Uşak Belediye ihalelerinde neler oluyor?

Uşak Belediye Meclisi Nisan Ayı toplantısı yapıldı ve toplantının en önemli konusu denetim kurulu raporunun okunmasıydı. Denetim Kurulu Başkanı AKP’li Belediye Meclis Üyesi Sayın Yusuf Akcan, Başkan Çakın’ın talimatıyla raporun sadece sonuç bölümünü okudu.
Uşak Belediye ihalelerinde neler oluyor?

Akcan, “Belediyemizin 2019 yılı borcu 580 milyon 173 bin 413 bin 68 TL, 2020 yılı borcu 553 milyon 242 bin 104 TL olarak belirlenmiştir. Bu durumda borçlarda bir önceki yıla göre; 26 milyon 931 bin 308 TL azalma görülmektedir” dedi.

İYİ Partili Belediye Meclis Üyesi Sayın Necmi Dursun’da “Belediye yönetimi, bir yılda 26 milyon TL borç ödüyorsa demek ki 20 yıl sonra belediye borçlarını sıfırlayacaktır” diyerek taşı gediğine koymuş oldu.

“Borç ödüyorum, borç ödüyorum” edebiyatı güzel de ödenen 26 milyon TL devede kulak kalıyor. Geçen 2 yılda Uşak için yapılan işe baktığımızda ve bu iş için harcanan sıfıra yakın maliyete baktığımızda borç ödeme edebiyatının da işe yaramadığına şahit oluyoruz.

 (Belediye iktisadi Teşkilatı (BİT) olan UTAŞ Şirketinin borcu alacağı nedir? Borcunu kim ödüyor? Onu da bilahare araştıracağım)

2021 yılını borcunu yeniden yapılandırmak yüksek faizle 2022 ve 2023 yıllarına yaymak borcu azaltıyor görünse de gelecek yıllarda başkanlık koltuğunu bile satmak zorunda bırakabilir.

İcra dosyalarını kaldırmak için 210 milyon liralık borcu, 280 milyon liraya yapılandırıp yüksek faizle ödemeyi kabul ederseniz borcunuz sadece 2021 yılında azalır. 2022 yılında katlanır. Aman dikkat.

Bu yazıda asıl konumuz; Denetim Kurulu’nun İYİ Partili Üyesi Saygıdeğer Hocam Necmi Dursun’un mensubu olduğu ve kendisinin de emek harcadığı denetleme komisyonu raporuna getirdiği eleştirilerdi.

Sayın Dursun’un konuşmalarının şifrelerini çözmeye çalıştığımda söylediklerinin yenilir yutulur şeyler olmadığını fark ettim.

Bu arada İYİ Partili 2 değerli Komisyon Üyesi Sayın Necmi Dursun ve Sayın Nurten Bakır Hanımefendi’nin komisyon raporunun bölümüne muhalefet şerhi koyduklarını da öğrendim. Neredeyse iki aydır emek verdikleri bir rapora bu 2 değerli üye niçin muhalefet şerhi koymak zorunda kalmıştı?

Rapor okunduktan sonra Sayın Necmi Dursun, kürsüye çıkarak rapora bir takım eleştiriler getirdi. Bu eleştirilerin tamamına https://www.usakgundem.com/guncel/tavukcudan-cikolata-teklifi-3-medya-kurulusundan-binlerce-gazete-alinmis-h7499.html den ulaşabilirsiniz.

Değerli Hocamızın tabiri ile konuşmasının bu kısmında “vicdanları kanatan” bir ima sezdim.

BU İHALELERİN AYDINLATILMASI GEREKİYOR

Necmi Dursun Hocamız; “Temizlik alımların yüzde 90’ı üç firmadan yapılmış alım yapılan firmaların yan teklifleri ise evlere şenlik.” Diyor.

Belediyenin tüm temizlik ihtiyaçlarının yüzde 90’nını şıppadanak çözen bu üç firma kime aittir? Belediye kargadan başka kuş, bu 3 firmadan başka firma tanımaz mı?

Necmi Hocamız o esprili üslubu ile eleştirilerine devam ediyor: “Çikolata alımında yan teklif, piliççiden alınmış, iştiraklerinin et alımlarının yüzde 95’i aynı kasaptan alınmış, hırdavat alımları, belediye araçlarının lastik, araç parçaları alımları belli firmalarda yoğunlaşmıştır.

Piliççinin çikolata teklifini beğenmediniz mi? Lastikçiden de ekmek teklifi falan alsaydınız bari.

Doğrudan teminlerde fiyat farklılıklarına bir tane örnek verecek olursak; Şubat ayında bir firmadan kilosu 58 TL’ye sucuk alınmış,

Aynı ay içerisinde bir başka firmadan kilosu 39 TL 50 kuruştan teklif alınmış. Sucuk alımında kiloda 19TL 50 kuruş fark var.

Bir de tahin olayı var. Bir firma belediyeye iki farklı fiyattan tahin satmış. Birinde 33 TL 43 kuruştan satarken, bir başka firmadan teklif alınıyor. Bu imalatçı firma 23 TL teklif veriyor. Belediyeye 33 TL’den tahin veren firma aylar sonra “Ben 24 TL 80 kuruştan tahin veririm” deyip yelkenleri suya indiriyor. Bunun gibi örnek çok.

Belediyeye her ay düzenli olarak binlerce gazete alındığı, bu gazetelerin sadece 3 medya grubuna ait olduğu faturalarda görülmüştür.”

Yani madem borç ödeyeceksiniz, belediye iştiraklerine sucuk almak için bir 58 TL’den, bir de 33 TL’den iki teklif alıp niçin pahalı olanı tercih ediyorsunuz? Belediyenin borcunu pahalı ürün ya da hizmeti tercih ederek mi bitireceksiniz?

Tahin alımında da niçin pahalı teklif veren firmayı tercih ettiniz? 11 TL daha ucuz veren imalatçı firma sizin düşmanınız mı?

 Yüksek fatura veren firmalar babanızın oğlu mu? Ananınızın kızı mı?

200 BİN TL DEĞERİNDE ALDIĞINIZ CİHAZ NE OLDU?

Yaptığımız araştırmalarda hiç gündeme gelmeyen bir alım olayı var ki; akıl alır gibi değil.

Uşak’ta cep telefonları satan bir firma tarafından Uşak Belediyesi adına 200 bin TL’lik bir fatura kesiliyor.  Faturada alınan 200 bin TL karşılığı “cihaz” olarak gösterilmiş.

Yaptığım araştırmada bu cihazların cep telefonu olduğunu öğrendim. Bu cep telefonları şimdi nerede? Kimler tarafından kullanılmaktadır?

Bu cihazlar alınırken hangi yöntemlere başvurulmuştur?

  1. Doğrudan temin
  2. İhale yolu ile
  3. Hiç biri

Doğru cevap (c) hiçbiri

Bir de maddi zorluklar yaşayan ve uzaktan eğitim alamayan öğrencilere dağıtılmak üzere yine ‘hiç biri’ yöntemi ile alınan tablet olayı var ki; o da akıl alır gibi değil.

Kimseyi suçlamadan soruyoruz sadece:

Yukarıda bahsi geçen alımlar ve faturalar doğru mu?

Necmi Hocam eleştirisinin bir yerinde  “Birkaç alımın ne doğrudan teminde ihale yolu seçilmeden alım yapıldığı tespit edilmiş. Alınan malzemenin piyasa değerinin üzerinde alım yapıldığı kesilen fatura üzerinde görülmüştür” diyor.

Bu ifade ile kastettiği şey nedir?

  • Belediyede birileri tüm alım yöntemlerini, ihale yasa ve yönetmeliklerini pas geçerek kafasına göre alım mı yapıyor?
  • Böyle bir durum varsa ne aldı? Kimden aldı? Kaça aldı? Kamuoyu bunu bilmek zorundadır.
  • Böyle bir durum varsa bu kafasına göre takılan amir memur kimdir?
  • Belediyenin kaynakları, eşe dosta hovardaca birileri para kazansın diye peşkeş mi çekiliyor?

Peşin peşin söyleyeyim:

 Kimseyi suçlayıp, yargısız infaz yapmıyorum. Şöyledir böyledir de demiyorum

Sadece Necmi Hocamın eleştirilerini okuyunca de ki şeytan dürttü. Ben de kafamdaki bu deli sorulara cevap arıyorum.

Bu soruların cevabını da olayın tarafıı olarak Uşak Belediyesi verecektir. Kendi partisinden iki üye içerisinde bulunduğu komisyonun raporuna “Vicdanları kanatıyor”saikı ile şerh koyuyorsa İYİ Parti Uşak İl Başkanı Sayın Şener Toköz bunun nedenlerini açıklamak zorundadır.

Ne demişti Sayın Necmi Dursun; “Belediye gelirlerinden fakir fukaranın, yetimin, işçinin emeklinin parası olduğu unutulmamalıdır.”

DÜMBELEKLERE DEĞİL ŞEHRÜL-EMİN’E SORUYORUM

Eskiden büyüklerimiz belediye başkanı demezler “Şehrül-Emin” derlerdi. Belediye başkanları, kendisine güvenilerek emanet edilen o ilçeyi temsil etmeleri nedeniyle ŞEHR-İ EMEİN (o yerleşim alanının güvenilir insanı) olarak anılmaktadır. Güvenilir insan halk tarafından seçilmiş olduklarından herkesin belediye başkanı olmak ve belediyenin imkânlarını kılı kırk yararak harcamak zorundadır.

Şimdi Uşak Belediye Başkanı Sayın Mehmet Çakın’ın, yukarıda kamuoyu ile paylaştığım bilgilere ve sorduğum sorulara Uşak’ın “Şehrül-Emin”i olarak bizzat cevap vermesi gerektiğini düşünüyorum.

Ben bu bilgilere ulaştım ve doğruluğunun teyit edilmesini istiyorum. Ancak bugüne kadar kamuoyu ile paylaştığım tüm bilgiler Uşak Belediyesi tarafından ne doğrulandı, ne de yalanlandı.

Belediyenin kapısında beslenenler ise bir kemik uğruna saldırıyor.

Yani eskilerin tabiri ile

“Davula vuruyorum dümbelekten ses geliyor”