HAYRA ÇAĞIRMAK VE KÖTÜLÜKTEN SAKINDIRMAK

İnsan olarak hayatı belirli bir toplumda, insanlarla birlikte geçirmekteyiz. Ve beraber yaşadığımız insanlara karşı sorumluluklarımız var. Bu sorumluluk bilincini baltalayan “ Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” sözü toplumsal hayatımıza çok zararlar verdi
HAYRA ÇAĞIRMAK VE KÖTÜLÜKTEN SAKINDIRMAK

Çünkü bana dokunmayan ve dokunmasını istemediğim yılan belki bana dokunmadı ama evlatlarımıza, komşularımıza, akrabalarımıza ve aynı gemide yolculuk yaptığımız kardeşlerimize dokundu.

Birbirimize karşı sorumluluklarımız var ve bu sorumlulukların başında da  “İnsanları iyiliğe çağırma ve kötülükten sakındırma” gelir.

Yüce Rabbimiz Al-i İmran Suresi 104. Ayetinde şöyle buyurarak bizlerden hayra çağırmamızı ve kötülüklerden sakındırmamızı ister : “Sizden hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.”  Bu ayette ifade edilen kurtuluş hem dünya hem de ahiret kurtuluşudur.

 Yine Asr Suresinde Rabbimiz : “Andolsun zamana ki insan gerçekten ziyandadır. Ancak iman edip salih amel işleyenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler başka.( Onlar ziyanda değildir.) buyurarak, birbirimize karşı iyiliği tavsiye etmenin kurtuluş vesilesi olduğunu bizlere bildirmiştir.

Hayra öncülük etmek ve hayra vesile olmak konusunda Peygamber Efendimizin (sav) şu sözünü de hatırlamak lazım : “İnsanları doğru yola çağıran kimseye, kendisine uyanların sevabı gibi sevap verilir. Ona uyanların sevaplarından da hiçbir şey eksilmez. Başkalarını kötülüğe çağıran kimseye de, kendisine uyanların günahı gibi günah verilir. Ona uyanların günahından da hiçbir şey eksilmez.”

Maide Suresi 2. Ayet-i kerimesinde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “… İyilik ve Takva üzere yardımlaşın, ama günah ve düşmanlık üzere yardımlaşmayın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah’ın cezası çok şiddetlidir.”

Bu ve Kur’an- ı Kerim’de geçen başka ayetler bize “iyiliğe çağırmak , kötülükten sakındırmak” noktasında vazifeli olduğumuzu, bunun bir emir yani farz olduğunu gösteriyor.

Kur’an- ı Kerim’in temel hedeflerinden birisi de insanları mutlu etmek, onların düzenli, huzurlu bir toplumda yaşamasını sağlamaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için de iyiliği emredip, kötülükten sakındırmak son derece önemlidir.

İyilik hepimizin yitik malıdır. Nerde ve kimde bulursak bulalım almalıyız. Biri bizi uyardığı zaman kızmamalı, yitik bir malımızı kaybetmişiz de biri bize bulmuş getirmiş düşüncesiyle sevinmeliyiz.

Peygamber Efendimizin (sav) şu sözlerine de kulak verelim : “Allah’ın çizdiği sınırları aşmayarak orada duranlarla bu sınırı aşıp ihlal edenler, bir gemiye binmek üzere kura çeken topluluğa benzerler. Onlardan bir kısmı geminin üst katına, bir kısmı da alt katına yerleşmişlerdi. Alt kattakiler su almak istediklerinde üst kattakilerin yanından geçiyorlardı. Alt katta oturanlar: Üst kattakileri rahatsız etmesek buradan bir delik açsak dediler. Şayet üste oturanlar alttakilerin bu isteklerinde serbest bırakırlarsa, hepsi birden helak olurlar. Eğer bunu önlerlerse hem kendileri kurtulur, hem de onları kurtarmış olurlar.”

İşte bu olaydan da anladığımız üzere “İyiliği emretme ve kötülükten Sakındırma” aile ve toplumun güven ve huzuru için hayati öneme haizdir. Hoşgörü adına toplumdaki kötülüklere müdahale etmemek ve vurdumduymaz davranmak, toplumun fesadına sebep olur.

Ve son söz olarak: Rabbim bizleri iyilikleri tavsiye eden, kötülüklerden sakındıranlardan eylesin. Tavsiye verme ve sakındırma işini de en doğru şekilde yerine getirmeyi nasip etsin.                                                                                       

                                                                                              UŞAK İL MÜFTÜLÜĞÜ