Büyük Menderes Havzası için 4 ilde basın açıklaması düzenlendi

Büyük Menderes Havzasında yaşanan ölümcül kirlilik nedeni ile nehrin geçtiği 4 ilde eş zamanlı olarak basın açıklaması yapıldı ve imza kampanyası düzenlendi.
Büyük Menderes Havzası için 4 ilde basın açıklaması düzenlendi

Aydın Germencik Çevre ve Doğa Derneği, Kızılcaköy Derneği, Aydın Ekoloji ve Yaşam Platformu'ndan oluşan Büyük Menderes Havzası Bileşenleri koordinasyonunda düzenlenen basın açıklaması ve imza kampanyası, Aydın,  Afyonkarahisar, Denizli ve Uşak’ta eş zamanlı olarak yapıldı.

Ortak basın bildirisinde şu ifadelere yer verildi:

“B. MENDERES ÜLKE EKONOMİSİNDE ÖNEMLİ BİR YER TUTUYOR”

Batı Anadolu’nun en uzun nehri 584 kilometrelik yolculuğuna Afyon’un Dinar ilçesinden başlar, Denizli ve Aydın’dan geçerek Ege Denizi’ne dökülür. Nehir; Uşak, Isparta, İzmir, Aydın, Kütahya ve Muğla’dan katılan kollarla birlikte daha da zenginleşir. Yüksek dağlardan ovalara kıvrılan nehir havza boyunca birçok farklı yaşam alanının oluşumuna kaynaklık etmiştir. Ormanlar, makiler, sulak alanlar gibi biyolojik çeşitlilik ve sunduğu ekosistem nedeniyle tarımsal üretimde önemli bir çeşitlilik yaratmıştır. Büyük Menderes Havzası 3,5 milyonluk nüfusu ile ülkemizin en kalabalık havzalarından biridir. Pamuk, zeytin, incir, kestane, buğday, mısır, ayçiçeği, nar, kiraz, üzüm en yaygın yetişen tarımsal ürünlerdir. Havza, ülke için endüstriyel tarımda ekonomik olarak büyük önem taşımaktadır.

“TÜRKİYE’NİN EN KİRLİ 3. NEHRİ”

Havza, üzerinde sanayileşmenin artmasıyla birlikte nehrin kaderi değişmiş, nehir hızlıca kirlenmeye, tükenmeye başlamıştır. Bugün havzada su kaynakları; miktarı ve kalitesi açısından birçok sorunla karşı karşıyadır. Orman ve Su İşleri Bakanlığının raporlarında havzadaki su kitlesinin risk altında olma oranı 2018 yılı rakamlarıyla %85 olarak açıklanmaktadır. Büyük Menderes Nehri yıllardır evsel atık sular, sanayi kuruluşlarında oluşan endüstriyel atık sular, yanlış gübre ve pestisit kullanımı, jeotermal akışkanlar, zeytin karasuyu ve maden atıkları nedeniyle kirletilmektedir. Bu kirliliğe bağlı olarak nehir Türkiye’nin en kirli 3. nehri durumundadır. Su kalitesi, tarımsal sulamada kullanılmaması gereken ‘4. sınıf su’ haline gelmiştir. Nehir adeta ‘atık alıcı ve atık taşıyıcı ortam’ olarak işlevini sürdürmektedir.

“HAVZADA EKOLOJİK YIKIM HIZLANDI”

Büyük Menderes Nehri kirlenme dışında ayrıca büyük bir sorunla da karşı karşıyadır. İklim değişikliği ve buna bağlı yaşanan kuraklık yüzünden çölleşme süreci hız kazanmıştır. Toprakların kentleşmeye, yapılaşmaya, sanayileşmeye, otoban yapılarına açılması tarım dışı alan kullanımını arttırmış, sulak alanların azalması ve kirlenmesi sonucunu doğurmuştur. Neredeyse her çay ve derenin üzerine gölet ve baraj kurulması, ormanların azalması, maden sahalarının artması, karbondioksit salınımına sebep olan jeotermal santrallerin aşırı miktarda yapımı ve hiçbir kurala uymayan çalışmaları havzada ekolojik yıkımı çok hızlandırmıştır.

Havzada kuraklığın artışında suların azalması ve sıcaklık artışı etkili olmaktadır. Büyük Menderes Nehrinin kuruması demek havzada tarımın, tarıma dayalı sanayinin ve canlı yaşamının yok olması, havzanın çölleşmesi anlamına gelmektedir. Nehirde su seviyesi ciddi olarak azalmış, neredeyse ortadan kalkmıştır. Nehir yatağından sadece arıtılmamış endüstriyel ve kentsel atık sular akmaktadır. Tarımsal faaliyet her geçen gün daha da zorlaşmaktadır.

“ACİL HEREKETE GEÇİLMELİDİR”

Büyük Menderes Havzasında bugün yaşanan kirlilik ve kuraklık, yaşamla bağdaşmamaktadır. Sürdürülebilecek hiçbir yanı yoktur. Acilen harekete geçilerek ciddi bir duruş sergilenmelidir.

Kentsel ve endüstriyel atık su kaynakları denetlenmeli ve izlenmelidir. Arıtma sistemleri kapasite ve içerik yapısı olarak yeniden dizayn edilmeli, jeotermal santrallerin olumsuz etkilerine deşarj facialarına acilen çözüm getirilmelidir. Ortak su yönetim politikaları benimsenmeli, çiftçiler bilinçlendirilmeli, vahşi sulama yöntemleri bırakılmalıdır. Kaçak ruhsatsız kuyular acilen durdurulmalı, su kaynakları ve sulak alanlar korunmalı, su yönetiminde çok başlılığa son verilmelidir. Nehrin kurumasını önlemek amacıyla nehrin besleyici kolları üzerine göl, gölet, baraj, HES yapılmasına asla izin verilmemelidir. Havzanın tamamında susuzluktan kaynaklanan yanlış su yönetimi sonucunda oluşmuş tarımsal zarar ve ziyanın tespit edilmesi bununla birlikte tazmin koşullarının yaratılması sağlanmalıdır.

“YAYGIN BİR İMZA KAMPANYASI BAŞLATMIŞ BULUNMAKTAYIZ”

Burada sıraladığımız tüm önlem ve önerilerimizin gerçekleşmesi doğrultusunda büyük tehlike altında olan canlı yaşamının yeniden canlandırılması amacıyla yaygın bir imza kampanyası başlatmış bulunmaktayız.

(SALİH KILINÇ/HABER)

İlgili Haberler