Alp Arslan Dur

Alp Arslan Dur

20. YÜZYIL BAŞLARINDA YAPILMIŞ EL İŞİ GÖZ NURU ESER

 Elimizden geldiğince, dilimizin döndüğünce hak âşıklarının yurdu güzel şehrimiz; Uşağımızın tarihi kültürü ve değerleri hakkında bir şeyler yazmaya çalışıyoruz.

Bu çalışmamızda Uşak Kent Tarihi Müzesi ana bina ikinci katında çeyiz bölümünde duvarda asılı bulunan el işi göz nuru tablodan bahsedelim.

Kent müzesi ziyaretlerimde bu tablo her zaman dikkatimi çeker ama ne yazdığını okuyamadığımız için anlayamıyor ama merak etmeden de duramıyordum.

 20. Yüzyılın başlarında yapılmış bu nadide eseri fotoğraflayıp Akhisar’da yaşayan yerel tarihçi öğretmen Mustafa Kuzucuk hocama gönderdim. Sağ olsun her zaman ki gibi okudu.

Bu Ziya paşanın veciz bir dörtlüğü idi. Ziya paşa kimdir? Onu yazımızın sonuna ekleyelim ve sözü uzatmadan söze gelelim.

Eskiden, genç kızlarımızın çeyiz sandığının olmazsa olmazı, el işi - göz nuru olan tablolar vardı odanın bir parçası, evin reisinin oturduğu başköşenin duvarının süsü.

Eve gelen misafirlerin, gölgesinde ağırlandığı; kumaşı ipek, manası ipekten daha da yumuşak.

Kâh bir ayet meali, kâh bir hadis-i şerif.

Yahut o hane halkının iç dünyasını yansıtan bir veciz söz, ya da kelam-ı kibar.

Bu tabloyu hangi kınalı eller işlediyse, dert görmesin.

Ziya Paşa'nın veciz mana yüklü bir dörtlüğünü dile getirmiş ve demiş ki:

ALLAH'A TEVEKKÜL EDENİN YÂVERİ HAK'TIR, NÂ-ŞÂD GÖNÜL BİR GÜN OLUR, ŞÂD OLACAKTIR.

Ziya Paşa. (Yani: Allah'a güvenen kişinin yardımcısı Cenap-ı Allah'tır; Mutsuz olan gönül, bir gün olur da huzur bulur.)

Kültürümüzün bir parçası olan bu tür eserlerimiz, ne idüğü belirsiz Çin mallarına maalesef kurban edilmiştir.

Ziya Paşa bu beytinde edebî yönünü de ön plana çıkarmıştır.

Birinci mısrada Yüce Allah'ı, kendisine güvenen kişilerin dostu olarak nitelendirirken, açık bir istiare sanatını kullanmıştır.

İkinci mısraında da olur kelimesini dünya hayatına mâl ederek birinci anlamda kullanmış; mısraın sonunda şâd kelimesine atıf yaparak "ölür manasında kullanmıştır.

Böylelikle ikinci mısrada anlam içine anlam katmıştır.

Nasıl mı: Dünya hayatında huzur ve mutluluk yüzü göremeyen birinin bir gün olur da huzura kavuşabileceği ihtimalini göz önünde bulundurmuştur.

Yahut dünyada huzur yüzü göremeyen veya mutlu olamayanların, ölünce huzura ve mutluluğa kavuşacağını telmihlemiştir.

Ziya Paşa: Edebî Yaşamı

Ziya Paşa, Namık Kemal ve Şinasi’yle birlikte, Tanzimat’la başlayan “Batılılaşma” hareketinin etkisinde gelişen Batılılaşma Dönemi Türk edebiyatının ilk aşamasını oluşturan üç yazardan biridir. Ziya Paşa Türk edebiyatının kendi geleneğine sahip çıkmasını istemiş, şiir ve yazı dilinin halkın dili olması gerektiğini savunmuştur. Fransız İhtilali’nin getirdiği düşüncelerden etkilenmiş ve şiirlerinde Divan şiir biçimleriyle hak, adalet, uygarlık, hürriyet gibi temaları işlemiştir.

Ziya Paşa, yenilikçi düşüncelere sahip olsa da Divan şiir geleneğinden kopamaz ve şiirlerinde aruz ölçüsüyle ve ağır bir dille yazar. Ziya Paşa “Terci-i Bend” ve “Terkib-i Bend” isimli iki şiirinde ise insanın yazgısı ve gerçeği kavramanın olanaksızlığı, Tanrı’nın mutlak egemenliği gibi metafizik konular üzerinde durdu. Şiirlerindeki öğretici bir hava vardır. Sanatçı her ne kadar Yeni edebiyatı benimsese de dönem dönem ikiliklere düşer. Bu durumu iki eserinde görmek mümkündür. Birincisi Hürriyet gazetesinde çıkan “Şiir ve İnşa” makalesidir. Bu makalede yazar, Divan şiirini ağır bir dille eleştirirken Halk şiirinin bizim gerçek şiirimiz olduğunu savunur.

Sanatçı, bu görüşlerinin tam tersini daha sonraları Türk, Arap ve İran şairlerinden seçtiği şiirlerden oluşan “Harabat” antolojisinin ön sözünde savunur. Divan şiirine övgüler düzer. Ziya Paşa’nın yaşadığı bu çelişkiye Namık Kemal tepki gösterecek ve “Tahrib-i Harabat” ve “Takip” adlı eleştirileri kaleme alacaktır.

Özdeyiş haline gelmiş dizeleri vardır.

“Bi-baht olanın bağına bi katresi düşmez

Baran yerine dürri güher yağsa semadan”

“Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir

Tekdirle uslanmayanın hakkı kötektir”

Alp Arslan DUR

Fotoğraf Kaynak: Uşak Kent Tarihi Müzesi.

Edebi Kişiliği : edebiyatogretmeni.org

Transkrip :Mustafa Kuzucuk 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Alp Arslan Dur Arşivi