Köylülerin püskürttüğü madenciler yine Uşak’ın suyuna çöktü

Uşak’ın ve Banaz ilçesinin içme suyunun bir bölümünü karşılayan, Comburt Ovasının tamamına su sağlayan Küçükler Su Göleti havzasında nikel madeni arayan şirketin yeniden ÇED toplantısı için hareket geçmesi, Uşaklıların tepkisine neden oldu.
Köylülerin püskürttüğü madenciler yine Uşak’ın suyuna çöktü

Daha önce 8 Şubat’ta Comburt köyünde bir ÇED toplantısı düzenlemek isteyen madenciler, köylülerin toplantıyı istememesi üzerine köyü terk etmişlerdi.

Uşak İnşaat Mühendisleri Odası’nda düzenlenen basın toplantısında açıklama yapan “Murat Dağı Yok Olmasın Platformu” Sözcüsü Funda Öz Akcura, bölgede 40 hektarlık bir orman alanının yok olacağına dikkat çekerek, maden aranacak bölgenin su yataklarının tam üzerinde olacağını hatırlattı.

Bölgede nikel madeni aranmasının tarım alanlarını ölüm tarlalarına çevireceğini,  havalarını, topraklarını kirletip yaşanmaz hale getireceğini söyleyen Öz Akcura, bunun için maden açılmasına izin vermeyeceklerini belirtti.

Göletin suyu ile içme ve sulama suyu sağlanıyor

Uşak merkez ilçenin içme suyu ihtiyacının 3 milyon metreküplük kısmını karşılayan ve havzasında biriken yıllık 13 milyon metreküp su sayesinde 1.569 hektar alanda tarım yapılmasını sağlayan Küçükler Göleti üzerinde nikel madeni aranmak istemesi, Uşak’ta çevrecileri harekete geçirdi.

Uşak İnşaat Mühendisleri Odası, Uşak Mimarlar Odası, Uşak Barosu, Uşak Çevre Gönüllüleri Derneği,ÇEDAY, Uşak Paşalılarlı Derneği gibi bileşenlerin oluşturduğu Murat Dağı Yok Olmasın Platformu Sözcüsü Funda Öz Akcura, basın açıklamasında şunları söyledi:

Yıllardan beridir Banaz ilçesinin Murat Dağı köylerinde yöre halkının kuşku ve tedirginlikle izlediği sondaj kazılarından biri geçen şubat ayında ete kemiğe büründü. Meta Nikel Kobalt  Maddeleri AŞ Banaz Karacahisar merkezli olmak üzere Comburt, Çamsu, Küçükler köylerinin yer aldığı sahada nikel madeni açmak için 8 Şubatta ÇED toplantısı yapmaya kalktı.

Başta Comburtlular olmak üzere yöre halkı büyük bir kararlılıkla bu toplantıyı yaptırmadı.

Çünkü şirket ÇED raporunda nikel madeni çıkaracağı alanın Uşak ve Banaz’ın içme ve sulama suyu ihtiyacını karşılayan Küçükler göleti ve Çokrağan suyu yatağında olacağını, bu maden için ilk elde 40 hektarlık alandaki ormanı tamamen yok edeceğini alenen yazmıştı.

Halk da aklın yolunu izlemiş, “su ve hayat nikelden değerlidir” deyip ÇED toplantısını yaptırmadığını tutanak ile kayıt altına aldırmıştı.

Bizler aynı aklıselimliği Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan bekleyip şirketin bölgedeki ruhsatlarını iptal etmesini beklerken 29 Mart’ta ÇED toplantısının tekrarlanacağını öğrendik.”

Funda Öz Akcura (Murat dağı Yok olmasın Platformu Sözcüsü)

Nikel MADENİNİ AÇTIRMAYACAĞIZ”

Murat Dağı Karaağaç Madeninde gösterdikleri kararlı tavrı burada da nikel madenini açtırmayacaklarını belirten Öz Akcura; “Maden, su yataklarının tam da göbeğinde olduğu için açtırmayacağız.

Çünkü nikelden altın gümüşe dek herhangi bir maden faaliyeti, bağrından su fışkıran ve tüm yöreye hayat veren bu bölgede yeraltı su yataklarımızı yok edeceği, suyun oluşması ve birikmesini sağlayan ormanlar başta olmak üzere ekolojik dengeyi bozacağı, tarım alanlarını ölüm tarlalarına çevireceği, havamızı, toprağımızı kirletip yaşanmaz hale getireceği için açtırmayacağız” dedi.

“Biz servet düşmanı değiliz”

Ama nikelden altına yerin üstünü talan ederek çıkartılan madenlerin tek başına hiçbir değer yaratmadığını, dünyada hiçbir ülkenin hammadde ihraç ederek zenginleşmediğini kaydeden Funda Öz Akcura, “Eğer madenlerle zengin olsaydık son 20 yılda 200 bin km2 alanda yabancı şirketlerin çıkardığı madenlerle dünyanın en güçlü ekonomisi olurduk.

Çok uzağa gitmeye gerek yok: 16 yıldır Eşme Kışladağ’daki altın madeni, çekilen kuruyan yeraltı suları, hastalık ve kuraklıktan başka ne kattı hayatımıza?

Tam tersine açılan her maden ocağı ormanlarımızı tarlalarımızı yok etti. 20 yıl öncesine kadar dünyayı beslerken buğday/ayçiçek tarlaları, meralar, zeytin ormanları maden uğruna yok edildiği için kuru ekmeğe muhtaç hale geldik. Çocuklarımıza yedirip içirdiğimiz yumurta, peynir ve sütü rafta seyreder olduk.

Açılan her maden bize ya hastalık ve ölüm ya da açlık, susuzluk, yoksulluk olarak döndü dönüyor.

Gittikçe şiddetlenen iklim krizi ve sınırlarımıza dayanan savaşlarla bugün en büyük zenginliğimiz su ve gıdaya erişim hakkıdır.

Bu amaçla ilk elde Yukarı Karacahisar’da açılmak istenen nikel madeni başta olmak üzere, suyumuzun kaynağı Murat Dağı, ve devamında su değil zehir akan Dokuzsele dahil derelerimiz için tek vücut olup mücadele etmek zorundayız.

Menderes’i Gediz nehrini, Kütahya Eğrigöz Dağını, Muğla’nın zeytin ormanlarını, “kamu yararı” safsatasıyla madencilere ve enerji şirketlerine peşkeş çekilen koyları, sit alanlarını bizim belleyip mücadeleyi ortaklaştırmalı büyütmeliyiz” diyerek açıklamasına son verdi.

(SALİH KILINÇ / HABER)

İlgili Haberler