Simitçi Zeynep Abla saat 9’u 5 geçe selama durdu

Tüm yurtta olduğu gibi Ulu Önder Atatürk’ün ölüm saati olan 9’u 5 geçe Uşak’ta da hayat durdu.
Simitçi Zeynep Abla saat 9’u 5 geçe selama durdu

Sirenlerin çalması ile trafik bir anda durdu. Cadde ve sokaklarda birçok insan gözyaşları içerisinde saygı duruşuna geçerek Atalarına sevgi ve saygılarını gösterdi.

Öz Merkez önünde 20 yılı aşkın bir zamandır simit satarak yaşamını sürdüren Zeynep Karadağ (60) her 10 Kasım’da olduğu gibi sirenler çalınca Atasına selam vererek saygı duruşunda bulundu.

Bu davranışını 20 yıldır elinde olmadan yaptığını belirterek, Atatürk’ü çok sevdiğini ve her 10 kasım da onun için selama durarak ağladığını söyledi.

Zeynep Abla, “Uşak Merkeze bağlı Eğlence Köyü Göçük mahallesinden olduğunu söylüyor. Atatürk’e selam durarak sevgi ve saygısını gösteren bu çileli Anadolu kadının öyküsünü kendi ağzından dinleyelim:

“Benim oturduğum mahalleye okul çok uzaktı. Rahmetli babam, “Ben çocuğumu kurda kuşa yem etmem” diyerek beni ve kardeşlerimi okula hiç göndermedi. Okuma yazma bilmem. Okula gitmemek ve okuryazar olmamak, içimdeki en büyük acıdır. Biri kız, bir oğlan iki çocuğum var. Onların okumasını çok istedim. Ancak maddi zorluklar yüzünden onlar da üniversitelere gidemedi.  Şimdi kızım Rize de gelin. Oğlum ise Bolu’da bir otelde çalışıyor. Onlar okusaydı iyiydi ama yokluktan onlar da okuyamadı.

“KIZI HASTANEDE REHİN KALINCA SİMİT SATMAYA BAŞLADI”

Eşi Ramazan Karadağ ile 33 yıl önce evlendiğini belirten Simitçi Zeynep Teyze’nin simit satmaya başlamasının da acı bir öyküsü var. Yine kendisinden dinleyelim: “Bundan 20 yıl önce kızım rahatsızlandı. Hastaneye kaldırdık. Ağır bir rahatsızlık geçirince, uzun süre hastanede kaldı. Eşim Ramazan Karadağ, tekstil fabrikalarında çalışıyordu. Çok şükür geçinip gidiyorduk. Ancak, kızım rahatsızlanıp hastaneye kaldırıldığı dönemlerde, eşimi de işten çıkarmışlardı. Bir anda beş parasız kaldık. Hastane masraflarını ödeyemeyince, kızım hastanede rehin kaldı. Ne yapacağımız bilemedik. Bırakın hastane masraflarını yiyecek ekmek bulamıyorduk. Eşim ile birlikte simit satmaya karar verdik. Rica minnet İl Özel İdare binası önündeki bu yerde simit satmaya başladık. Hastane masraflarını biraz da eş dost yardımı ile karşıladık. İşte yaklaşık 20 yıldır bu köşede eşimle simit satarız. Çok şükür geçinip gidiyoruz. Elimiz ayağımız tutuyor. Ben dışarıdan sigorta primi yatırıyordum. Emekli olmak hayalimdi. Borç harç bir ev alınca sigorta primlerini yatıramadım. Eşim için tarım sigortası primi yatırıyoruz. O emekli olunca ben de simit satmayı bırakacağım ve dinleneceğim artık. Nasılsa çocuklar da kendilerini kurtardı.”