Uşak TTB Başkanı Dr. Ahmet Çiftçi; “Uyarıyoruz: Oyalama Değil Hakkımız Olanı İstiyoruz!”

Hekimler ve sağlık çalışanları yurt genelinde bir günlük uyarı amaçlı iş bıraktı. Sağlık kuruluşlarında acil hizmetler dışında işler durduruldu. Uşak Tabipler Odası Başkanı Dr. Ahmet Çiftçi yazılı bir basın açıklaması yaparak sağlık çalışanlarının hakları konusunda hükümeti uyardıklarını kaydetti.
Uşak TTB Başkanı Dr. Ahmet Çiftçi;   “Uyarıyoruz: Oyalama Değil Hakkımız Olanı İstiyoruz!”

Çiftçi açıklamasında; “İktidarın savunduğu ve uyguladığı sağlık sistemi toplum sağlığı için artık önemli bir risk halini almış; bu sistemin yürütülmesi olanaksızlaşmıştır. Koronavirüs salgını mevcut sağlık sisteminin, toplum sağlığını korumak bir yana daha da riske attığını çok acı bir şekilde önümüze koymuştur. Yüzbinlerce insanımız, yüzlerce sağlık çalışanı yaşamını yitirirken; onlar sağlık sistemlerinin, şehir hastanelerinin güzellemeleri yapmaktadır.

 

Sağlık emekçileri salgın döneminde canla başla çalışırken aynı zamanda işsizlikle, işten atılmalarla, yoksullukla karşı karşıya bırakılmıştır. Sağlık çalışanları “artık bu şartlarda çalışamıyoruz” diyerek istifa ederken, emekli olurken; genç hekimlerimiz başta olmak üzere sağlık emekçileri yurtdışına göç ederken tüm bu sorunları konuşmak, çözüm önerilerimizi iletmek için Sağlık Bakanı’yla görüşme taleplerimizi defalarca ilettik. Sağlık Bakanlığı 408 gündür TTB’nin randevu talebine cevap vermemiştir. Sağlık Bakanı’nın hekimlerin, sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını, sağlık ve yaşam sorunlarını, toplum sağlığını sağlık emek meslek örgütleriyle konuşmasından daha doğal ne olabilir? Bu görüşme taleplerini karşılamak Sağlık Bakanı’nın bizlere ve topluma karşı sorumluluğu değil midir?” şeklinde sordu.

“SAĞLIK ÇALIŞANLARINA VERİLEN ÜCRET DÜŞÜKTÜR”

Çiftçi açıklamasına şu ifadelerle devam etti: “Artık yaşamımıza bile mâl olan bunca sorunumuzu duymazdan, görmezden gelen iktidar, aslında her şeyi görmektedir ve bilmektedir. Yaşanan sorunları ne yazık ki pandemi döneminde çok daha belirgin olan SALGINI değil ALGIYI yönetmeye çalışarak, kendisini bir şeyler yapıyormuş gibi göstermeye çalışarak, yok saymaktadır. Bunun en son örneği de hekimlerin, sağlık çalışanlarının artık yoksulluk sınırının çok altına düşmüş; açlık sınırına kadar gerilemiş gelirleri ve özlük hakları ile ilgili düzenleme yapacağı iddiasıyla getirdikleri yasa tasarısıdır. Ancak yasa tasarısı TBMM’ye getirildiği gibi hızla geri çekilmiştir.

Bizler tasarının yeterli olmadığını, bütüncül olmadığını, tüm sağlık çalışanlarını, tüm hekimleri kapsamadığını belirtirken bu teklif bile bize fazla görülmüş; ne zaman tekrar Meclis’e getirileceği, varsa eksiklerin yasa tasarısına eklenerek neden tamamlanmadığı gibi sorular havada bırakılarak usule aykırı bir şekilde geri çekilmiştir. Bu yasa ne çalışan hekimlerin ne de emekli hekimlerin gelirlerinde bir iyileştirme sağlamayacaktır.

Sağlık ağır ve tehlikeli işler kapsamındadır. Yapılan işin niteliği, riski, eğitim düzeyi ve yoksulluk sınırı gibi daha birçok kriter ele alındığında yapılan düzenlemenin bile yetersiz olduğunu ifade ettik. Yapılan düzenleme ile hekim ücretleri yoksulluk sınırına bile ulaşamamaktadır. İktidara belirtmek isteriz ki emekli hekimlere vereceğiniz ücret yüksek değildir; çalışanlara verdiğiniz ücret düşüktür. Sağlık ekip işidir; ekibin her bir üyesi, insanca yaşayacak bir ücret ve güvenli çalışma koşullarında ekip olarak, iş barışı bozulmadan çalışmak istemektedir.

İktidara ve Sağlık Bakanlığına çeşitli açıklama, eylem ve yürüyüşlerle anlatmaya çalıştık yine söylüyoruz: Salgın döneminde yaşamımızı da ortaya koyup verdiğimiz emeğin böyle/daha fazla değersizleştirilmesine izin vermeyeceğiz. Toplum sağlık hakkı; emeğimiz ve geleceğimiz için artık G(ö)REV zamanıdır.

Sağlıkta özelleştirmeci, hastanelerimizi satan politikalara karşı bu uyarı G(ö)REVİ;

  • Performans sisteminin kaldırılmasını, döner sermaye uygulamasına son verilmesini, sabit maaşımızın bunlara muhtaç etmeyecek, emekliliğe de yansıyacak şekilde yaşanabilir temel ücret talebimiz içindir.
  • Güvencesiz, gerçekdışı bahanelerle işimizden edildiğimiz ve köleliği dayatan çalışma koşullarına son verilmesi, güvenceli çalışabilme talebimiz içindir.
  • Şiddete karşı etkili yasa, güvenli işyerleri, sağlıklı çalışma ortamları talebimiz içindir.
  • COVID-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası çıkarılması, her yıla 120 gün yıpranma payı içindir,
  • Ek göstergelerin 3600’den 7200’e kadar kademeli olarak yükseltilmesi içindir.
  • Aile hekimliği ceza yönetmeliğinin geri çekilmesi, kamuya ait binalarda kamu çalışanlarından oluşan eksiksiz bir ekiple koruyucu sağlık hizmetlerinin yürütülmesini sağlayacak birinci basamak sağlık
    örgütlenmesi içindir,
  • Tüm asistanların emeklerinin karşılığını aldığı; çekirdek eğitim müfredatına uygun, asistan hekimlerin tüm süreçlerde söz sahibi olduğu nitelikli uzmanlık eğitimi almasını ve eğitim dışı işlerde çalıştırılmaması içindir
  • KHK ve güvenlik soruşturmaları ile hukuksuzca işinden alı konulmuş tüm sağlık çalışanlarının derhal işlerine başlatılması içindir.
  • İşyeri hekimliği alanında OSGB ve benzeri özelleştirmeye son verilmesini, işyeri hekimlerinin çalışma saatleri, atama ve ücretlendirmeleri konusunda tabip odalarının yetkili olması içindir
  • Sağlık, piyasanın vahşi koşullarına terk edilemez! Şehir hastanelerinin kamulaştırılmasını, özel hastanelere değil kamu hastanelerine bütçe ayrılmasını, özel hastanelerde aşırı çalıştırılmaya ve ciro baskısına son verilmesi içindir
  • Mevcut 5 dakikada bir muayene dayatmasına son verilmesini; randevuların hastalarımıza en az 20 dakika ayırabileceğimiz şekilde düzenlenmesi içindir

Bu G(ö)REV emeğimize, geleceğimize, halkın sağlık hakkına sahip çıktığımızı gösteren bir uyarıdır. Artık toplumun, sağlık çalışanların çığlığına kulak verilmelidir. Taleplerimiz kabul edilmediği, sağlık çalışanlarının çalışma ve yaşam koşullarını düzeltecek bir düzenleme hızla Meclis’e getirilmediği takdirde eylemlerimiz devam edecektir. İktidar bilmelidir ki söyleyecek sözümüz, değiştirecek gücümüz var.

Kısacası Emek Bizim ise Söz de Bizimdir!”

Dr. Ahmet Çiftçi (Uşak TTB Odası Başkanı)

(SALİH KILINÇ / HABER)