduğunu, bu olayı kamuoyuna duyurmamı istedi.

Uşak’ın yolu sapa ilçelerinden birine bağlı bu güzel köyümüzde bir minibüs insan Bursa’da bir düğüne katılıyor ve katılanların hepsi covid oluyor. Köyde yaşayan diğer insanlara da bulaştırıyor. Şimdi köyün büyük bir kısmı evlerinde tecrit edilerek salgını atlatmaya çalışıyormuş.

Aman deyim. Bu konuda çok dikkat edelim.

Şimdi gelelim yazımın son kısmına:

İlimizde sağlık hizmeti almakta yaşadığımız sorunlar ivedilikle çözülmelidir. Çözüm yollarını da gerek Siz Saygıdeğer Okurlarım, gerekse, doktorlarımızın önerileri alarak yayınladık.

Asıl çözülmesi gereken sorun ise toplumumuzun katmanları arasında yaşanan sevgi ve hoşgörü eksikliğidir. Empati (Kendisini başkasının yerine koyma) yeteneğimiz tamamen körlenmiş durumda.

Dün bir AVM’de rast geldiğim H.B. adlı kadın okurum, kolunun kırıldığını, kontrol için ortepedi bölümüne 182’den randevu alamadığı için sabaha karşı saat 05.00 de hastaneye gittiğini, önünde birçok hasta olduğu için kendisine sıra gelmeden muayenenin kapandığını söyledi. Tabi doktor sevk edemediği için film de çektiremiyor.

Ne yapsın şimdi bu insan? İster istemez, hastaneye doktora, sağlık çalışanına nefret duyuyor. Sorumlusu olarak sağlık çalışanlarını görüyor ve başta doktor olmak üzere tüm sağlık emekçilerine öfke duyuyor.

Uşaklı vatandaş, sorunu çözemeyen politikacıyı değil, kendisine yeterince ilgi göstermediğini düşündüğü doktoru sorumlu tutuyor. Konya’da bir psikopat tarafından bir doktorun katledilmesinde kendisin suçu olmadığını, tepki olarak doktorların yaptığı 2 günlük iş bırakma eyleminde mağdur olduğunu düşünüyor. Sağlık camiası ile Uşak halkı arasındaki uçurum her geçen gün büyüyor.

Uşak Devlet Hastanesi ve Uşak Üniversitesi Tıp Fakültesi doktorları arasındaki başta döner sermayeden alınan pay sorunu ve diğer sorunlar halkı daha da öfkelendiriyor ve hepsinin kendi parası ile maaş aldığını, buna rağmen arada kalanın kendi olduğunu düşünüyor ve doktorlara öfkesi daha da artıyor. Doktorların kendisini küçük gördüğünü ve önemsemediğini düşünüyor.

Öte yandan doktorlar başta olmak üzere bütün sağlık çalışanları, gece gündüz halkın sağlığı için çalıştığını düşünüyor. Bu çalışma temposuna rağmen kimseye yaranamadığını, bunca yıllık tahsil hayatına rağmen hak etmediği ücretle çalışmak zorunda kaldığını düşünüyor.

Birde doktorlara yapılan fiziksel saldırılar ve doktor cinayetleri ister istemez psikolojik bir travma yaratıyor ve gelen her hastaya katili gibi bakmaya başlıyor. Bu ortamda da, doktor – hasta ilişkileri gerilimli oluyor.

Onun için de uşak Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden ve Uşak’tan başka yere kaçmak için can atıyor. Konu buraya gelmişken sizlere şu bilgileri de vereyim:

Çocuk Hematoloji Uzm Prof.Dr. emekli olmuş. Çocuk Nöroloji Uzmanı ve üç Çocuk Psikiatri Uzmanı istifa etmiş. Bir adet kardiyoloji uzmanı ve hastanenin tek Plastik Cerrahi Uzmanı Rızvan İmamalıyev de istafa etmiş. Yıllardır Uşaklıya hizmet eden Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Yılmaz Kaya’da Balıkesir’e tayinini istemiş.

Gördüğünüz gibi bu sevgi ve hoşgörü yoksunu ortamda ne hastalar bulunmak istiyor, ne de doktorlar…

Toplum olarak, birbirimize sevgi, saygı ve hoşgörülü davranamadıkça, ortaçağdan kalma engizisyon mahkemelerinde birbirimizi yargılamaya devam ettikçe, Uşak’ın sağlık sorunu bitmez.

Asıl sorun ne hastada ne de doktorda. Asıl sorun bu sorunu bu kadar karmaşık hale getirip çözüm üretemeyen siyasetçilerde, Kağıt üzerinde Tıp Fakültesi açmanın mükemmelliğini dile getirip uygulamada devlet hastanesinin üzerine yıkıp kaçanda. Uşaklının çığlığına kulağını tıkayan Sağlık Bakanlığında. Çözüm için parmağını oynatmayan iktidar vekillerinde. Bu konuda yeterince halkın sesi olmayan muhalefet partilerinde.

Artık Uşak’ta varlığı ve yokluğu hissedilmeyen, asıl doktorların sesi olması gereken Uşak Tabipler Odası’nda. Şu veya bu partinin yandaşı olmaktan öteye gidemeyen adının arkasında sen olan sendikalarda…

Pek tabi ki; egemenlerin; “İti ite kırdırma” stratejisine kurban olan hepimizde. Bir birebirimizle kavga etmeyi bıraksak, her şey çok güzel olacak ama…

Ama işte…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Salih Kılınç Arşivi