İBB'den olası deprem sonucu: 10 bin kişi her an yıkılabilecek binalarda yaşıyor

Gökçe 'Hızlı Tarama Testi'' sonuçları doğrultusunda açıklamalar yaparken birçok kişi İstanbul'da depreme dayanıklı olmayan bina sayısını merak etti.
İBB'den olası deprem sonucu: 10 bin kişi her an yıkılabilecek binalarda yaşıyor

Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremin ardından 10 çevre ilde büyük bir yıkım meydana gelirken uzmanlar büyük depremin İstanbul'da görülmesini beklediklerini açıklamıştı. Tüm Türkiye'yi yasa boğan Kahramanmaraş merkezli depremin ardından gözler İstanbul'a dönerken İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB)bina dayanıklılığı 'Hızlı Tarama Yöntemi' ile sonuçlandı. Konuya dair açıklama  İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökçe'den geldi. 

Gökçe 'Hızlı Tarama Testi'' sonuçları doğrultusunda açıklamalar yaparken birçok kişi İstanbul'da depreme dayanıklı olmayan bina sayısını merak etti. Türkiye'nin en kalabalık şehir İstanbul'da meydana gelebilecek olası bir depremde kaç binanın sağlam olmadığı merak edildi. Gökçe açıklamasında test sonuçlarını paylaşarak "Analizlerimize göre 318 binamız durduğu yerde çökebilecek durumda" dedi. Kahramanmaraş merkezli depremin ardından İstanbul'da talep yoğunluğu oldu. Ücretsiz ve hızlı bir şekilde bina dayanıklılık testi yapılırken Bahçelievler'deki İSTON Yapı Laboratuvarı'nda düzenlenen bilgilendirme toplantısında önemli açıklamalar yer aldı. 

TALEP GİT GİDE ARTIYOR!

Vatandaşların evlerini riskli rapor almaları durumunda boşaltmak durumunda kalacaklarından dolayı tedirginlik duyduklarını ve kontrol ettirmeye fazla yanaşmadıklarını belirten Gökçe açıklamasında “İstanbul’da yoğun bir başvuru yağmuruna tutulmuş vaziyetteyiz. İBB 2019 yılından bu yana hızlı bina taraması adı altında İTÜ akademisyenleriyle birlikte yürüttüğü bir bilimsel analiz çalışması yapıyor. Ülkemizdeki riskli yapıların belirlenmesine ilişkin mevzuata göre vatandaşa riskli yapının belirlenmesinden sonra 90 gün içinde yapının tahliyesini ve yıkımına ilişkin bir süreci tarif ediyor. Dolayısıyla 6306 sayılı yasa kapsamında başvuruda bulunan vatandaşlar riskli yapı raporu aldıktan sonra evlerini boşaltmak durumunda kalacakları için çoğunlukla bu başvuruda bulunmaktan imtina ediyorlar. Ancak bizim hızlı bina tarama yöntemimizde bundan bir önceki adım. Binayı direkt riskli yapı olarak kodlamadığımızdan vatandaşlarımız açısından fikir veren, öğüt veren, vatandaşa yol gösteren bir harita koyuyoruz” dedi.

Hızlı tarama için İBB tarafından 3 buçuk yıl içerisinde 107 binaya gidildiğini belirten Gökçe  29 bin 700 binaya girilebildiğini ifade ederek “Binaların yüzde 70'inden fazlası, İBB'nin binasının depreme mukavemeti yönünde bir hızlı tarama yapmasına müsaade etmedi. Yüzde 30'a yakın kısmından analiz aldık. Hiçbir mühendislik hizmeti almamış 318 binamız bu analize göre durduğu yerde çökebilir durumda. Bin 525 tane binamız da yüksek risk içeren binalar olarak kodlanmış vaziyette.  26 ilçeye dağılan 318 binada 10 binin üzerinde nüfus yaşıyor. Bin 525 riskli bina da hesaba katıldığında 40-50 bin kişiyi aşan insan riskli yapılarda yaşıyor” ifadelerini kullandı. 

KUZEY KISIM DAHA GÜVENLİ!

Başvuruların oldukça fazla olduğunu ve dakikalarla birlikte talebin de arttığını belirten Gökçe “6 Şubat'taki depremden sonra internet sayfamız dakikada 10 bin kez tıklandı ve bir süre sayfamız çöktü. İstanbul haricinde yurtdışından, ülkemizin muhtelif kentlerinden binaların durumu tespiti için başvuru aldık.  3.5 yılda 29 bin 700 civarında başvuru almışken son 6 günde 40 bin 379 başvuru aldık. Bu sayı her dakikada artıyor. 3. 5 yılda ulaştığımız rakamdan çok daha fazlasına 6 günde ulaştık. Durumun aciliyetini, vahametini de ortaya koyan çok büyük bir öncelik taşıyor” dedi. 

Gökçe Marmara Denizi'nin ortasından Kuzey Anadolu fay hattının geçtiğini hatırlatırken İstanbul'un kuzey kısmının çok daha güvenli olduğundan bahsederek “Marmara Denizi’ne daha yakın, zemini Antakya'daki gibi çökelti-graben olan alanlarımız risk altında. Bunun bir bölümü Anadolu yakasından Maltepe- Pendik hattında, ağırlıkla da Çekmece Göl Sistemi’nden başlayarak Bakırköy -Zeytinburnu hattından tarihi yarımadaya gelen kısmında zemin özelliklerinden kaynaklı risk olduğu söylenebilir. İstanbul’un kuzeyinin daha güvenli olduğunu, tepelerine çıktıkça daha fazla güvenli olduğunu biliyoruz.'' ifadelerine yer verdi.