“Halk içerisinde muteber nesne yok devlet gibi

Olmaya devleti cihanda bir nefes sıhhat gibi”

(Kanuni Sultan Süleyman)

Bir önceki, “Aşı Mevsimi” başlıklı yazımda Covid-19 illetinden kurtulmanın tek yolunun aşılanmak olduğunu belirtmiştim.

Sağ olsun Uşak halkı beni yalancı çıkarmadı. O yazımdan bu yana sağlık kuruluşlarına koşan Değerli Uşak Halkı, dün 5 bin 800 kişinin aşılanması ile bir rekora imza atılmasını sağlamış.

İnanıyorum ki bu sayı bugünden itibaren daha da artacak ve Türkiye de aşılanma oranı yüzde yüzleri geçecektir. Uşak halkı hiç beni yalancı çıkarmadı. Hepsine çok teşekkür ederim. Bugün hemşerilerimden rekor çitasını daha da yukarı çıkarmalarını bekliyorum.

Tabi en başta teşekkür etmem gerekenler, Uşak’ta bize hizmet eden sağlık emekçileridir. Salgının en başından beri canla başla bizim sağlığımız için emek harcamaktalar.

Şu anda Uşak Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile birlikte il genelinde 123 aile hekimliği ve sağlık ünitelerinde aşılma çalışmaları bütün hızı ile devam etmektedir.

Covid-19 salgını ile ilgili Uşak’tan bana gelen güzel haberleri de izninizle sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bugünlerde ilimizde günlük yeni vaka sayısı ortalama olarak 10 civarında. 10’un altına düştüğü günlerde oluyormuş.

Uşak Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde covid-19 tedavisi gören hemşerilerimizin sayısı da 20 kişi kadarmış. Bu hemşerilerime de Allah’tan bir an önce acil şifalar diliyorum.

Bir damla yağmurda cadde ve sokaklar sel içinde kalıyor

Gazeteci dediğin işkembe-i Kübra’dan atan değil, rakamlarla konuşandır. Ben Uşak ile ilgili bir yazı kaleme alırken istatistikleri araştırırım. Yetkililerden alamasam da bilgi almaya çabalarım.

Son üç gündür Haziran ayında az görülen bir sağanak yağmur yağışına şahit olduk. Meteoroloji Genel Müdürlüğü sayfalarını karıştırdım. Uşak’ta Haziran ayı boyunca metrekareye 58,1 kilogram yağmur yağmış.

En çok yağış da 11 Haziran günü metrekareye 39,2 kilogram ile 11 Haziran tarihinde görülmüş.

Uşak en çok yağışı da 64.3 kilogramla 18.Mart 2000 tarihinde görmüş.

Peki bu rakamlara nereye varmak istiyorum?

Son 3-4 günde yasadığımız sağanak yağmurlar yüzünden birçok cadde ve sokağın sular içerisinde kaldığına üzülerek şahit olduk. Su altında kalan sokak ve caddelere baktığımızda, Uşak Belediyesi tarafından 17 günlük kapanma sürecinde asfaltlanan cadde ve sokaklar olduğuna tanık oluyoruz.

“Bilim insanlarına göre; şehirler, yollar, meydanlar, binalar ile beton ve asfalt yığını haline dönüştürüldükçe ısı artmaktadır.

Betonlaşan ve asfaltlaşan şehirlerde yağış rejimlerinde anormallikler olmaktadır ve şehrin su tutma kapasitesi minimize olmaktadır.

Şehirlerde betonlaşma ve asfaltlaşma arttıkça yağmur suyunun toprakla buluşması azalmakta, ağaçsızlaşma artmakta, yeraltı sularının beslenmesi engellenmekte ve kirletici konsantrasyonları artmaktadır.

Yağmur suyunun toprakla buluşması engellendiği için normal yağışlı havalarda dahi sel felaketi olmaktadır. Sel felaketi sonrası oluşan taşkınların oluşturduğu felaketi ortadan kaldırmanın maliyeti oldukça yüksektir.

Betonlaşan ve asfaltlaşan şehirler, ısı adalarına dönüşmekte ve hava kirliliğini tetikleyici ortamlar oluşturmaktadır. Yazın soğutmada harcanan enerji maksimum seviyeye ulaşmaktadır.

Şehirler ile yakın çevresindeki yeşil alanlar ve kırsal kesim arasındaki sıcaklık farkı 2 ila 4 derece arasında değişmektedir.”

Bunlar benim görüş ve düşüncelerim değil, bilim insanlarının objektif düşünceleridir.

Yani, demem o ki; son birkaç günde ilimizde metrekareye düşen ortalama 58,1 kilogram yağışta cadde ve sokakları sel basıyorsa, daha yükseğinde ne olur? Düşünmek bile istemiyorum.

Güzel kentimizi betona ve asfalta boğmadan önce suyun gideceği toprağı ve ağaç dikeceğimiz yeşil alanları da iyi hesaplamak gerekir diye düşünüyorum.

Uşak’ta kişi başına düşen yeşil alan 8 metrekare falanmış.

Size yetiyor mu? Bilemem ama bana ve çoluğuma çocuğuma yetmiyor.