Salih Kılınç

Salih Kılınç

Uşak’ı susuz koymayın vebali ağır olur

Bugün;  “22 Mart Dünya Su Günü” Tüm dünyada suyun tasarruflu kullanımına ve dünyanın yaşam kaynağı olduğuna dikkat çekmek için çeşitli etkinlikler düzenleniyor.

T.C. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı da madencilerle bir olmuş. Uşak’ı susuz bırakmak için uğraşır durur.

Maden Şirketi Uşak’a yıllık 3 milyon metreküp su temin eden Küçükler Su Göleti”nin bir kısmına girerek nikel medeni aramak istediğini, hazırlattığı ÇED ön raporunda bizzat kendisi itiraf etmiş.

Başka ne demiş?

“Benim maden arayacağım saha içerisinde Küçükler Göletine su taşıyan iki dere kalıyor” demiş. Yani “Bu dereleri kurutacağım” demiş.

“Maden arayacağım alan içerisinde bulunan 40 hektar çam ormanını yok edeceğim” demiş.

Kısacası; “Uşak’ı susuz bırakacağım” demeye getirmiş.

Tabi birde maden sahasında kalacak olan suyun yetersizliği ve kirliliğinden şu anda tarım yapılan 1569 hektar Comburt Ovası’nda tarım yapılmayacak. Yine ucuz kuru fasulye nohut almak için TMO’larda kuyruğa gireceğiz.

Maden şirketi cebini doldurmaya bakar. Uşak’ta binlerce insanın susuz kalacağı tarım yapamayacağı onu ilgilendirmiyor.

Bu konunun muhatabı Uşak Belediyesi ve Banaz Belediyesi, onlar da madencilere “Suyumuzu size bırakmayız” diyemiyorlar. Nasıl desinler ki? İkisi de şu anda hükümet olan AKP’li belediye başkanı. Maden için ÇED hazırlanması talimat veren kim? Hükümetin Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı.

Yani; “Anamı seven kadı” durumu. Kimi kime şikayet etsinler?

Uşak’ın 2 iktidar, bir de muhalefet milletvekili var. Onlar bakanlık düzeyinde bu konuyu dile getirseler olmaz mı? Şimdi sizler bu yazıyı okurken; “Uşak’ın milletvekilleri de mi varmış?” dediğinizi duyar gibiyim. Zaten yorumlarınızda hep diyorsunuz.

İktidar partisinin Uşak şubesi yok. Muhalefet partilerinin yok. Uşak’ta halkın yarasına merhem olacak basın da yok. Uşak Tabipler Odası, kendi doktorlarının derdine derman olamıyor.

Peki, Uşak Ziraat Odası, Tarım Kredi kooperatif birlikleri, onlar niye sesini çıkarmaz?

Sen, ya sen güzel Uşaklım, suyun gidiyor, tarım alanların gidiyor. Sen niye sesini hiç çıkarmazsın?

HER DAMLASI DEĞERLİ

Dünyanın suyu bu kadar çok ama bir o kadar nadir…

Bir su molekülü 100 yıllık bir dönemde, 98 yılını okyanusta, 20 ayını buzullarda, 2-3 haftasını göller ve derelerde, 1 haftadan az bir süreyi de atmosferde geçiriyor. Bu nedenle suyumuzu kullanırken bir kez daha düşünmemiz, günlük alışkanlıklarımızı gözden geçirmemiz gerekiyor... Çünkü dünyanın suyu oldukça bol ancak bir o kadar da nadir...

Yaşam kaynağımız su, dünyanın farklı noktalarında insanlar için farklı şeyler ifade ediyor. 22 Mart Dünya Su Günü’nün bu yılki teması “Suya Değer Vermek”. İnsanların ve diğer tüm canlıların hayatta kalmak ve sağlıklı olmak için suya ihtiyacı var. Peki, sizin için suyu değerli kılan ne? Eviniz, aile yaşamınız, geçiminiz, kültürel aktiviteleriniz, sosyal hayatınız, refahınız, yerel çevreniz için su ne kadar önemli?

Karada ve okyanuslarda yaşayan her canlı, bu kıymetli kaynağı hak ediyor.

Her Damlası Değerli.

Kim bilir? Belki de belediyeler onun için bizlerden kullandığımızı her damla suyun parasını alıyordur.

Peki, hiç düşündünüz mü? Bu maden şirketlerinin kullandığı suyun parasını alan bir kurum var mı? Örneğin Ulubey ilçesindeki altın madeni için bir ayda 100 bin kişi tarafından kullanılan sudan fazla su çektiği söylenir.

Düşünsenize, bir maden şirketinin kullandığı su için sayaç takılsa milyonlarca lira su parası elde edilir. O yörenin belediyesi, il özel idaresi 50 kere borcunu öder. Kasası dolar taşar.

Vatandaş, bahçesine domates biber ekmek için tulumbadan su çekse sayaca okutmak zorunda.

Maden şirketi, kullandığı milyarlarca küp su için bir kuruş para ödememekte.

Madenci, suyumu tüketip, çıkardığı madenlerden kazandığı parayı cebine koyacak. Uşaklı olarak ben susuz kalacağım, tarım alanlarım mahvolacak, ormanlarım yok olacak.

Reva mıdır?

Olmaz olsun böyle madencilik.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Salih Kılınç Arşivi