Yerel seçimlerde 100 kişinin yaşadığı köye muhtar seçmek beka sorunu oldu.

Türk Dil Kurumu (TDK) Beka sözcüğünün anlamını; “ölümsüzlük, ölmezlik, kalıcılık” şeklinde tanımlıyor. Yani belediye başkanı, muhtar seçerken beyefendilerin istediği parti adayı seçilmezse, “T.C. kalıcı olmaz, yok olur” demeye getiriyorlar.

367 bin 514 nüfuslu Uşak

49 bin 827 nüfuslu Gediz İlçesi

1 Milyon 027 bin782 nüfuslu Denizli

1 Milyon 097 bin 746 nüfuslu Aydın

1 Milyon 429 bin 643 nüfuslu Manisa

ve de

4 milyon 320 bin 519 nüfuslu İzmir olmak üzere

Yazı ve rakamla toplam; 8294460 ( Sekiz milyon iki yüz doksan dört bin dört yüz altmış) kişinin doğrudan ve dolaylı olarak yok olacak bekası kimsenin ipinde bile değil. (Afyon ve Eskişehir tarafında kaç kişi etkilenir? Bilemediğim için bu rakamlara dâhil etmedim)

İBB Başkanı seçimi beka sorunu oluyor da direk veya endirekt yaklaşık 10 milyon insanın geleceğinin yok edilmesi devletin, hükümetin niçin umurunda olmuyor?

Parsel Parsel satmışlar Murat Dağı’nı

Bu yazı çok uzun bir yazı olacak. Ya da yazı demeyelim de “Murat Dağı Dosyası” olsun. Murat Dağı’nda altın arandığını 2017 yılında Türkiye gündemine taşıyan ilk gazeteci Salih Kılınç olarak ben oldum.

Sonra can kardeşim Funda (Öz Akcura) ile el ele verip platform kurulmasına vesile olduk. O yıllarda aranan maden altın olduğu için gündemi çabucak kapladı.

Oysa yanıldığımız bir nokta vardı. Manisa il Sınırlarından başlayıp Eskişehir il sınırlarına kadar uzanan bu dünyanın 8. harikası 500 kilometrekarelik alanı kaplayan heybetli dağ, gözü doymaz madencilere parsel parsel dağıtılmış.

Yaptığım araştırmalarda Uşak Banaz İlçesi kısmında hangi şirketlerin ne madeni aradığını tek saptadım. Hani o övündüğümüz anıt ağaç var ya. Onun bile altında iki ayrı maden aranıyor. Yazımın devam bölümlerinde açıklayacağım. Maden şirketlerinin adını da yayınlayacağım.

Dünyada bir tek kendinde yetişmesine izin verdiği endemik bitkileri, yaban hayvanları ve bört böceği ile

Uşak’ın tek oksijen kaynağı olması ve burada yapılacak maden çalışmaları ile

Ege, Marmara ve Karadeniz olmak üzere aktığı ovalarda bolluk ve bereket getiren sularıyla ilgilenmeyen,

Ancak maden şirketlerinin atacağı kemikleri yalamayı hedefleyen hafriyatçısı, basını uğraşmasın. Bu yazıdan maden şirketlerinin adını öğrenip kapısında kemik beklesin.

Çıkan altın nerede? Altın ile ekonomi düzeldiyse bu dış borç niye?

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş tarihi 29 Ekim 1923 tarihinden 2001 yılına kadar Anadolu topraklarında bir gram altın çıkarılmamışken, 2001yılında dış borcumuz 125 milyar Dolar civarındayken;

2001 yılından bu yana 2017'ye kadar geçen 17 yılda toplam 273 ton altın üretimi gerçekleştirildi ve devlete 55 ton altına eş değer vergi ödendi.

Türkiye'nin 31 Aralık 2018 itibarıyla brüt dış borç stoku 444,9 milyar dolar, net dış borç stoku 280,3 milyar dolar oldu.

Eeee… Bu 17 yılda çıkarılan 273 ton altının parası ne oldu? Madem altın çıktı. Dış borç niye arttı? Altın nerede? Dağa kaçtı? Dağ ne oldu? Kazıldı yok oldubitti.

Sloganımız; “Murat Dağı’nın üstü altından çok değerlidir”

Yazımın diğer bölümlerinde bu yüce dağın üzerinde yapılacak ekonomik faaliyetlerin ülke ekonomisine, bir kez alınan altından ve diğer madenlerden çok daha fazla katkı yapacağını örnekleri ile anlatacağım.

Bu yazıyı kaleme alınırken, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından vefat eden Mısır’ın devrik Cumhurbaşkanı Mursi için tüm Türkiye’de cenaze namazı kıldıracağını öğrendim. Allah rahmet eylesin.

Peki, tüm çabalarımıza rağmen o güzelim Murat Dağı’ını bir avuç altın uğruna rağmen yok ederlerse; 30 -40 yıl sonra, ben muhtemelen dünyada olmam ama, aynı Diyanet İşleri Başkanlığı, 10 milyonu aşkın Ege insanı için de bütün yurtta cenaze namazı kıldırır mı? Sadece merak ettim.

Murat Dağı dosyası ile ilgili gerçekler ve ilginçlikler bir sonraki yazımda.