Salih Kılınç

Salih Kılınç

Oy Corona Corona hoş geldin odama

Suriye İdlib topraklarında can veren yiğitlerimize Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifalar dileyerek yazıma başlamak istiyorum.

Marcus Tullius Cicero "Kötü bir barış; her zaman haklı bir savaştan iyidir" der. Şimdilik Erdoğan ve Putin ateşkes imzaladı da biraz rahatladık. İnşallah bu ateşkes sürekli olur da gencecik canların kanlı bedenleri toprağa düşmez.

Benim düşüncem; hiçbir savaşın haklı nedeni olamaz. Savaş ölüm demektir. Suriye de anlayamadığım bir savaş yaşanıyor. İnşallah bu ateşkes ile son bulur da analar daha fazla ağlamaz.

Suriye savaşı, corona virüsü anlaşılan bu sıralar yüzümüz hiç gülmeyecek. Sözcü Gazetesinin haberine göre; 80’den fazla ülkede 3 bini aşkın insanın ölümüne sebep olan ve 95 binden fazla insanı hasta eden corona virüsü ile ilgili dün gece gelen bir haber Türk kamuoyunun gündemine bomba gibi düştü. Singapur Sağlık Bakanlığı, İstanbul’dan Singapur’a uçuş yapan THY uçağındaki bir yolcuda corona virüsünün tespit edildiğini açıkladı. Bu açıklamadan kısa bir süre sonra TK54 sefer sayılı uçuştaki 3 pilot ve 11 kişilik kabin ekibi, İstanbul’a geri gönderilen uçakla boş olarak yola çıktı.

THY’nin Singapur uçağına binen bir Fransız hastada rastlanmış. Bu Türkiye de görülen ilk corona virüs davası olarak kaydedilir mi? Bilemiyorum. Şu ana kadar Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca bana göre corona virüsünün yurdumuza girmemesi için gayet başarılı çalışmalar yaptı.

Amma velakin bu gazeteciler Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç ve Murat Ağırel değil ki, canın isteyince kulağından tutup hapse atasın ya da bacağından darağacına asasın. Eninde sonunda Türkiye’ye de girer.

Belediyeden emekli Mavil Ercan dostumuz, bu virüslere kafayı takmış. Kafasına takılan soruları da whatsapp.com hattından benimle şu şekilde paylaşmış.

1. Dünyayı saran corono virüsü ülkemizde var mıdır?

2. İlimizde var mıdır?

3. Toplu ulaşım araçları, camiler,  kıraathaneler, oyun salonları, işçi servisleri ve umumi tuvaletlerde gerekli önlemler alınıyor mudur?

4. Valilik ve belediye bununla ilgili ne türlü tedbirleri almıştır? veya ne tür tedbirler anlamayı düşünüyordur?

5. Virüsten korkmamak ve panik olmamak lazımdır ama her türlü önleminde alınması şarttır.

Mavil Ercan, sorularının muhatabını da sorularının içerisinde belirttiği için bu durumda benim aradan çekilmem gerekiyor. Ancak şunu söylemeden de çekilmeyeceğim:

Sayın Valim!

Sayın Belediye Başkanım!

Uşaklı hemşerilerim de ben de çok merak ediyoruz. Uşak’ta olası bir corona virüs vakası konusunda ne gibi önlemler aldınız?

Biz Uşak halkına lütfedip bu konudaki çalışmalarınızı açıklasanız da biraz içimiz ferahlasa.

Çöplüklerdeki hayvan ölüleri Corona virüsten daha tehlikeli değil mi?

Uşak kenti bir de çöplüklerde bulunan ölü hayvanları ile meşhurdur. (Ne yazık ki resmi makamlar bile bu biçare canlara leş tabirini kullanıyor. Ben o tabiri hiçbir zaman kullanmayacağım. Sonuçta onlar da can)

Neyse hakkımız baki kalmak koşulu ile şimdilik hayvan haklarına değinmeyeceğim. Çünkü konumuz, bu değil. İnsan sağlığı.

Basından taradığım iki ayrı olaya değinmek istiyorum:

Birincisi Ulubey İlçemizden; “18 Kasım 2018 tarihli gazetelerde Ulubey İlçesinde 5 yavru köpeğin parçalanmış cesetleri bulunduğu haberi yer almıştı. Bu haberler üzerine kaymakamlık; "Ölmüş köpek yavruları ile ilgili Ulubey İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü veterinerlerince gerekli incelemenin yapıldığı, köpek yavrularının zatürree ve buna bağlı açlık sebebi ile öldüğü, öldükten sonra diğer hayvanlar tarafından parçalandığı kanaatine varıldığı yapılan nekropsi raporuyla tespit edilmiştir" şeklinde bir açıklama yapmıştı.

İkincisi de geçtiğimiz ay 2 Şubat tarihinde Banaz ilçemizde yaşandı. İlçe çöplüğünde 15 parçalanmış köpek ölüsü bulundu. Hayvan severlerin köpeklere işkence yapılarak öldürüldüğü iddialarına Banaz Kaymakamlığı 3 Şubat tarihinde yaptığı bir açıklama ile şöyle bir cevap vermişti:

Konumuz Corona virüsü olduğu için bu olayların sonucuna değinmeyeceğim. (Ancak kamuoyu olarak bir açıklama bekliyoruz. Bornova’dan rapor bir aydır gelmedi mi?)

Şimdi her iki kaymakamlığın da açıklamalarından ben köpeklerin çöplük gibi sıhhi olmayan yerlerde doğal yollardan öldüğünü ve ölülerinin bu çöplüklerde günlerce kalarak diğer hayvanlar tarafından parçalandığını anlıyorum.

Yahu bu zamanda böyle vahşi çöp depolama alanları hala kullanılıyor mu?

Hadi kullandınız diyelim. Buralarda ölen hayvanların bedenini kimse günlerce belki de aylarca görmüyor mu? Açık alanda bu çöpler ne oluyor? Kimse kontrol etmiyor mu?

Ediyorsa neden ölmüş hayvan bedenleri günlerce o pisliğin içerisinde bekliyor? Bu durum insan sağlığı için en az corona virüsü kadar tehlikeli değil mi?

Çöplük konusuna değinmişken Uşak’ın eski çöplüğünün bulunduğu ve tüm Uşak’a yıllarca yaka silktiren o vahşi çöplük alanın kuzeye bakan en son kısmında bir çöp tepeceği oluşmuş. Uşak Belediyesinin de haberi olsun.

Kısacası: ilçelerde insan sağlığını tehdit eden vahşi çöp depolama alanları, Uşak’ta kartel olduğu için sahipleri ve sürücülerinin burnundan kıl aldırmadığı toplu taşım araçlarının özellikle içinin bakımsızlığı ve pisliği, ayak kokusundan girilmeyen camiler kafeler, kıraathaneler, oyun salonları, işçi servis araçları ve okullarda dezenfektasyon işlemleri yapılıyor mu? Hijyen sağlanıyor mu?

Uşak’ta corona virüsünü engellemek için ne gibi önlemler alınıyor? Bu sefer ben şeytanın avukatlığını yapmadım.

Sayın yetkililer!

Uşak’ta kimle konuşsam böyle endişeleri var. Elçiye zeval olmaz. Uşaklı olarak kafamızı kemiren bu sorulara lütfeder de cevap verirseniz ne ala.

Vermeseniz de eyvallah. Canınız sağ olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Salih Kılınç Arşivi