Salih Kılınç

Salih Kılınç

Uşak’a böyle “Cevher” ler gerekiyor

Uşak Kent Konseyi Başkanlık ve yönetim kurulu seçimi 17 Temmuz Cumartesi günü yapılıyor. Adaylığını açıklayan adaylardan başka aday çıkacak mı? Çıkan adayların arkasında kimler var? AKP içerisindeki çatlaklar kent konseyi seçimlerinde belirginleşiyor mu?  Parti içerindeki bilek güreşinin arenası kent konseyi mi?

Uşak’taki STK’lar, partiler ve odalar niçin kent konseyi seçimlerine karşı kayıtsız duruyor? Kent Konseyi Başkanı Cemil Cevher, seçimlere 2 hafta kala niçin görevinden istifa etti? Cevher’i istifaya hangi etkenler ve kimler zorladı?

Gelin, hep birlikte bu sorulara yanıt arayalım. Bakalım Uşak Kent Konseyi seçimleri Uşak’ta yaşanan bir takım olaylarda turnusol kâğıdı görevi yapacak mı?

Dilerseniz, en son sorunun cevabından başlayalım. Mevcut Uşak kent Konseyi Başkanı Cemil Cevher seçime 2 hafta kala niçin başkanlık görevinden istifa etti?

Sayın Cemil Cevher aynı zamanda Sarayaltı Mahallesi Muhtarlığı görevini halen sürdüren, toplum için bir şeyler yapabilme kaygısını sürekli yüreğinde taşıyan sevdiğim bir candır. Kent Konseyi başkanlık görevinde yeterince destek alamadığı için yeni dönemde aday olmadığını düşünüyorum. Kendisi ile Karaağaç Göleti ve Hacıkadem ormanlarının kurtulması konusunda birlikte çalışmış ve başarılı olmuştuk. Bir de onunla su tasarrufu konusunda birlikte bir çalışmamız olmuştu. Severim kendisini dürüst insandır.

Gelelim seçime 2 hafta kala niçin istifa etmek gereği duyduğu konusuna:

Yeterli destek alamadığı için aday olmayan Cemil Dostum, 17 Temmuz seçimleri için tarafsız bir şekilde seçim hazırlıklarına başlar. Kent Konseyinde oy kullanma hakkına yasal olarak sahip 592 oda, dernek ve STK’larla iletişime geçerek yönetmelik gereği, oy kullanacak delegelerin STK kaşeli, mühürlü imzalı isimlerinin bildirilmesini ister. Bu arada Uşak Belediyesi kendisinden Kent Konseyinden sorumlu Başkan Yardımcısı Zeynep Ceylaner vasıtası ile oy kullanacak kurum ve kişilerin listesi istenir. Cevher’e imza, kaşe ve mührün önemli olmadığını söyler.

Bunun üzerine Cevher, “Ben, genelgeye göre demokratik bir seçim için çalışıyorum. Madem siz bunu istemiyorsunuz. Buyurun kendiniz yapın” diyerek istifa eder.

CAMİ DERNEKLERİ VE HAYIR DERNEKLERİ İLE SEÇİM ALMA TELAŞI

Bu arada seçimlere sayılı günler kala oy kullanma hakkına sahip 593 STK’dan kaç kurum seçimlere katılabilmek için başvuruda bulunmuş biliyor musunuz? Ancak yarısı kadar, zorlamalarla şu ana kadar 273 STK seçime katılacağını bildirmiş.

Bu kurumların çoğu cami yaptırma derneği, hayır işleri yapan dernek ve vakıflar. Çoğu seçime gelir mi? Bilinmez. Geçen seçimlere katılmamışlardı. Kent Konseyi, hiçbir yaptırımı olmayan, bütçesi, personeli tamamen belediyeye bağlı, danışma konseyi gibi bir şey. Ne halkta bir etkisi var. Ne de yapabildiği bir şey. Biraz aykırı oldu mu belediye kapı önüne koyuveriyor. Onun için Uşak’ta STK’ların ilgisini çekmiyor diye düşünüyorum.

KENT KONSEYİ DEDİĞİN AKP’NİN BİLEK GÜREŞİ YAPTIĞI ARENADIR

Uşak’ta adı var kendi yok bir muhalefet olduğu için Uşak Kent Konseyi AKP Uşak Teşkilatı arasında adeta bir bilek yarışına dönüşmüş durumda.

Uşak Belediyesi, cami yaptırma dernekleri, muhtarları arakasına alarak ilerliyor. Duyumlarıma göre; İl Başkanı Fahrettin ile zorunlu bir ittifak halinde 3. aday çıkarmak için çalışıyorlar.

Peki, bu grubun karşısında kim var? İşte orası karışık. Neden karışık? Hemen anlatayım. Şu ana kadar Uşak Kent Konseyi için resmen 2 kişi aday olduğunu açıkladı.

Birisi; merhum Prof. Dr. Haydar Baş’a bağlılığını hiç gizlemeyen BTP Uşak İl Müfettişi Ahmet Kozak. Ahmet canı, medeni cesaretinden ve öz güveninden dolayı kutluyorum. Ahmet, yıllardır tanıdığım iyi niyetli dürüst bir arkadaştır. Kazanırsa başarılı olacağından şüphem yok.

Diğer adaya gelince; İşte AKP’nin bilek güreşinde ortalığı karıştıran bu arkadaştır. Adı İbrahim Ethem Karahan, gazeteci, iş güvenlik ve işçi sağlığı uzmanı, tasarımcı, dernek başkanı, maşallah ne ararsan var arkadaşımızda.

Bana gelen duyumlara göre; seçim propagandası yaparken, “Benim arkamda AKP Uşak Milletvekili Mehmet Altay var” diyesiymiş. (Sayın Mehmet Altay’ın bundan haberi var mı bilemiyoruz)

Kent Konseyi Başkanlığına soyunan bu arkadaşımız, nedense kendi sosyal medya sayfalarında belediye,  parti ve hiç kimseye siyasi eleştiriler yapmaz. Genelde gıcık  olduğu kurum ve kuruluşları “fake” denilen sahte hesaplarla yerden yere vurmayı sever.

Geçmişte aynı şeyi Uşak Belediyesine yapmış, istediği avantalı işleri alamayınca, “Fikret Sicimoğlu”  adıyla bir hesaptan veryansın etmişti.

 Dönemde belediye yetkilileri bana Fikret Sicimoğlu adlı sahte hesabın, İbrahim Ethem Karahan ile aynı IP adresini taşıdığını söylemişti. Ben de oradan biliyorum.

Uşak Kent Konseyi ya da Uşak’ı yönetecek kalburüstü makamlara talipseniz, özünüz sözünüz bir olmalı. Sonra Mekke’de yediğiniz hurmalar, Uşak’ta tırmalar.

Bir de önünüze gelene haksız yere leke sürmeyeceksiniz. Gün gelir geçmişiniz ve söylediğiniz yalanlar suratınıza şamar gibi çarpar.

Son olarak; sosyal medyada yani facebokta bir sahte hesap daha türedi. “Ufuk Eraslan” adlı bu sahte hesabın, Uşak kent Konseyi öncesi piyasaya sürülmesi bana çok manidar geldi.

Kim olduğunu tahmin ediyorum. Ama kimsenin günahını almak istemem. Zaten aptalca paylaşımları ile kendini kabak gibi ele veriyor. Bir insan ne söyleyecekse delikanlı gibi çıkıp kendi adı ile doğruları söylemeli.

Sahte hesaplarla sövüp, kendi gerçek hesabından şirinlikler yapma numarasını Uşaklılar yemiyor artık.

Benden söylemesi…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Salih Kılınç Arşivi