Hidayet KIRAN

Hidayet KIRAN

Sen yolları yazmaya devam et Hidayet yaz ki Okaylar ölmesin

Beni takip eden okurlarım iyi bilir. “Yollar seni gide gide usandım” başlığı ile Uşak’ın diğer iller ile bağlantısını sağlayan karayollarının ve şehir içi cadde ve sokak yollarının berbat durumunu sürekli dile getirmiştim.

Geçtiğimiz hafta, bütün Uşak’ı yasa boğan bir haber, Uşak –Denizli karayolu üzerinde bulunan Sivaslı ilçemize bağlı Pınarbaşı kasabasından geldi. Akşamın ilerleyen saatlerinde 11 yaşındaki evladımız, Pınarbaşılıların ‘ölüm kavşağı’ adını verdiği beldenin tam ortasındaki kavşakta motosikleti ile bir aracın altında kalarak hayatının başında yaşama veda etti.

Okay’ın yaşamını yitirdiği kaza ile ilgili ve ondan sonraki zamanda Pınarbaşı halkının öfkesini an be an www.usakgundem.com İnternet haber sitesinden takip ettiniz. Onun için kaza sırasında suç kimdeydi? Tartışmasına girmeye gerek görmüyorum.

Cumartesi günü belde halkı yolu trafiğe kapatarak can güvenliklerinin sağlanması için kavşakta trafik düzenlemesi yapılmasını istemişlerdi. Bu eylem ses getirdi ve hemen ardından yola çakar tabir edilen ikaz lambaları şimdilik kaydı ile dikildi.

Pınarbaşılılar, bu kavşağa önlem alınması için defalarca yetkililere başvurduklarını, seslerini kimseye duyuramadıklarından yakınmıştı.

Ben, yolların kötülüğünü yazmaktan güvenliğini yazmaya fırsat bulamamıştım. Yılların ihmali 11 yaşındaki bir çocuğun hayatına mal oldu. Bana göre, yıllarca Pınarbaşılıların sesine kulak vermeyen yetkililer, küçük Okay’ın yaşamına mal olan kazanın baş sorumlusudur.

Şu anda Uşak’ı yönetenlere konuya gösterdikleri hassasiyetten dolayı teşekkür ederim. Ancak, bu kavşakta ‘önlem alınsın’  diye yıllardır bağıran Pınarbaşı sakinlerinin sesine yıllarca kulak tıkanması da bu kazanın en büyük nedenidir. Tedbirlerin alınması için küçücük bir çocuğun ölmesi gerekmezdi.

Okay Çakı’yı yaşamdan koparan bu kaza bize bir kez daha gösterdi ki, Uşak’ı diğer illere bağlayan karayolları, hem kalitesiz, hem de güvenli değildir.  Pınarbaşılılar, kenti bıçakla ikiye kesmiş gibi geçen Uşak – Denizli karayolunda birçok aracın saatte 120 kilometre hızla gittiğinden, civardaki taş ocaklarına malzeme getirip götüren kamyonların yarattığı tehlikelere sürekli dikkat çekmeye çalıştı. Ama olmadı.

Sivaslı, Banaz, bazı belde ve köyler e-96 gibi çok önemli karayolu üzerinde yer alıyor. Yerleşim alanlarında daha fazla canımızı kaybetmemek için önlem almalı ve yollarımızın bir an önce kalitesini artırmak zorundayız.

Karayollarında, kavşak düzenlemesi, ikaz lambaları, trafik ışıkları gibi birçok sistem elden geçirilmeli, insanların ve araçların güvenliğin sağlayacak modern sistemlerle donatılması gerektiğini düşünüyorum.

SU FATURALARI COŞTU SELLER GİBİ AKIYOR

www.usakgundem.com İnternet Haber Sitesi olarak sizlerden bize gelen en büyük şikayetler su faturalarının yüksekliği üzerine oluyor.

Örneğin “Yıldız” rumuzuyla bize yazan bir okurum; “Belediye demişken daha dört ay önce su faturam genellikle altmış lira geliyordu bir sonraki ay doksan geçen ay yüzelli bu ayda kırkbeş lira geldi bu gelgitlere hiç aklım ermedi markete gelince on liraya aldığım peynir onbeş lira pazarda on liradan aşağı meyve yok gibi ekmeği yemeyerek işi çözdük ama her ne hikmetse aylık üç bin sadece mutfağa gidiyor faturalar ne olacak bilmem valla yazarken başım döndü bu karmaşayı yaşarken ne olacak bilmem gari” şeklinde yakınmış.

Elçiye zeval olmaz. Vatandaş su faturalarının el yaktığından şikayet ediyor. Biz de bunu belediyemize aktaralım” dedik.

Aslında, 31 Mart yerel seçimlerinde belediye başkanı seçilen Mehmet Çakın ve yönetimi, daha bismillah demeden suya yüzde 50 zam yapmış, metreküpü 183 kuruş olan su fiyatı 275 kuruşa çıkmıştı.

Suya yüzde 50 zam kararı 19 Kasım 2019 tarihli Belediye Meclisi AK Parti grubu kararı ile alınmıştı.

Ben, o tarihten bu yana suya zam yapıldığını duymadım. O vakit bu fiyat artışları neyin nesidir? Uşaklının faturası her ay niye artar? Belediye Uşak kamuoyuna bu konuda mutlaka açıklama yapmalıdır.

Yoksa ekmekte olduğu gibi suya da gizli zam falan yapıldı da bizim mi haberimiz olmadı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hidayet KIRAN Arşivi