Uzayda yaşam var mı?

Dünya dışı akıllı varlıklara olan ilgi, özellikle 1982’de vizyona giren E.T. adlı filmden sonra daha da arttı. Bu konuda uzmanların elinde kanıt yok. Ama ısrarla uzayı izlemeye ve dinlemeye devam ediyorlar
Uzayda yaşam var mı?

Dünya dışı varlıklar şimdilik yalnızca teleskopik gözler ve kulakların yardımıyla aranıyor.

Honolulu’daki Hawaii Üniversitesi astronomi profesörü Michael Liu, uzak yıldızların çevresindeki gezegenleri optik teleskopla izliyor.

Liu yakın bir zamana kadar dünyadaki teleskopların uzaydaki cisimleri net gösteremediğini söylüyor. Bunun nedeni atmosferin ışık kırılmasına yol açması: “Son 15 yıl içinde teleskoplarda gelişmeler oldu. ‘Uyumlu optik’ adı verilen bir teknoloji geliştirildi. Bu teknoloji, atmosferdeki titreşimlerin frekansını ölçüp, size görüntüyü doğru olarak yansıtabiliyor.”

Profesör Liu’ya göre, yıldızlar eskiye oranla on kat daha net görünebiliyor

Uzak güneş sistemlerindeki gezegenlerin teleskopla bile görülmesi imkansız. Bu gezegenlerin varlıkları yalnızca ait oldukları yıldızlara dönük çekim güçleriyle anlaşılabiliyor. Ayrıca ısı yayan genç gezegenlerin varlıklarına yönelik ipuçları alınabiliyor. Bunun yanı sıra, bu gezegenlerin büyüklükleri, ne kadar enerji yaydıkları ve nelerden oluştukları da hesaplanabiliyor.

Michael Liu: “Elimizdeki her bulgu, gezegen sistemleri arasındaki benzerlikleri gösteriyor. Her geçen gün, kendi dünyamıza benzeyen gezegenlere, kendi güneşimize benzeyen yıldızlara adım adım yaklaşıyoruz. Bu artık kaçınılmaz bir şey.”

Bazı uzmanlar, büyük çanak antenlere sahip radyo teleskoplar kullanıyor. Bunlar uzayın derinliklerindeki radyo dalgalarını yakalamaya çalışıyor.

İskoçya’daki St. Andrews Üniversitesi’nde görevli astronomi profesörü Alan Penny, kısaca SETI olarak bilinen ve Dünya Dışı Akıllı Yaşam Araştırması adlı grubun İngiltere biriminin başkanı. Grup, Britanya adalarındaki tüm radyo teleskopları birbirine bağlayıp uzayın derinliklerinde akıllı yaşam izleri arıyor.

Skype üzerinden sorularımızı yanıtlayan Profesör Penny, yıldızlardan ve gökadalardan gelen seslerin doğal ve karmaşık olduğunu, ama akıllı yaşam unsurlarının oluşturacağı seslerin bir düzeni bulunacağını söylüyor: “Bu yapıyı doğal bir kaynak size veremez. Bir yıldız ya da gökadadan düzenli frekanslar alamazsınız. Gökyüzünün fotoğrafını çekerseniz, renklere bakın. Algılayabileceğiniz doğal renkleri görürsünüz. Keskin bir renk grubu görürseniz, kesinlikle yapay olması, akıllı yaşam unsurlarına işaret etmesi gerekir.”?

Ancak gökyüzü devasa büyüklükte.  Astronomların dünya dışı canlı araması çok zor.

Alan Penny, “Belki bazıları bize benziyor. Başka gezegenlerde yaşıyorlar ve güçlü radyo sinyalleri gönderiyorlar. Böyle bir sinyal aldığınızda teleskopunuzu gezegen olduğunu bildiğiniz sistemlere çeviriyorsunuz. Son on yıldır, yakındaki yıldızların çevresinde gezegenler belirlemeye başladık” diyor.

Profesör Penny, arama çalışmalarına özel yardımlarla ödenek sağlandığını, UKSETI’nin önümüzdeki iki yıl içinde tam faaliyete geçeceğini söylüyor. Bu arada uzmanlar dünya dışı yaşam izleri aramaya devam edecek. Çünkü birçokları evrende yalnız yaşamadığımız ihtimalinin yüksek olduğuna inanıyor.