Salih Kılınç

Salih Kılınç

Uşak geri kalmışlıktan kurtulmak istiyorsa önce basını adam olmalıdır

Bugün “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü”

Eskiden gazetecilerin söke söke aldıkları haklarının yıl dönümü olduğu için; gazeteciler bugünü bayram olarak kutlarmış. Şimdi adını bile değiştirmişler. Gazeteciler bugüne “Dayanışma Günü” diyor.

Tüm yurtta olduğu gibi Uşak’ta da artık gazetecilik diye bir şey kalmadı. Nerede ipini koparan varsa, nerede bir baltaya sap olamayan varsa, nerede geçmişinde alengirli işler olan varsa “Gazeteciyim” diye ortaya atılıyor. Bu güzelim mesleğe de kendi ahlaksızlıklarını ve şerefsizliklerini bulaştırıyor.

Uşak’ta 30 gazeteci varsa bunun 20’si cibilliyeti, karakteri bozuk adını bile yazmaktan aciz kişilerdir.

Bu memlekette gazeteciliği hakkıyla yapmaya çalışan ve bir elin parmaklarını geçmeyen meslektaşlarıma bin selam olsun. Onlarda bu yazım için kusura bakmasınlar. Günümüzde hırsıza; ‘hırsız’, şerefsize ‘şerefsiz’ demek suç olduğu için isim veremiyorum. Sizler kendinizi bilirsiniz. Uşak halkı da namusu ile onuru ile çalışan gazetecileri zaten bilir.

Hayat felsefem; “Her insan ikinci bir şansı hak eder” üzerine kuruludur. Ancak, bu güzelim memlekette adını bile yazmaktan aciz insanların, bir avuç ahlaksızın; “Gazeteciyim” diye ortalarda dolaşmasına, insanları kandırmaya çalışmasına, kendileri haber yazamadıkları için haberlerimi çalmalarına kahroluyorum.

Geçen hafta; Uşak Sarraflar Kuyumcular ve Saatçiler Esnaf Odası genel kurulu vardı. Orada bulunan sözüm ona kendine gazeteci diyen birkaç ahlaksız, Uşak Gündem İnternet haber Sitesinde haberim yayınlandıktan sonra benim imzam hariç olduğu gibi kopyalayıp yapıştırmışlar. Birde utanmadan benimde kayıtlı olduğum Uşak Esnaf Odaları Birliği  WhatsApp hattına atmışlar. Yüzsüzlüğün bu kadarına da pes doğrusu.

Bugüne kadar ağabeyleri olarak hiçbir basın mensubunun yardım talebini geri çevirmedim. Elimden geldiğince bir gün bayrağı devredeceğim genç meslektaşlarımın yetişmesi için katkı sunmaya çalıştım.

Ama yukarıda belirttiğim gibi mayası bozuk insanlardan ne yoğurt oluyor? Ne de cacık?

Eyyy Uşak Halkı!...

Bundan 30-40 yıl önce Uşak, Afyon, Kütahya, Denizli gibi illerden fersah fersah ilerideydi. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye’nin Güneydoğu ve Doğu bölgelerinden bile çok çok gerisinde kalan talihsiz bir il olduk.

Ağustos ayında yeğenimin düğünü için Diyarbakır’a gitmiş, Güneydoğu bölgesi ve Akdeniz bölgesinde Adana, Gaziantep ve Urfa illerini ailemle dolaşmıştım. Her ne kadar gezdiğim yerler merkezi de olsa yollar cadde ve sokaklar, devlet yatırımları Uşak’ı 3’e hatta 4’e katlayacak kadar çok ve güzeldi.

Uşak’ta politikacı yetişmiyor.

Uşak’ta bilim adamı ve sanatçı yetişmiyor.

Uşak’ta gazeteci de yetişmiyor.

Gazetecilik kisvesi hakkında hak hukuk tanımayan 50 liraya hatta 20 liraya tamah eden güruh var. Hiçbir şey üretmeden; “Haberini yaptım” diye para isteyen ahlaksızlar var.

Bundan 4 yıl önce paramı çarpan ve beni yok etmeye çalışan o ahlaksızlara rağmen dimdik ayakta kalmayı başardım. Beni gazeteciliği bıraktı sanan STK temsilcisi canlarım, “Haberimize niye gelmedin” diye üzüntülerini belirtiyor. Ben de “Haber vermediniz ki, verseniz mutlaka gelirdim” diyorum.

Bana; “Derneğe haber verdik. Onlar tüm gazetecilere biz ulaşırız dedikleri için sana haber vermedik” diyor.

Sizde bu zihniyet varken beni değil, anca kendinizi yok edersiniz. 

Eyyy Uşaklı Canlar!...

Doğru söyleyin Allah aşkına. Uşak’ta kaç günlük gazete okuyabiliyorsunuz? Kaç Uşak internet haber sitesinden Uşak ile ilgili, habere bakabiliyorsunuz? Uşakla ilgili bilgi alabileceğiniz kaç yerel televizyona bakabiliyorsunuz?

Gazeteci ayağına yemek davetine gider, yedi sülalesini getirir. “Aman çocuğum hasta çok sıkıştım. Borç para verir misin?” ayağına milleti dolandırır. Kimisi, yanına bir kadın alarak reklam istemeye gider.

Uşak’ta gazetecilik karakteri eksilerde sürünen bu güruha kalmışsa vay bu güzelim memleketimin haline vay ki; ne vay…

İşte geldim gidiyorum. Bu meslekte şerefimle, namusumla 34 yıldır varım. Büyük bir ihtimalle 35. Yılımda kesinlikle bırakmayı düşünüyorum. Dediğim gibi bu şerefli mesleğin bir avuç ahlaksızın elinde kaldığını gördükçe kahroluyorum.

Aslında bu işi 208 yılında yediğim kazıklardan sonra bırakmıştım. Ancak Hidayet Kıran Canımız, “Abi gel. Uşak Gündem sitemizin bayrağını gönlere birlikte yükseltelim” deyince dayanamadım.

Biz hala Uşak’ta gazetecilerin ve gazeteciliğin var olduğunu kanıtlama derdindeyiz. Derdimiz; “Hap yap para kap” değil. Çok şükür “Uşak” deyince akla gelen ilk haber sitesiyiz. Bunu ben söylemiyorum. İstatistikler ve rakamlar söylüyor.

www.usakgundem.com  İnternet Haber Sitesi Uşak’ın 1 numaralı haber sitesi. Türkiye de de en çok tıklanan haber siteleri arasında adını yazdırmış bir site. Çok şükür. (İnanmayana özelden rakamları gönderebilirim. Kimin ne olduğu orada rakamlarla gayet güzel bir şekilde ifade edilmiş)

Bu başarıda; Hidayet Kıran canımızın, Ayşegül Çamlı kızımızın Görkem Söğüt oğlumuzun hepsinin emeği çoktur ve birlikteliğimiz unutulmazdır. Yüreklerine sağlık.

Uşak kalkınmak ve Türkiye’nin en geri kalmış ili olmaktan kurtulmak istiyorsa önce yerel basınına çeki düzen vermek zorundadır.

Kimin gazeteci kimin gazeteci olmadığına karar vermeli ve ilimizin kalkınması ve gelişmesi için yola Uşak’ın sesi olacak ve tüm dünyaya tanıtımını yapacak gerçek gazetecilerle devam etmek zorundadır.

Bu memlekette 34 yıldır gazetecilik yapmış birisi olarak benimde mutlaka günahım çoktur. Bu “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü”nde hazır sizlerle dertleşirken kalbinizi kırdıksa hakkınızı helal edin.

Her ne kadar sürçü lisan ettikse af ola…

NOT: Yukarıda Uşak yerelinde basının fotoğrafını çekmeye çalıştım. Ancak, genelde de basının artık hiçbir kıymeti ve önemi kalmadığından ben “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü”nü kutlamıyorum. Yine de bu günümüzü kutlayan tüm canlarımıza nezaketlerinden dolayı canı gönülden teşekkür ederim."

Önceki ve Sonraki Yazılar
Salih Kılınç Arşivi