Uşak’in hali Kara Halli

Şu 2020 yılının ne kabahati var bilemiyorum. Ama bir an önce gitsin artık.
Uşak’in hali Kara Halli

Yılın başında, Suriye’de Barış Pınarı Harekatı yani savaş, ardından Elazığ ve Manisa depremleri, sonra bu koranavirüs müdür? Covid-19 mu dur? Her ne belaysa, arada Giresun’da sel felaketi, geçen hafta İzmir depremi, başımıza gelmeyen kalmadı.

Allah göstermeye bir de Nuh Tufanı çıkarsa her şey tamam olacak.

Neredeyse Kasım ayını yarıladık. Korana belası daha da azgınlaşarak canımızı yakmaya devam ediyor. Uşak ilçe ve köylerinden gelen bilgiler hiç de iç açıcı değil.

Uşak’ta iki vali yardımcısı, iki kaymakam, belediye başkanı, il emniyet müdürü, il genel meclisi başkanı bu illette tutulup Azrail’in elinden yakasını zor kurtardı.

Uşak Valiliği Basın Halkla İlişkiler Müdürlüğü görevini yıllarca yürüten Mehmet Kahraman,

Uşak’ın çok sevilen iş adamları Ahmet Tayyip Karahan ve Mahir Karakozak, İl Genel Meclisi eski Başkanı Avukat Mehmet Pehlivan son 10 gün içerisinde korana yüzünden kaybettiğimiz sevilen ve sayılan isimler. Allah rahmet eylesin.

Normal vatandaşları yazsam sayfalar yetmez. Hani; “Koranavirüs etrafımızı çember gibi sardı” diyorduk ya artık sarma işini bitirdi. Evimizden işyerimizden içeri girdi. Kovmakla falan gitmiyor. Her ailede bu illete yakalanan veya yaşamını yitiren canlarımız oldu.

Uşak Eğitim ve Araştırma Hastanesi korana tedavisine yetişemez olduğu için durumu ağır olmayanların tedavileri ilaçları ellerine verilerek evde yapılıyor. Hastanede yer kalmadı. İnsan sayısı o kadar çok ki, hasta insanlar bizde de ambulans yerine özel aracı yoksa toplu taşım araçları ile gidip geliyor. Kim bilir kaç kişiye virüs bulaştırıyor?

Sürecin başından bu yana Uşak’ta bu hastalıkla mücadele eden sağlık emekçileri de artık canından bezmiş durumda. Moral ve motivasyonları sıfıra inmiş. Doktor, hemşire, hizmetli artık birbirine giriyor. Kavga ve tartışma bitmiyor. Bazı hasta ve hasta yakınlarına söz geçiremiyorlar.

Denetimler yapılıyor görünüyor. Ancak çarşıda pazarda gezen insanımız , mal satan esnaf ve pazarcımızım büyük bir çoğunluğu maske takmaktan ve mesafeyi korumaktan neden imtina eder anlayamıyorum. Başka koruma yöntemi var mı? Yok.

İlimiz şu anda günlük 300-350 civarında pozitif vaka sayısı olduğu yönünde bilgiler alıyorum. Korkunç bir rakam. Bunun yüzde 5 civarında yaşamını yitiren hasta sayısı olsa günlük 10-15 kişi arası insan hakka yürümüş demektir.

Şu anda büromda bu yazıyı yazarken işyerimin önünde 3 kişi sarmaş dolaş. Belli ki uzun zamandır birbirini görmemiş. Birinde maske var. O da çenesinin altında. Artık, “Elbet bir gün buluşacağız” şarkısını söylerler. Tabı buluşma mekânı ahiret olur.

6 Kasım ve 7 Kasım tarihlerinde Nüfusu bini biraz geçen Karahallı ilçesi ve köylerinde vefat eden kişi sayısının 7 kişi olduğu yönünde bilgiler geliyor. Ne yazık ki Sayın Yöneticilerimiz, halkı bilgilendirmeye tenezzül etmedikleri için Uşak merkezde ve il genelinde Kaç kişi hasta? Kaç kişinin durumu ağır, Kaç kişi evde tedavi görüyor? Bilemiyoruz.

Sivaslı ilçesi de Karahallı’dan aşağı kalmıyormuş. Ulubey ilçemizde de son günlerde korkunç bir artış olduğu söyleniyor. Merkez ilçe zaten kontrolden çıkmış görünüyor.

Bir de Anayasa; toplumun bilgi alma özgürlüğünden bahseder. Etsin o kağıt üzerinde değil mi?

Denetimler devam ediyor ama termal havuzlar, gazinolar açık, kafeteryalar açık Maskeler elde çenede, pazaryerleri tıklım tıklım, okullar açık. Ne derece doğru bilmem. Bazı yasa dışı kumarhanelerin pandemi döneminde daha çok mesai yaptığı yönünde bilgiler geliyor.

 65 yaş üstü insanımız (Benim daha 8 yılım var) eve kapansın. Kapansın da akşam eve oğlu gelir, kızı gelir. Torunu okuldan gelir. Ne oluyor o zaman?

Ne olacak? İstikamet Asri Mezarlık oluyor. Zaman zaman devletimizin ekonomik çarkların daha sağlıklı dönmesi için 65 yaş üstü canlarımızı artık gözden çıkardığı kanısına kapılmıyor da değilim. Tövbe tövbe….

Valla Uşaklı olarak; her gün bir yakınımızın evinde korana testinin pozitif olduğu, Bugün hangi hemşerilerimizin korna yüzünden dünya değiştirdiğini düşünmekten bizim de psikolojimiz iyice bozuldu.  

Uşaklı olarak hepimiz iyiden iyiye “Kara halli” olduk