Funda Öz Akcura

Funda Öz Akcura

47 bin can ölecek!

Kütahya’nın Tavşanlı ve Simav ilçeleri arasında kalan; Dağardı, Kavaklı, Örencik, Evciler köylerini içine alan Eğrigöz Dağı’nda altın madeni açmak isteyen Zenit Madencilik ’in ÇED dosyasını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı onayladı.

Bu da yetmedi, üstüne Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile maden açılmak istenen 668 hektardaki köylülerin tapulu arazileri için “acele kamulaştırma” yapıldı.

Neden?

Köylü “satmam” demesin, şirketin ayağına dolanmasın diye.

Nitekim şirketin mühendisleri köylerde “devlet bizden yana, güzellikle satın, yoksa biz el koyacağız” diye gezmişti.

Yöre halkı önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na dava açtı. Bilirkişi keşfi masrafı diye mahkemeye 15,500.00 TL ödedi.

Ardından 34 köylü Cumhurbaşkanlığına karşı “acele kamulaştırmanın iptali” için ikinci davayı da geçen hafta açtı. Bunun için de mahkeme masrafı olarak yaklaşık 22 bin TL ödedi.

Bu paraları ödemek için kimi hayvanını sattı, kimi boğazından kesti; kalanı da dayanışma ile tamamlandı.

Maalesef bu ülkede adalet için de para gerekiyor artık.

GEÇİM KAYNAĞI ORMANCILIK VE HAYVANCILIK

İnsan anlamakta zorlanıyor.

İnsana, hayata rağmen, neden bu maden inadı!

Bölge halkının hayat standardı şehirlerdeki birçok çalışandan daha iyi. Köyler şaşırtıcı şekilde genç nüfusa sahip. Hayvancılık ve ormancılık ana geçim kaynağı. Ülke ekonomisine artı değer yaratıyorlar.

İnsan ömrü uzun. Bir tek kanser vakası yaşamamış köyler var.

Ve tüm bunlar bir avuç zengin daha da zengin olsun diye maden için yok edilecek.

Nasıl olacak?

BİZ SÖYLEMEYELİM ÇED ANLATSIN!

Biz söylemeyelim; şirketin Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunduğu ÇED dosyası anlatsın.

Zenit Madencilik altı yıl süreceğini iddia ettiği süre boyunca değerli madenlere ulaşmak için derinliği 40 ile 110 metre arasında değişen 12 çukur açacak. Aynı Eşme Kışladağ altın madeninde olduğu gibi. O 300 metrelik çukurun yerinde yıllar önce 900 metre yüksekliğinde KışlaDağı vardı!

Bu çukurları açmak için binlerce ton dinamit kullanacak, patlatmalarla ortalığı hallaç pamuğu gibi atacak.

ARSENİK GÖLLERİ, CİVALI DAĞLAR!

Ve gittiğinde bu çukurlar, arsenikten civaya kadar birçok ağır metal içeren zehir göllere dönüşecek.

Bu çukurlardan altı yılda 24 milyon ton toprağı kaldıracak.

9 milyon 600 bin ton toprağın içinde siyanür ile altın ve gümüş arayacak; isteğini aldıktan sonra kalan siyanürlü çamuru iki adet siyanür atık havuzuna atacak.

9 milyon ton siyanürlü çamur!

Sonsuza dek burada kalacak!

Altına 5-10 milimetre kalınlığında serilen membranın insafına bırakılarak!

Sanki her şeyin bir ömrü yokmuş gibi.

Sanki birinci derece deprem bölgesi olan maden sahası iki üç şiddetindeki depremlerle sürekli sallanmıyormuş gibi.

Kalan 14 milyon 400 bin ton toprağı da “çöp” diye üç pasa sahasına yığacak.

14 milyon 400 bin ton toprak!

Yani 720 bin kamyon.

Milyonlarca yıldır toprağın içinde sessizce uyuyan arsenik, demir, civa, kurşun gibi ağır metalleri hava ile buluşturup uyandırarak.

Bebeklerin kemiklerini daha anne karnında eritme, insanı, kurdu kuşu kanser ve bilumum hastalıkla ecelsiz öldürme pahasına.

Ve bu çukurlar ve pasa sahaları Türkiye’nin üçüncü büyük su havzası olan 24 bin 322 km2’lik “Susurluk Su Havzası’nı besleyen, Nilüfer ve Simav çaylarına, Manyas ve Uluabat  göllerine can veren Kocaçay ve Kocasu çaylarının beslendiği, civardaki 30 köyün içme ve sulama ihtiyacını karşıladığı yeraltı su kaynaklarını yok etme pahasına..

Neden?

Şirketin “beyan edeceği” miktar üzerinden devletin alacağı yüzde 8 için.

Altı yıl boyunca Zenit Madencilik’in istihdam edeceği 150 kişi için; ki önemli bir kısmı dışarıdan gelecek mühendis ve kalifiye işçilerden oluşacak.

Ormancılığı ve hayvancılığı bitirerek.

47 BİN 522 AĞAÇ KESİLECEK!

Ormancılık demişken.

Şirket 668 hektarlık maden sahasında 47 bin 522 ağaç olduğunu ve sadece 2 bin 556’sını keseceğini söylemiş.

Geçmişte Karağaaç altın madeni ÇED dosyasında da o zamanki şirket koca ormana bakıp “hektarda 2 ağaç var” demişti.

KazDağları için hazırlanan ÇED dosyasında da 45 bin ağaç kesileceği söylenip 195 bin ağaç kesilmişti.

Şirket “kestiklerimin yerine 5 fidan dikeceğim” demiş.

Sanki işini bitirdikten sonra kayaların ve kil tabakasının üzerine sereceği 10 cm’lik verimli toprakta fidan tutarmış gibi.

Bir fidanın ağaç olabilmesi için kök salacağı 80-100 cm’ye ihtiyaç duyduğunu bilmezmiş gibi.

28 ŞUBAT’TA BİLİRKİŞİ HEYETİ GELİYOR

Bakanlığa açılan dava için mahkemenin belirlediği Bilirkişi Heyeti maden sahasını görmek amacıyla 28 Şubat Pazartesi günü Örencik’e gelecek.

Murat Dağı mücadelesinin bize öğrettiği en önemli şey, adaletin tecelli etmesi için sesimizin güçlü çıkması ve görünür olmasıydı.

28 Şubat’ta Eğrigöz Dağı’nın, kabesi yaşam olan tüm çevre dostlarına ihtiyacı var.

Bugün hayatta kalmak için madenlere karşı hattı müdafaa değil sathı müdafaa günü; ve satıh Eğrigöz Dağı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Funda Öz Akcura Arşivi