Çarşamba pazarıdır benim pazarım TOKİ yaylasında kaldı da mezarım

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın her fırsatta partililerine, “Halkla kucaklaşın, kimseyi ötelemeyin” şeklinde nasihatlerde bulunduğunu ulusal basında sık sık okuyor ya da izliyoruz.

Ancak, Uşak’ta AK Partililer bunu; “Vatandaşı itekleyin. Höt zöt deyin” diye mi anlıyor? Bilemiyorum. Bu güzel bahtsız ve yalnız memleketimde sorun yokmuş gibi sorun üzerine sorun çıkartıyorlar.

Al işte, şimdi de nur topu gibi Çarşamba pazaryeri sorunumuz oldu.  Bildiğiniz gibi bu 94 yıllık pazaryerinin çatısı 9 Mayıs Pazar günü uçmuş, olası bir faciadan tamgün kapanma yasağı neden ile can kaybı ve yaralama olmadan ucuz kurtulmuştuk. (Şimdi demesem olmaz. 2020 yılımın Şubat ayında yani bundan 15 ay önce bu tehlikeye dikket çeken bir araştırmam Uşak Gündem internet haber sitesinde yayınlanmıştı. Ama kimse takmadı)

Uşak Belediye Başkanı Sayın Mehmet Çakın, şimdi pazaryerini tamir etmek yerine kentsel dönüşüm alanında yeni belediye binası çevresinde bulunan tozlu ve hiçbir alt yapısı olmayan bir alana taşıyor. Çarşamba pazarının yerine de altta otoparkları olan çok katlı modern bir pazaryeri yapmayı planlıyormuş.

Yapsın tabi. Uşaklı olup da modern bir pazaryerini kim istemez? Çarşamba pazarının o ucube, sağlıksız ve insan yaşamını tehdit eden çirkin ve tehlikeli halini savunacak değilim. Tam tersi bu çirkinliğin ve tehlikenin biran önce kaldırılmasını istiyorum.

Ama bunu yaparken beni yönetenlerin yapması gereken işini lütuf yapıyormuş gibi kafama vura vura yapmasını da çok yadırgadığımı belirtmek isterim. Pazar yerinde yaklaşık 800 esnaf evine ekmek götürmek için sıcakta soğukta, alnın teri ile bileğin gücü ile helal para kazanmak için çırpınıyor.

Gelin şimdi buradan çoluğuna çocuğuna ekmek götürmeye çalışan iki pazarcı kardeşimizin sesine kulak verelim:

“Ben Sevgil Güneş 51 yaşındayım. Çocukluğum bu pazaryerinde geçti. 25 yıl manavlık yaptım. Son 20 yıldır da bu pazarda tuhafiyecilik yapıyorum. 12 yıl önce bir trafik kazası geçirerek engelli oldum ve tekerlekli sandalye ile yaşıyorum. Sergimi esnaf kardeşlerimin yardım ile açabiliyorum.

Bu pazaryeri yıkılırsa bu felçli halimle ben nereye gidebilirim? Nasıl sergi açabilirim. Aylardır zaten sergi açamadık. 17 gündür hiç açamadık. Ne borcumuzu ödeyebildik? Ne de ihtiyacımız karşılayabiliyoruz.

Bize 2 yıl evvel belediyeden gelip bu pazaryeri yıkılmayacak. Tamir edeceğiz. Sizler burada işinize gücünüze devam edeceksiniz” diye söz verdiler. İki yıldır kimse gelip bakmadı. Sakat halimle birisi bir bardak su verirse ben öyle su içebilirim. Bu halimle hiçbir yere gidemem.

Şu tekerlekli sandalyeyi bile kendi imkânlarımla aldım. Belediyenin bana hiçbir faydası olmadı. Şimdi bizi pazaryerinden çıkarırsa bizim buraya dönüşümüz olmaz. Çünkü ihaleyle işyerlerini satar. Ben çoluğumu çocuğumu buradaki işimle geçindiriyorum. Yazık etmeyin bize.”

İrfan isimli tuhafiyeci ise “Bizim tuhafiye ürünlerini götürecek aracımız yok. Götürsek nerede açıp satacağız? Başkana derdimizi anlatmaya gidiyoruz. Bize; “Benim karşımda durmayın. Seçim, meçim umurumda değil. Ben bu pazaryerini yıkacağım” şeklinde cevap veriyor” ifadesini kullandı.

Uşak Belediye Başkanı Sayın Mehmet Çakın. Soruyorum size:

Vatandaşa; ““Benim karşımda durmayın. Seçim, meçim umurumda değil” şeklinde hitap etmek ne demek?

Vatandaş sizin düşmanınız değil. Kaldı ki sizi yaptığınız her iş için eleştirebilirim. Ancak nezaketinizi, kibarlığınız her zaman takdirle anmışımdır.

Lütfen bu özelliğinizi kaybetmeyin. Vatandaş size oy vermemiş olur. Belki de Uşak için gerçekten yararlı olacak projelerinize kendi çıkarları için karşı da çıkabilir.

Sizin haklı olmanız, size vatandaşa rağmen her şeyi yapma hakkını vermez. Size oy verse de vermese de Uşaklı belediyenize, emlak, ÇTV, su, yol her türlü vergisini ödüyor.

Seçim umurunuzda olmayabilir ama maaşınız ödeyen, iller bankasından kelle sayıları kadar pay aldığınız vatandaşı umursasanız iyi olur derim.

Bunu için çevrenizde iletişiminizi güçlendirecek iş bilir insanlar olsa iyi olacak. Yoksa hem siz hem Uşak kaybediyor.