Salih Kılınç

Salih Kılınç

SUÇLU AYAĞA KALK!

4 Ekim tarihinde okuluna giderken bir aracın çarpması sonucu aramızdan ayrılan 14 yaşındaki Cennet Candoğan’ın ölümünün sorumlusu kim?

Kent merkezindeki okulu oraya taşıyanlar mı?

Küçük kızı yolun karşısına bırakan halk otobüsü şoförü mü?

Çarparak yaşamını yitiren hafif ticari araç sürücüsü mü?

Çocukların okullarına güvenli bir şekilde girip çıkmasını sağlayacak önlem alamayan okul idaresi ve Milli Eğitim Müdürlüğü mü?

“Buraya üst geçit olmaz” diyen Karayolları Müdürlüğü mü?

Uşak Lisesi’nin buraya taşındığı 2017 yılından bu yana öğrencilerin huzur ve güven içerisinde karşıya geçmesini sağlayamayan Uşak Belediyesi mi?

Okulların taşındığı tarihten bu yana hiçbir önlem almayan Uşakta görev yapan valiler mi?

Yoksa kaç yıldır bu tehlikeyi gördükleri halde çocuklarını bu okula gönderen ve önlem alınması için gıkını bile çıkarmayan anne ve babalar mı?

Bu tehlikeye burun kıvırıp gündeme getirmeyen Uşak basını mı?

Yoksa Uşak’ın sorunları yerine,  yöneticileri hakkındaki çeşitli iddialarla uğraşmak zorunda kalan iktidar Partisi AK Parti Uşak İl Teşkilatı mı?

Ya da Uşak’ın hiçbir sorununda gıkı çıkmayan CHP ya da tabela partisi haline gelen MHP’mi?

Yoksa çocuklarının hayallerini gerçekleştirmek ve onunla gurur duymayı hayal ederken, onu soğuk toprağın kucağına bırakan annesi ve babası mı?

Bana sorarsanız acılı anne baba hariç hepimiz suçluyuz.

Ne yazık ki bu ülkenin genel huyudur. Tekerlek kırıldıktan sonra yol yapmaya kalkarız. Gerçi Küçük Cennet’i cennete uğurladıktan sonra bu yazıyı sakin kafa ile kaleme alayım. Bu arda belki Valimiz, ya da başka yetkililer, günah çıkarır da “Bundan sonra Başka Cennetler ölmesin diye şu önlemleri bu önlemleri alacağız” der diye 3 gündür bekledim. Tık yok. Birkaç Cennet daha ölünce belki önlem alınır.

Gelelim kazanın nedenlerine:

Yazımda buraya kadar küçük Cennet’in hayatının baharında açmadan solan bir gül goncası olmasının suçlusunun Uşak’ın vurdumduymazlığı ve sessizliği olduğunu anlatmaya çalıştım.

Küçük Cennet, böyle elim bir olay sonucu aramızdan ayrılınca, kaza hakkında bir çok şey yazıldı çizildi, Ben hiç dile getirilemeyen nedenleri yazayım istedim. Yazayım ki daha fazla Cennetler ölmesin.

Kazadan sonra şu olgu çok sorgulandı: “Burada 10 yılı aşkın bir süreçte Fetöcuların Üftade Lisesi vardı. Hiçbir öğrencinin burnu bile kanamadı. Şimdi niye öğrenciler ölüyor?”

Fetöcular bu okulu 400 öğrenci eğitim görecek şekilde tasarlamış. 400 öğrenci de okula servisle gidip geliyormuş ve Servis okul tesislerinin içine kadar giriyormuş. Uşak Lisesi buraya taşınınca 900- 1000 öğrenci ile eğitim vermeye başlamış. Ulaşabildiğim bilgilere göre, kazanın olduğu 4 Ekim günü okulda kayıtlı öğrenci sayısı 920 kişiymiş.

Aslında okula gelen öğrencilerin yaklaşık 300 kişisi yine servisle gidip eliyormuş. Ancak okulun kapasitesinin iki katı öğrenci olunca ne taşımak ne de öğrencileri kontrol etmek mümkün değil.

Bir diğer kangren olan sorun ise E -96 dediğimizi Ankara – İzmir Karayolunun Uşak içerisinden geçen kısmını kent dışına alınacak 29 kilometrelik kısmı 10 yılı aşkın bir süredir bitmedi.

Ogün Uşak Üniversitesi yeni akademik yıla başladı. Tekstil OSB’ye giden ve gelen araçlar, transit geçen araçlar, trafik dayanılmaz boyutlardaydı. O Güney çevre yolu 10 yıldır yapılsaydı belki de küçük Cennet hala yaşıyor olacaktı.

1953 yılında il olan Uşak’ın sembol kurumlarından birisi olan Uşak Lisesi, hain 15 temmuz darbe girişiminin en büyük mağdurlarından birisi oldu. Darbe girişimi el konulan Üftade Lisesi demek ki bin kişilik okul yapmaya hiç de elverişli bir konumda değilmiş.  Aslında alınacak en güzel önlem bu okulu bir an önce başka yere taşımaktır.

Sivaslı ilçesi Pınarbaşı beldesi sakinleri bir motosiklet kazasında yitirdikleri küçük Okan için yolu kapattılar ve yetkililerin ölüm kavşağında önlem almasını sağladılar. Uşak’ta da ne yapsın şimdi insanlar? İllaki yolu mu kapatsınlar bu ölüm kavşağında da önlem alınması için.

Aslında çalıştığım basın kurumlarında Uşak Lisesi öğrencilerinin okula güvenli bir şekilde girip çıkılması için önlem alınmasını birkaç kez dile getirdiğimi hatırlıyorum.

Haa…

Yeri gelmişken Uşak Eğitim ve Araştırma Hastanesi karşısında bulunan eski Şehit Abdülkadir Anadolu Lisesi, şimdinin İmam Hatip Okulu galiba burada da öğrenciler, E-96 karayolunu trafik ışıklarından geçerek halk otobüsüne binmek için hastane önüne geliyor. Ama ışıklardan güvenli bir şekilde geçse bile o hastane civarında demiryolu da bulunan kavşaklarda tehlike yaşıyor.

Buraya da önlem alın da ellerinize küçük Cennet ve Okan’dan başka masumların kanı yakanıza bulaşmasın.

Benden söylemesi…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Salih Kılınç Arşivi