Nice yıllara Uşak Şeker Fabrikası

Bugün 17 Aralık Uşak Nuri Şeker Fabrikası’nın kuruluşunun 96. Yıldönümü.
Nice yıllara Uşak Şeker Fabrikası

 Türk şeker sanayinin "ilk göz ağrısı" Uşak Şeker Fabrikası'nda pancarın şekere dönüşüm yolculuğu 96 yıldır aralıksız devam ediyor.

Şu anda Bandırma Üniversitesi’nde görev yapan Tarihçi Prof. Dr. Mehmet Karayaman bu yolculuğu ; “”Nuri Şeker ve Uşak Şeker Fabrikasının Kuruluşu” adlı kitabında şöyle anlatır: Çek Skoda firması ile 21 Ekim 1925 tarihinde imzalanan anlaşma ile 6 Kasım 1925 tarihinde temeli atılan şeker fabrikası, 17 Aralık 1926 tarihinde hizmete girmiştir.

*Memleketimizin her müsait mıntıkasında şeker ihtiyacının temini, mühim hedeflerimiz arasında tanınmalıdır*, diyen Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın yolunda ilerleyen Nuri Şeker ve arkadaşları, ilk Türk şekerini üretmenin ve Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya sunmanın onurunu yaşamışlardır.

1931 yılından itibaren devlet tarafından işletmeye başlanan Uşak Şeker Fabrikası, Türkiye’de şeker sanayinin kurulmasında öncü rol oynamış, kendisinden sonra kurulacak olan şeker fabrikaları için bir okul vazifesi görmüştür.”

Uşaklı Nuri Şeker'in gayretleri ve Uşak'ta mahalli birçok müteşebbisin katılımıyla kurulan Uşak Terakki Ziraat TAŞ tarafından 6 Kasım 1925’te temeli atılan Uşak Şeker Fabrikası, 17 Aralık 1926'da işletmeye açıldı.

Uşaklı halı tüccarlarından Celepzade Abdullah Bey bir Avrupa gezisinde Almanya'da Uşak'ta ekilen "çükündür" diye anılan kırmızı pancardan başka bir çeşit pancarın bulunduğunu öğrenir.

Bu tohumdan takriben 8-10 kilogram kadar Uşak'a getirerek meraklı çiftçilere dağıtır. Molla Ömer Oğlu Nuri Bey de bir miktar tohum alarak Kalfa köyündeki tarlasına eker. Nuri Bey, ürettiği pancardan pekmez ve köpük helvası yapmayı başarır. O yıllarda ülkenin hiçbir yerinde şeker bulma imkanı olmadığı için ürettiği tatlı çeşitlerini satarak kazanç elde eder.

Nuri Şeker, bu tarihten itibaren Uşak'ta bir şeker fabrikası kurmayı amaç edinir ve Nuri şeker öncülüğünde 19 Nisan1923 yılında Uşak Terakki Ziraat Türk AŞ kurulur.

Uşak Terakki Ziraat TAŞ tarafından 6 Kasım 1925'te temeli atılan Uşak Şeker Fabrikası, 17 Aralık 1926'da işletmeye açıldı.

Fabrika, ilk açıldığı yıl 1.263 ton pancar işleyerek 114 ton kristal şeker üretti. Kuruluş kapasitesi günlük 500 ton olan Nuri Şeker Uşak Şeker Fabrikası, günümüzde 1.800 ton günlük üretim kapasitesine sahip.

- Rekor üretim 1982'de gerçekleşti

Uşak Şeker Fabrikası, 95 yıllık geçmişinde en çok üretimi 1982'de gerçekleştirdi. Fabrika, bu dönemde 289 bin 700 ton pancarı işleyerek 43 bin 922 ton şeker elde etti. Böylece tüm zamanların en iyi verilerine 1982 yılında ulaşılmış oldu.

Fabrika için ekim yapılan alanlarda dekar başına en yüksek verim 2016'da gerçekleşirken, 2016 yılında dekar başına yaklaşık 6 ton pancar elde edildi. Böylece 2016, en verimli yıl olarak kayıtlara geçti.

Fabrika tarihinde en az kaybın olduğu 2019 yılında tesellüm edilen 213 bin 316 ton pancarın yüzde 80'ine denk gelen 169 bin 965 ton pancar, doğrudan fabrikaya nakledilerek pancardaki kayıp en aza indirildi.

2019, bu oranla fabrika merkezine alınan direkt nakliyeden dolayı kaybın en az olduğu yıl olarak kayıtlardaki yerini aldı.

 Uşak Şeker Fabrikası’nın kurucularından Nuri (Şeker)

(SALİH KILINÇ / HABER)

Nuri Şeker’den Atatürk ile İlgili Bir Anı:

Uşak Şeker Fabrikası’nın kurucularından Nuri (Şeker)1  Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Uşak gezisini şöyle anlatır:

“Merasime iştirak etmek üzere Ankara’dan hükümet başkanımızın hanımları da gelmişti. O zaman Gazi’miz de bir Uşaklı hemşerimiz olan, Latife Hanım’la evli bulunuyordu. O da hanımını birlikte getirmişti. Türk Milletini yeni bir devreye ulaştıran bu tarihi yerde, törenden sonra uygun bir zamanda, hemen Gazi Paşa’nın yanına sokuldum. Türkiye’de bir şeker fabrikası kurabilmek için gerekli ve ihtiyaç gördüğüm çalışmamdan kısaca kendisine bahsettim.

Beni büyük bir dikkatle dinledi. Şeker fabrikası kurma fikir ve uğraşıma onun bu derece yakın bir ilgi göstereceğini asla aklıma getirmemiştim. Kendisine bono satılarak kurulacak fabrikaya hissedar olmasını istediğimi söyleyince elini cüzdanına attı. Yanında para olmadığını görünce, her zaman olduğu gibi o sırada da yanında bulunan başbakan İsmet Paşa’ya dönerek:

-‘Bir miktar hisse senedi alınız’ dedi. O zaman işin ciddiyetini pekiyi anlamamış olacak ki, İsmet Paşa, 10 lira vererek ancak beş tane hisse senedi aldı. Bu hal beni çok düşündürmüş ve hatta ümitsizliğe düşürmüştü. Fakat bu ve buna benzer birçok sıkıntıların kamçıladığı ruhum gerçekten nasırlaşmıştı. Artık klasik olaylar bende hiçbir tesir yapmıyordu.

Daha sonra, trende bulunan Uşaklı hemşerimiz ve büyük kurtarıcımızın eşi Latife Hanım’ı görmeye gittim. Giriştiğim işler konusunda onu da aydınlattıktan sonra, bilhassa bir Uşaklı olarak, ona da, bir miktar hisse senedi alması için ricada bulundum.

-‘Yanımda para bulundurmuyorum’ diyerek, yataklı vagonun aşçısından aldığı elli lira ile 25 bono satın aldı. Bunun üzerine Latife Hanım’a yarı şaka yarı ciddi olarak:

-‘Gazi Paşa’nın da yanında para yoktu. Ekmek elden su gölden geçinip gidiyorsunuz galiba’” dedim.

(Erhan Aktaş)