RAMAZAN’DA BESLENME

Allah’ın izni ile yine Mübarek Ramazan ayına kavuşmak nasip oldu. Ramazan ayı boyunca yaklaşık 15 saat gibi çok uzun bir süre oruç tutarak bir ibadetimizi yerine getirmeye çalışacağız. Bu ibadetimizi yerine getirmeye çalışırken sağlığımıza da çok dikkat etmek zorundayız. www.usakgundem.com. Mübarek Ramazan ayında oruç tutmak isteyenler için doğru beslenmeleri amacıyla bir çalışma yaptı.
RAMAZAN’DA BESLENME

Bu çalışmamızın amacı; iftar ve sahur yemeklerinde ağır ve yağlı yemeklerden kaçınılarak, egzersiz yapılması ve Siz saygı değer okurlarımızın Ramazan ayı boyunca herhangi bir mide rahatsızlığı yaşamasını önlemektir.

Toplumsal hayatımızda önemli bir yer teşkil eden Ramazan ayında dini bir vecibeyi yerine getirmek için oruç tutulmakta ve bununla birlikte bireylerin günlük yaşantılarında önemli değişiklikler olmaktadır.

Ramazan ayında yapılan en önemli beslenme değişiklikleri arasında oruç tutan kişilerin günlük beslenme şekli ve öğün sayısını değiştirip üç ana öğün olan günlük beslenme düzeninin iki öğüne indirilmesi ve özellikle hamur işleri, tatlılar, kırmızı et, ekmek, pilav ve makarna tüketiminin artması yer almaktadır. Oysa oruç tutarken sağlıklı ve çeşitli besin seçenekleri ile yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması esas olmalıdır. Ramazan ayında bireylerin yaş, cinsiyet ve fiziksel aktivitelerine göre günlük almaları gereken enerji, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral oranlarının değişmediği ve bu süre zarfında da sağlığın korunması açısından yeterli ve dengeli beslenmenin gerekli olduğu unutulmamalıdır.

Yeterli ve dengeli beslenmenin Ramazan ayında da sürdürülebilmesi için iftar sonrasında sahur öğünü atlanmamalıdır. İftar ve sahur ana öğünlerinin yanı sıra iftardan sonra 1-1.5 saat aralıklarla ara öğünler olmalıdır. Sahurda sadece su içerek niyetlenmenin veya gece yatmadan önce yemek yemenin zararlı olduğu unutulmamalıdır çünkü bu beslenme tarzı yaklaşık 12 saat olan açlığı, ortalama 18 saate çıkarmaktadır. Bu da açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine ve buna bağlı olarak günün daha verimsiz geçmesine neden olmaktadır. Bu durumun aksine eğer sahur öğünü, ağır yemeklerden oluşursa gece metabolizma hızı düştüğü için yemeklerin yağa dönüşme hızı ve kilo alma riski artmaktadır. Bu nedenle sahura mutlaka kalkılmalı ve bu öğünde süt, yoğurt, peynir gibi besinlerden oluşan bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün tercih edilmelidir.

Ramazanın yemek kültürü açısından en bilinen özelliği iftar sofralarındaki çeşitlilik ve bolluktur. İftar sofrasında oruç açılır açılmaz genellikle kısa sürede çok miktarda besin tüketme isteği doğmaktadır. Yapılan en büyük hatalardan birisi de hızlı bir şekilde, fazla miktarda besin tüketmektir. Çok hızlı yemek yenildiğinde farkında olmadan ihtiyaçtan daha fazla miktarda yenilebilmekte ve bu durum hazımsızlık şikayetlerinin yanı sıra uzun dönemde kilo alımına da zemin hazırlamaktadır.

Ramazan ayında en sık karşılaşılan sorunlardan biri de mide içeriğinin yemek borusu içine doğru geri kaçması olarak tanımlanan; göğüste yanma ve ekşime, ağıza gelen acı bir tat, ağız kokusu, özellikle yemeklerden sonra ve tok karna yatıldığında geceleri rahatsız eden şişkinlik gibi belirtileri olan reflüdür. Tüm bu rahatsızlıkların ortaya çıkmaması için sağlıklı beslenme önerileri çerçevesinde hareket edilmesi gerekmektedir.

Şeker hastalığı, hipertansiyon, karaciğer yetmezliği gibi hastalık durumlarında veya hamilelik ve emziklilik gibi özel durumlarda oruç tutmadan önce ilgili uzman hekime danışılmalıdır.

Oruç Tutanlar İçin Sağlıklı Beslenme Önerileri

Ramazan ayı süresince de her zaman olduğu gibi yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmelidir.

Ramazan ayında öğünler; sahur ve iftar olarak iki ana öğün ile iftardan sonra 1-1,5 saat aralıklarla iki ara öğün şeklinde düzenlenmelidir.

Oruç tutanların mutlaka sahur yapmaları sağlığın korunması açısından önemlidir. Sahur yemeğinde süt, yoğurt, peynir gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün tercih edilmelidir. Ancak gün içerisinde aşırı acıkma problemi olanların midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktiren kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi yemekleri tüketmesi; aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemekler ile unlu gıdalardan uzak durulması uygundur.

İftara peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanılması, 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edilmesi uygundur. Yine enerji veren ancak kan şekerini dengeli bir biçimde yükselten besinler (beyaz ekmek, pirinç pilavı gibi kan şekerini hızlı yükselten gıdalar yerine bulgur pilavı, kepekli ekmek veya kepekli makarna vb posalı besinler tercih edilmelidir.

Günde ortalama 8-10 bardak su ve sıvı ihtiyacını da karşılayacak ayran, taze sıkılmış meyve suları, maden suyu, sebze suları vb. içmeye özen gösterilmelidir.

İftarda aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine; sütlü tatlılar (sütlaç, güllaç, muhallebi vb.) veya meyve tatlıları tercih edilmelidir.

Yemekler hızlı yenmekten kaçınmalı, yavaş yavaş ve iyice çiğnenerek yenmelidir.

Tek seferde büyük porsiyonlar yerine, iftardan sonra birer saat ara ile her seferinde azar azar küçük porsiyonlar şeklinde beslenilmelidir.

İftar yemeğinden hemen sonra televizyon veya bilgisayar karşısına geçmek, koltukta dinlenmek yerine biraz hareket etmek, kısa mesafeli yürüyüşler yapmak sindirime yardımcı olması açısından yararlı olmaktadır.

Ramazan ayında yemeklerin pişirme yöntemleri de çok önemlidir. Özellikle ızgara, haşlama ve fırında yapılan yemekler tercih edilmeli, kavrulmuş, tütsülenmiş ve kızartılmış besinlerden uzak durulmalıdır.

Beslenme düzenindeki değişikliklere bağlı olarak oluşabilecek kabızlığı önlemek için, yemeklerde lif oranı yüksek gıdalar (kuru baklagiller, kepekli tahıllar, sebzeler) ve ara öğünlerde de taze ve kuru meyveler, ceviz, fındık, badem gibi kuru yemişler tercih edilmelidir.

İlgili Haberler