Salih Kılınç

Salih Kılınç

Uşak’ın ve Uşaklının üstüne ölü toprağı mı serildi?

Sayın Valim!

Sayın Belediye Başkanım!

Sayın Çevre ve Şehircilik Müdürüm!

Sayın TOKİ’cim!

Sayın Mimarlar, İnşaat Mühendisleri, Çevre Mühendisleri ve bilumum ilgili odalar.

Muhalefet partileri: Sayın CHP’liler, Sayın MHP’liler (İYİ Parti bu konuda gerçekten ciddi muhalefet yapıyor. Helal olsun)

Başta ben olmak üzere tüm Uşak’ı lütfen bu azaptan kurtarın. Bir yılı aşkın bir zaman önce naçizane olarak ben gündeme getirmiştim. Sonra sağ olsun, İYİ Parti Uşak Merkez İlçe Başkanı Sayın Hakan Savaş, bu konuda sürekli gündeme getirdi. Geçen hafta köşe komşum Sayın Hidayet Kıran’da yazdı.

Yetmedi İYİ Parti Uşak İl Teşkilatı adliyeye giderek suç duyurusunda bulundu. O da yetmedi. Konu ulusal basında da geniş yer buldu. Uşak’tan ve Uşaklıdan tık yok.

Konu malum, Kentimizin eski şehir çöplüğü üzerine,  270 dönüm alanda 729 Adet Konut ve 1 Adet Cami İnşaatı yapmak için kolları sıvadı ve binalar yükselmeye başladı.

İlk yer tespitinde demiştim. Ağalar yapmayın etmeyin. Burada metan gazı patlaması olursa ortalık mezbahaya döner. Birçok insanın kellesi gider” diye.

Şehir Çöplüğü, sanırım dönemin Belediye Başkanı Sayın Ali Erdoğan zamanında 2012 yılında Ovademirler Köyüne taşınmıştı. Sayın Erdoğan da eski çöplükte elektrik enerjisi üretme amaçlı metan gazı santrali kurulabilirliğinin araştırılması için İzmir’den İzmir Teknoloji Sanayi ve Ticaret A.Ş (İZTEK) le anlaşmıştı.

İZTEK’ Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan bir bilim kurulu oluşturmuş, bu bilim kuruluda eski çöp alanına metan gazından elektrik üretilip üretilemeyeceğini incelemiş, 2010 tarihli hazırladığı raporda; bölgede santrali çalıştıracak kadar metan gazı olduğu görüşüne yer vermişti.

Rapora göre; 60 yıldır şehrin çöpünün döküldüğü yaklaşık 400 dönüm alanda günde ortalama 194 ton çöp dökülmüş, bu da 60 yıl boyunca  yaklaşık 4 milyon 248 bin ton çöpün alanda birikmesi anlamına gelmişti.

Şimdi İZTEK tarafından hazırlanan raporun 109. sayfasında başlayan “Bölümler ve sonuçlar” başlıklı bölümünün 110. Sayfasında yer alan 8. Ve 9. Maddelerine bir göz atalım:

8. Kullanılan depolama alanının en acil şekilde rehabilite edilmesi gerekmektedir. Bunun muhtelif ve çok önemli sebepleri mevcuttur. Öncelikle alandan oluşması beklenen miktarda sızıntı suyu ne yüzeyde ne de alanın alt kodlarında belirlenememiştir. Bu durum sızıntı suyunun atık kütlesini hızla terk ederek yüzeysel ve yeraltı sularına ulaştığı şüphesini doğurmaktadır.

Depolama alanı yanındaki suyu kuyusundan, dereden ve diğer yakın kuyulardan alınan örneklerdeki bulgular da bu şüpheyi doğrulamaktadır. Depolama alanı çevresindeki içme suyu kuyularının acilen kapatılması gerekmektedir.

9. Sızıntı suyunun kontrol edilememesi haricinde başka bir sorun da, atık kütlesinde belirlenen içten yanma problemidir. Bilhassa aktif bölgede LFG’nin atık kütlesine sıkışarak birikmesi ve aynı zamanda içsel yanmalar bir patlama veya heyelan riskini haber vermektedir.

Tabi bir de ‘Hıfzısıhha Kanunu’nun konu ile ilgili amil hükümleri var. Diyor ki; “Bu tür alanların dört bir yanında en az 200 metre güvenlik bandı oluşturulmalı ve bu alana da hiçbir canlının girmemesi için gerekli önlemler alınmalıdır.”

Burada yapılmayacağına dair bilimsel bir rapor var. Hıfzısıhha Kanunu var. Fotoğraflarda eski hali görülen çöp dağlarının üzerine 3bin 500 kişinin yaşayacağı konutlar yapılıyor.

Soruyorum sizlere: Burada konut yapılabilmesi için elinizde bilimsel bir rapor var mı? Burada metan gazı alan patlamaz. TOKİ’den ev alacak vatandaşlarımız güle güle otursun” diyebiliyor musunuz?

Ben ve benim gibiler, en az 20 metrelik çöp dağları üzerine inşa edilen ve yaklaşık 3 bin 200 kişinin yaşaması planlanan konutlarda yaşayacak insanların can güvenliğini düşünerek kaygılanıyoruz.

Üstüne para verseniz valla da billa da çöplükten konut almam.

İstanbul Ümraniye çöplüğünde 1989 yılında yaşanan çöplükte sıkışan metan gazının patlaması sonucunda 39 canımız ne şehittir ne gazi yoluna ahrete göçmüştü de.

Uşak’ta da çöplükten ev alacaklar ne şehit ne gazi olmasın. Bütün derdimiz bu

Önceki ve Sonraki Yazılar
Salih Kılınç Arşivi