Uşak'ta karantinaya alınan öğrenciler konuştu

Eğitim gördükleri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden (KKTC), yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında Türkiye'ye getirilerek Uşak'ta Kredi ve Yurtlar Kurumuna (KYK) bağlı yurtlarda karantinaya alınan öğrenciler, yaşadıkları bu deneyimle, özgürlüğün ve sağlığın değerini daha iyi öğrendiklerini belirtti.
Uşak'ta karantinaya alınan öğrenciler konuştu

Hava yoluyla 27 Mart'ta KKTC'den Uşak Havalimanı'na getirilen 130 öğrenci, Latife Hanım Kredi ve Yurtlar Kurumu Öğrenci Yurdu'nda gözlem altında tutuluyor.

Karantina boyunca dört kişilik odalarda yalnız kalarak kendilerini izole eden öğrencilerin, her sabah kahvaltılarının ardından sağlık ekipleri tarafından ateşi ölçülüyor.

Yurttaki görevlilerin sabah kahvaltısını, öğle ve akşam yemeklerini kapılardan teslim ettiği öğrenciler, vakitlerini ders çalışıp, kitap okuyup ve film izleyerek geçiriyor.

Aile, arkadaş ve sosyal çevreden uzak bir şekilde 14 gün kendileriyle baş başa kalan öğrenciler, özgürce gezebilmenin ve sağlığın anlamını, karantina günlerinde daha iyi anladıklarını söylüyor.

"Yürümeyi çok özledim"

Bazı öğrenciler, yaşadıklarını, "uzaktan" yapılan röportajla anlattı.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) KKTC Kampüsü'nde psikoloji eğitimi gören Ecem Tunaboylu, güne saat 08.30'da kahvaltıyla başladıklarını, yaklaşık 1 saat sonra ateşlerinin ölçüldüğünü belirtti.

Daha çok uyuduğunu anlatan Tunaboylu, "Online derslere katılıp dersime çalıyorum. Vaktimin uzun bir zamanını ailemle ve arkadaşlarımla görüntülü konuşarak geçiyorum." dedi.

Bunların haricinde film izleyip kitap okuduğunu belirten Tunaboylu, diğer odalarda kalan arkadaşlarıyla da toplu olarak görüntülü konuştuklarını anlattı.

Tunaboylu, "Yeme içme konusunda imkanlarımız gayet iyi ve yemekler beklediğimden lezzetli. Ekstra ihtiyaçlarımızı da kantinden temin ediyoruz." diye konuştu.

Tunaboylu, içinde bulunduğu duruma iyi tarafından baktığını ve sürecin kendisine güzel şeyler kattığını ifade ederek şöyle devam etti:

"Yürümeyi çok özledim ve hayat normale döndüğünde ilk işim bolca yürümek olacak. Buradan değişmiş olarak çıkacağım ve bunların hepsi olumlu olacak. Çok fazla kendi kendine kalıyorsun, kendini sorgulama, düşünme, hatalarını, doğrularını, karakterini, davranışlarını her şeyini sorgulama fırsatı oluyor.

İnsanların buradan çıktıktan ve her şey normale döndükten sonra hayata karşı daha mutlu daha umutlu bakacaklarını düşünüyorum. Hayatta her zaman kötü şeyler olabilir, biz dünyada yokken de oluyordu, biz gittikten sonra da olacak. Önemli olan bu süreci nasıl geçirdiğiniz çünkü bir şeylerin değerini fark ediyorsunuz. Bu sürede bir şeylerden mahrum kalıyorsun ardından bu sana tekrar geri geliyor. Ben bunları, virüsün geçeceği düşünerek mutlu oluyorum. Bana güzel şeyler katacak, zamanında mutsuz olduğum şeylerin ne kadar anlamsız olduğunu fark edeceğim. Özgürlük aslında sokakta rahat bir şekilde yürüyebilmek, bir yerde oturup istediğini yapabilmekmiş, onu fark ediyorum."

"Çok küçük şeylere üzüldüğümün farkına vardım"

Psikoloji öğrencisi Cemre Ezgi Okşar da karantina günlerinde dizi ve film izleyip ders çalıştığını, kitap okuyup, arkadaşlarıyla konuşarak vakti geçirdiğini belirtti.

Motivasyonunun bazen düştüğünü ama bugünlerin geçeceğini ve bunların kendisine tecrübe sağladığını düşünerek moralini yüksek tuttuğunu anlatan Okşar, şunları kaydetti:

"Yan odadaki arkadaşlarımla görüşmek için kapımı dahi açamıyorum. Sadece yemek ve kantin siparişim için açıyorum. Burada, normal hayatta üzüldüğüm şeylerin ne kadar küçük olduğunu, yapabildiğim şeylerin ne kadar büyük olduğunu fark ettim. Birileriyle konuşmak, sıkıntılarını paylaşmak istiyorsun ama kimse yanına gelemiyor. Bu durumda kendi başına kendi psikolojini nasıl yüksek tutmam gerektiğimi öğrendim. Kriz yönetimini nasıl yapabilirim, kendi başıma bilmediğim bir yerde bilmediğim bir koşulda nasıl kendi hayatımı idame ettirebilirim diye düşündüğümde bu süreç bana bunları kattı."

"Dışarı çıkmamak hepimizin vatandaşlık görevi"

Elektrik-Elektronik Mühendisliği 1. sınıf öğrencisi Didem Tuğçe Namlı ise yurda geldiklerinde kalacakları odaların, kendileri için hazır edildiğini söyledi.

Namlı, önceleri biraz gerildiğini ancak sonradan rahatladığını belirterek "Herkes halinden çok memnun. Yurt ekibi de bizi çok güzel misafir ediyor. Her ihtiyacımızı fazlasıyla karşılıyorlar. Yemeklerimiz gayet güzel. Şu ana kadar hiçbir olumsuzluk yaşamadım. Yurt ekibi de sağ olsun moralimizi ve motivasyonumuzu yükseltmek için müzik açmak, çiğ köfte dağıtmak gibi ufak eğlenceli etkinlikler yapıyor. Gün bir şekilde bitiyor. Sıkıldığımda bilgisayar oynayıp, kitap okuyup arkadaşlarımla konuşuyorum." ifadelerini kullandı.

"Evde kal" çağrısının önemine dikkati çeken Namlı, "Dışarı çıkmamak hepimizin vatandaşlık görevi. Herkes üstüne düşeni yapıp kendini korursa bunu bu şekilde atlatabiliriz. Şu an bazı önemli şeyleri fark ettiğim zaman oldu. İstediğim zaman sokağa çıkabilmenin ne kadar güzel bir şey olduğunu anladım. Bu karantinayı yaşamak bana çok şeyi tecrübe ettirdi." diye konuştu.