Macerasever Orkun Olgar: “Uşak Kapadokya kadar önemli bir turizm cenneti”
Türkiye’de turistler tarafından pek bilinmeyen ve hatta yerli turistin bile fazla tanımadığı bu bölge, Olgar’ın dikkat çekici gözlemleriyle bambaşka bir anlam kazandı.
Uşak, turistik olarak pek gündeme gelmese de Olgar, burada adeta Kapadokya’yla eşdeğer bir potansiyel olduğunu belirtiyor.
KAPADOKYA KADAR ÖNEMLİ BİR TURİZM CENNETİ
Uşak, özellikle doğal ve tarihi güzellikleriyle, keşfedilmeyi bekleyen gizli bir hazine gibi. Orkun Olgar, bölgenin turizm açısından Kapadokya kadar değerli olduğunu ve bu potansiyelin yeterince değerlendirilemediğini ifade ediyor. Ancak, turistik açıdan en temel gerekliliklerden olan otel ve turizm tesislerinin eksikliği, bu bölgenin tanıtımını ve gelişimini engelliyor.
Olgar’a göre Türkiye’de turizm gelirlerinin çoğu İstanbul, Ege ve Akdeniz kıyılarından elde ediliyor, bunun ardından Kapadokya gibi özel bölgeler geliyor. Uşak’ın da bu alanlara eklenecek büyük bir turizm potansiyeline sahip olduğu halde gerekli yatırımlardan yoksun kaldığını vurguluyor. Bu potansiyelin değerlendirilebilmesi için turistlerin bölgeye çekilebilmesi ve konaklama, hizmet altyapısının güçlendirilmesi gerektiğini düşünüyor.
DÜNYA TARİHİNE IŞIK TUTAN GİZLİ HAZİNELER
Orkun Olgar, Uşak’taki antik yapıları, İngiltere’deki dünyaca ünlü Stonehenge ile karşılaştırıyor. Avrupa, Amerika ve Asya’da milyonlarca insanın Stonehenge’i bildiğini ve merak ettiğini belirten Olgar, burada gördüğü yapının ondan aşağı kalır olmadığını dile getiriyor. Stonehenge, M.Ö. 2200-2400 yıllarına tarihlenirken, Uşak’taki kalıntıların ise M.Ö. 300-400 yıllarına ait olduğu tahmin ediliyor. Olgar, bu antik izlerin köklü bir geçmişi gözler önüne serdiğini ve bölgenin tarihinin çok eskiye dayandığını hatırlatıyor.
Uşak’taki bu yapılar, İslamiyet ve Hristiyanlığın doğmasından yüzyıllar öncesine dayanıyor ve böylesine eski bir geçmişin kalıntılarına tanık olmak, Olgar’a göre hem heyecan verici hem de büyüleyici bir deneyim. Orkun Olgar, Uşak gezisinden sonra bile bölgedeki bu gizemli yapılarla ilgili keşiflerinin devam edeceğini ifade ederek, bölgenin tarihi ve kültürel mirasını daha çok insanın öğrenmesini umut ettiğini belirtiyor.