Deprem bölgesiyle ilgili dikkat çeken uyarı! Öyle kokuyorsa sakın kullanmayın!

Deprem bölgesindeki vatandaşlar bu noktada uyarıldı. DEÜ Su Kaynakları Yönetimi ve Su Kaynaklı Doğal Afetlerin Kontrolü Araştırma ve Uygulama Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şimşek deprem bölgesinde çürük yumurta gibi kokan su hakkında dikkat çekici açıklamalar yaptı. 
Deprem bölgesiyle ilgili dikkat çeken uyarı! Öyle kokuyorsa sakın kullanmayın!

Kahramanmaraş merkezli meydana gelen iki büyük depremin ardından 10 il deprem etkisi altında kalırken büyük bir yıkım gerçekleşti. Depremin 9. gününde gelen uyarı dikkat çekti. Depremin ardından su seviyesi ve kimyasında bir takım değişikliklerin yaşanbileceği belirtildi. Deprem bölgesindeki vatandaşlar bu noktada uyarıldı. DEÜ Su Kaynakları Yönetimi ve Su Kaynaklı Doğal Afetlerin Kontrolü Araştırma ve Uygulama Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şimşek deprem bölgesinde çürük yumurta gibi kokan su hakkında dikkat çekici açıklamalar yaptı. 

Merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 10 ili etkisi altına alan deprem bölgesinde çalışmalar hala sürdürülmeye devam ederken DEÜ Su Kaynakları Yönetimi ve Su Kaynaklı Doğal Afetlerin Kontrolü Araştırma ve Uygulama Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şimşek "Deprem bölgesindeki halkımızdan yer altı suyunda bir gaz çıkışı, çürümüş yumurta gibi kötü koku, suyun tadında veya sıcaklığında bir değişiklik varsa kesinlikle tüketmemelerini istiyoruz" dedi.

YER ALTINDA DEĞİŞİM OLMUŞ OLABİLİR!

Deprem yer üstünde birçok enkaz ve acı yaşanmasına neden olurken Şimşek yer altında deprem nedeniyle meydana gelen değişiklikler ve tehlikelerden bahsetti. Dokuz Eylül Üniversitesi'nin (DEÜ) Su Kaynakları Yönetimi ve Su Kaynaklı Doğal Afetlerin Kontrolü Araştırma ve Uygulama Merkezi (SUMER) Prof. Dr. Celalettin Şimşek tehlikelere dikkat çektiği açıklamasında "Depremler yer altı suyunda iki önemli değişim yapabilir. Yer altı suyu seviyesinde ve kimyasında değişimler yaşanabilir. Halk sağlığını doğrudan ilgilendirdiği için ilk olarak kimyasal boyutunu değerlendirelim. Fay hatlarının derin jeotermal suların veya organik bileşikli serimanlar varsa eski göl yatakları olabilir, kömür alanları olabilir. Buralardan metan gazı, karbondioksit ve sülfür gazları yer altı suyuna karışabiliyor. Bunun örneklerini gördük. 2022 yılındaki Düzce depreminde bazı kuyularda metan gazı girişleri oldu. Hatta halk çakmağı çakınca suyun yandığını gördük. Böyle durumlar bölgede yaşanabilir." dedi.

Fay hatlarının kırılması sonucu meydana gelen depremde jeotermel suların yer altı suyuna karışabileceğine ve bunun büyükl bir tehlikeye neden olabileceğini dile getiren Şimşek vatandaşları dikkatli olmaları gerektiği noktasında uyararak  "Böyle durumda suyun sıcaklığında artış olacaktır. Bu tür sıcaklığında artış olan sular tüketilmemeli. Çünkü jeotermal sular yüksek oranda metal konsantrasyonu içerebilir. Bu tür sudaki değişimler olan bölgelerde tüketmeden yetkililere bildirilmelidir." ifadelerini kullandı. 

SU TÜKETİMİNE DİKKAT!

Depremin ardından ardından oluşan çatlakların yer altında büyük değişiklikler meydana getirebildiğini söyleyen Şimşek "Deprem şok dalgaları gelince yer altı suyu seviyesi yükselir ve zamana bağlı olarak eski haline dönüyor. Bu yer altında gerçekleştiği için yüzeyde göremeyiz. Ancak gözlem kuyularında belirlemek mümkündür. Bazı deprem alanlarında, bir su kaynağı varsa, kuruyabiliyor ya da yeni bir kaynak oluşabiliyor. Örnek verirsem ABD'nin Kaliforniya eyaletine bağlı Sonoma ilçesinin merkezi olan Santa Rosa kentinde, depremden sonra kurumuş bir dere tekrar aktifleşiyor. Son olarak Kanada'da bir depremde takımadalarda bazı kaynakların kuruduğunu da gördük. Deprem sonrası oluşan kırık ve çatlak sistemleri yer altı dinamiğinin değiştirebiliyor. Bu nedenle seviyelerde bazı değişiklikler gözlemleyebiliyoruz." dedi. 

Afet bölgesinde yer alan illerin bu noktada oldukça titiz davranması gerektiğini söyleyen Şimşek  "Bu konuda şanslıyız. Bölgede özellikle kimyasal içerikli atık depolama alanları içeren maden sahaları çok yok. Oradaki en büyük maden alanı, Afşin- Elbistan kömür sahası. Buranın üniversite olarak kontrolörlüğünü yürütüyoruz. Sahadaki su kuyularıyla ilgili bir problem gerçekleşmemiş. Sadece 3 saatlik bir elektrik kesintisi gerçekleştiğinde su seviyesi kısmen yükselmiş. Pompalar çalıştıktan sonra tekrar devreye girdiği için şu an bir risk yok. Ancak detaylı incelemek de gerekiyor. Eğer kimyasal atık içeren atık depolama sahaları olan maden işletmeleri varsa, buraları da incelemek lazım. Yer altı suyu için tehlike arz edebilir." ifadelerine yer verdi. 

Suyun tadı ve sıcaklığında bir değişiklik olması durumunda tüketilmemesi gerektiğini belirten Şimşek aynı zamanda suyun tadının ve kokusunun çürük yumurta gibi olması noktasında uyarıda bulunarak  "Deprem bölgesindeki halkımızdan, yer altı suyunda bir gaz çıkışı, çürümüş yumurta gibi kötü koku, suyun tadında veya sıcaklığında bir değişiklik varsa kesinlikle tüketmemelerini istiyoruz. Su tatsız ve berrak olmalı. Aksi bir durum varsa tüketmemeli, yetkililere bildirilmelidir. Su tüketimlerinde mutlaka yetkililerin sağladığı temiz sular tüketilmelidir. Ayrıca ülke olarak su yönetim planı oluşturmak da gerekiyor. Toplanma alanlarına temiz su depolama alanları yapmalıyız. Toplanma alanındaki nüfusa yetecek kadar suyu sağlamamız lazım. Çünkü salgın hastalıkları önlemek için yeterli suyu sağlamak önem arz etmekte. Deprem riski altındaki diğer kentlerimizde, önceden toplanma alanları hazırlanmalı, buraya sanitasyon için temiz su sistemi kurulmalı, diye düşünüyorum." dedi. 

İlgili Haberler