Salih Kılınç

Salih Kılınç

Yazamıyorsan gazeteci değilsin

“Gazetecilik birilerinin yazılmasını istemediği şeyleri yazmaktır. Bunun dışındaki her şey halkla ilişkilerdir. “

George ORWELL.

Peki, yazabiliyor muyuz?

Hayır, yazamıyoruz.

O zaman niye gazetecilik yapıyoruz?

Halkla ilişki kurmak için…

Bari bunu başarabildik mi?

Hem de Nasıl?

Birinin aleyhine haber yaptın mı, sana yedi sülale dümdüz gidiyor. Akraba bile oluyoruz.

Bundan güzel halkla ilişkiler olur mu?

Başka yerleri pek bilmem ama Uşak’ta işini aşk ve şevkle yapmaya çalışan 3-5 dürüst gazeteci dışında, çoğunluğu, leşe üşüşen sırtlanlar gazetecilik yapar oldu. Leşten kemik kapmaya gazetecilik falan sanıyorlar.

Hani haber falan yazsalar diyeceğim ama çoğu adını bile doğru dürüst yazamıyor ki haberi nasıl yazsın?

Neyse, Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü…

Ben ağzınızın tadını bozmayayım da halkla ilişkilere bir iki gazeteci fıkrasıyla devam edeyim…

Uyanık Gazeteci

Kaza yerinin etrafını polis kordonu ve meraklı bir kalabalık çevirmiştir. Gazetesine iyi bir haber yetiştirmek isteyen muhabir, çemberleri aşamayınca bir kurnazlık düşünerek seslenir:

-Yol verin! Yol verin! Ben kaza kurbanının oğluyum!

Yol verirler, muhabir yaklaşır. Bir de bakar ki; arabanın önünde bir eşek cansız yatmaktadır.

BAKAN

Bir ülkede bir bakan, kendisini gazetecilere hiç sevdirememişti.

Ne yapsa makbule geçmiyor, basın her gün kendisiyle uğraşıyordu. Nihayet :

-Öyle bir şey yapayım ki, gazeteciler mat olsun, diye düşündü ve ilan etti :

-Pazar günü saat 10'da bakan denizin üzerinden yürüyerek geçeceğim.

Pazar sabahı saat 10'da tüm basın mensupları toplandılar orada.B akan geldi ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye başladı. Karşı kıyıya kadar da yürüdü geçti. Herkesin gözleri dehşetle açılmıştı.

Fakat ertesi günü tüm gazetelerde şu başlık okundu:

-Bakan yüzme bilmiyor!

Gerçek gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Salih Kılınç Arşivi