Ömer Kahya

Ömer Kahya

BU EVLERDE ÇOK BAYRAMLAR GÖRDÜ!!

Bir bayram günü, aklında ki anıların hüznüyle tırmandı merdivenleri. Dile kolay tam otuz yıl olmuştu bu evi terk edeli.

 Anasını ve babasını kaybettikten sonra bir daha uğramamıştı doğduğu eve. Onların bıraktığı her bir hatıra acıdan yüreğini eziyordu sanki.

Nasıl olmuş ta yaşamını sürdürdüğü İzmir’den ayakları zorla sürümüştü onu buraya? Gelmemeye yemin ettiği eve.

İşte yine oradaydı. Kendisi için bir devrin kapandığı yer…

 Yaşlı gözlerle ahşap işlemeli kapılara baktı. Anasını gördü sanki kapıdan girip çıkan, hiç durmadan evin işleriyle uğraşan cefakar kadını…

Solda ki halı tezgâhına gözü kayınca gözyaşları daha fazla süzüldü yanağına. Anası ve yengesi halı dokurken ne çok oynardı burada. Acıktığında mızıldar, anası işini bırakıp ekmeğine haşhaş, salça ne varsa sürüp doyururdu onu.

Karşısında duran ocak onu yere çökertti birden…

"Ahh babam!" diyebildi sessizce. Çok severdi burada oturmayı. Tarladan, kahveden ya da günün diğer saatleri evde bulunduğunda ocak başı babasının makamıydı. O da babasından alıştığını söylerdi ya.

Her bir odaya girip çıktı. Kapı kollarını okşadı. Sonra tekrar hayatta tahta tabanlar üzerinde durdu bir süre. Üzgün gözlerle ortalığı süzdü. Sonra gidip merdiven korkuluklarına yaslandı. Beşik kurup sallandıkları çam özlerine baktı dalgın bir şekilde. Ardından merdivenlere doğru adım atıp "elveda" dedi en derinlerden..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kahya Arşivi