Güneli Köyü Muhtarı Himmet Özdemir; “Sanayi atıkları yüzünden Gediz nehrine zehir akıyor”

Güneli (Mıdıklı) Köyü Muhtarı ve Hayvancılık Kooperatifi Uşak Bölge Birliği Başkanı Himmet Özdemir, Sanayi atıklarının Gediz Nehrine zehir akıttığını, bu zehirli sularla sulanan tarım ürünlerinin insanların sofrasına getirildiğini söyledi.
Güneli Köyü Muhtarı Himmet Özdemir; “Sanayi atıkları yüzünden Gediz nehrine zehir akıyor”

Özdemir, “Gediz Nehri artık resmen zehir akıyor. Çünkü, Uşak Tekstil OSB, arıtma yapmadan zehirli suyunu Gediz Nehrine bırakıyor. Arıtmalar ara sıra çalışıyor.

Kontrol amaçlı gelecek birileri oldu mu  OSB’nin arıtması sürekli çalışıyor. Bu halde yine zehir akıyor. Bizler de su kanalımıza  giren bu zehirli sularla tarım yapıyoruz. İnsan sağlığına çok zararlı, bu zehirli sularla sulanan yiyecekler sofralarımıza geliyor ve insanlarımız kanser yapıyor.

Çok uğraştık ama zenginin parası konuşuyor. Bir şey yapamıyoruz. Bu zehirli sularla tarım yapmak istemiyoruz. Gediz Nehrinin kirlenmesine yetkililer engel olsun” şeklinde yakındı.”

(SALİH KILINÇ/HABER)

EGE BÖLGESİNİN EN BÜYÜK 2. AKARSUYU GEDİZ NEHRİ

Gediz Nehri, Anadolu'dan Ege Denizi'ne dökülen Büyük Menderes Nehri'nden sonra ikinci büyük akarsudur.

İç Batı Anadolu’daki Murat Dağı, Eğrigöz ve Şaphane dağlarından inen suların birleşmesiyle oluşan Gediz Nehri, batıya doğru ilerlerken, kuzeyden Kunduzlu, Selendi, Deliiniş ve Demrek Çaylarını, güneyden ise Kula volkanik yöresinden gelen küçük dereleri sularına katar. Uşak ilinin Banaz Çayı'ndan sonra ikinci önemli akarsuyudur. Akarsuyun bazı küçük kaynakları bu ilin sınırları içindedir. Önce Kütahya il sınırları içinde akan Gediz, Uşak merkez ilçeye bağlı Emirfakı Köyü'nün kuzeyinde Uşak topraklarına girer. Irmak, merkez ilçenin Güre Bucağı'na kadar kuzey-güney yönünde akar. Bu bucağın yakınlarında batıya döner ve Salihli ilçesinin kuzeydoğusundan Gediz Ovası’na girer ve güneyden Kemalpaşa Ovası’ndan gelen Nif Çayı'nı, Manisa Merkezden gelen Kumludere deresini de alarak Foça tepelerinin güneydoğusundan İzmir Körfezi’ne dökülür. Irmağın kaynağı olan Murat Dağı'ndan Ege'de denize ulaştığı noktaya kadarki uzunluğu 401 km olup su toplama havzası ise 17.500 km²'dir. Gediz'in Uşak'taki en önemli kolu Karabol Çayı'dır.

KUM VE ÇAKIL OCAKLARI VE SANAYİ ATIKLARI KOCA GEDİZ’İ KURUTTU

Bugün için Gediz Havzasının en önemli sorunu ekolojik kirlilik olmuştur. Geçmişte, özellikle 1980'li yıllarda yoğun olarak kum ve çakıl ocaklarına ruhsat verilmiş olması, bir yandan doğal yapıyı bozarak faunayı olumsuz etkilerken diğer yandan nehrin su seviyesinin alçalmasına neden olmuş ve bu da içinden geçtiği ovanın yer altı sularını olumsuz etkilemiştir. Nehre, Demirköprü Barajına girmeden önce Uşak'ta başta dericilik olmak üzere çok sayıda sanayi tesisleri tarafından sanayi atıkları, keza Kula İlçesinde aynı şekilde her türlü atık ve Barajdan sonra da Salihli, Ahmetli gibi ilçelerin atıkları deşarj edilmektedir. Kirlilik o boyuttadır ki zaman zaman sığlaşan Nehri bırakın büyük bir su toplama havzası olan Barajda dahi özellikle rüzgarsız günlerde su üzerinde biriken pislikler, değişik renkteki kimyasal atık öbekleri, bir laboratuvar analizi değil fakat çıplak gözle dahi açıkça görülmektedir.

Kirliliğin en önemli göstergesi özellikle Barajdan sonra Nehrin faunasında meydana gelen daralmadır. Bundan yaklaşık 20 yıl önce başta levrek olmak üzere sazan, yılan balığı, kefal gibi pek çok türün yaşadığı nehirde bugün artık çok sınırlı yerlerde ancak esasen bir çamur ve pis su balığı olan yayın bulunmaktadır. Zaten Nehrin suyunun rengi ve kokusu da durumu göstermeye yetmektedir.

KURULAN BİRLİKLER DE İŞE YARAMADI

Yine yukarıda verilen coğrafi bilgiler arasında Nehrin kolları arasında sayılan Nif Çayı da kirlilikten payını almıştır.

Nehir havzasının kirliliğinin engellenmesi vs amaçlar için bir Birlik kurulmuşsa da Devlet tarafından gerekli yaptırımlar uygulanmadığından geçen 6 yılda hiçbir ilerleme sağlanamadığı belirtilmektedir. Sonuç olarak eski çağın en önemli yerleşim havzalarından olan Gediz Nehrinin bugün için kilometrelerce uzunlukta bir açık kanalizasyon isale hattına dönüştüğü ifade edilmektedir. Bu şekilde, Nehrin flora ve faunasıyla can çekişmekte ve kendisiyle birlikte içinden geçtiği, Ovayı da ölüme götürdüğü dile getirilmektedir. Bunun sorumluları olarak çevre duyarlılığı olmayan açgözlü sanayici ve işletmeler, oy kaygısıyla hareket eden yerel yönetimler ve şüphesiz merkezi idare gösterilmektedir. Eğer dikkat edilmeyip önlem alınmazsa nehir ve ova 3 yıl sonra kendini bir çöle bırakacağı vurgulanmaktadır .

(VİKİPEDİA)

İlgili Haberler