Özgür Uğur ;Uşak’ta Şarbon Hastalığı Tespit Edilmedi

Ankara’dan başlayıp, Sivas, İstanbul gibi illere sıçrayan Şarbon hastalığı henüz Uşak’ta görülmedi.
Özgür Uğur ;Uşak’ta Şarbon Hastalığı Tespit Edilmedi

Bu içimizi rahatlatan açıklamayı yapan Uşak Veterinerler Odası Başkanı Veteriner Hekim Özgür Uğur oldu. Uğur, son günlerde şarbon hastalığı hakkında birçok açıklama yapılarak tam bir bilgi kirliliği yaşandığından yakındı. Uşaklıları uyaran Uğur, şarbon hastalığını koklayarak falan tespit etmenin mümkün olmadığını, hastalığı tespit etmenin en basit yolunun yediğimiz etlerin veteriner hekim kontrolünden geçip geçmediğini tespit etmek olduğunu da sözlerine ekledi.

“Şarbon Koklayarak anlaşılmaz”

İşte Uğur’dan Uşaklıların Uşaklıları ferahlatan açıklamalar ve uyarılar:

Öncelikle korkutucu ve çok tehlikeli bir zoonoz olan Şarbon(antraks) hastalığı ile ilgili bir ihbar yada belirti ilimiz için söz konusu değildir. Hemşehrilerimiz kırmızı et tüketiminde tedirgin olmadan Veteriner Hekim denetiminden geçmiş her türlü hayvansal gıdayı gönül rahatlığı ile tüketebilirler.

”Her Kurban Bayramı öncesi, her İTHAL-ET öncesi, bıkmadan usanmadan söyledik. Her fırsatta kamuoyunu bilgilendirmek ve yetkililere sesimizi duyurmak için uğraştık. Sonuç ortada, günlerdir Şarbon hastalığı başlıklardan düşmüyor. Peş peşe açıklamalar yapılıyor. Konuyu bilen de bilmeyen de bir ucundan gündeme girmek için yazıyor. Haliyle kamuoyunun kafası da iyice karışıyor. Sorun ithalatın yapıldığı Brezilya’dan da bırakın Amerika’yı, Amerika kıtasından da büyüktür. Çünkü konu; ülkemiz insanının sağlıklı, huzurlu ve refah içinde yaşaması ile doğrudan ilgilidir”

”- Şarbon hayvanlardan insanlara geçen ama insandan insana bulaşmayan, bakterilerin neden olduğu bir hastalıktır.

– Şarbonu önemli bir zoonoz kılan;

Hayvanlarda kesinlikle ölümcül olmasıdır, hayvan imha edilir ve hiç bir ürünü kullanılmamalıdır. Ve bakterinin çok dirençli olması nedeni ile yıllarca bulaştığı ortamda kalabilmesi yeniden etkin hale geçerek hastalık yapabilmesi mümkündür.

– Hastalığın en hafif formu deri formudur. Vücutta yaralara neden olur. Hasta hayvan ya da hastalıklı maddelerle temas ile şekillenir. Bağırsak formu hasta hayvanın etinin, sütünün tüketilmesi ile şekillenir. Bulantı, kusma, yüksek ateş, kanlı ishal ve kusma şekillenir. Akciğer formu etkenin yoğun olduğu ortamlardaki havanın solunum yolu ile alınması ile oluşur. En ölümcül olan formu budur.

-Erken teşhis ile antibiyotik tedavisine başlanması insanlarda tedavi için önemlidir. Ancak bireysel direnç ve duyarlılıklar her zaman hastaya göre değişebilir.Dolayısıyla sağlık bilimleri mühendislik biliminden bambaşkadır. Matematiği yoktur, en ufak bir ihmal ile tedavisi mümkün olduğu halde hastayı kaybedebilirsiniz ya da hastanın bireysel duyarlılığına bağlı olarak en iyi tedaviyi de yapsanız hastayı kaybedebilirsiniz.Tedavinin matematiği olmaz. Hastalık çıktıktan sonra öldürür mü süründürür mü kısmı üzerine konuşamazsınız, konuşmamalısınız.

İşte o yüzden biz Veteriner Hekimler diyoruz ki;

– Koruyucu Hekimlik Önlemleri tedaviden öncelikli olmak zorundadır.

– Çünkü koruyucu hekimliğin matematiği vardır. İzleyeceği yol bellidir. Adımları atlamaz, zinciri koparmazsanız hastalık ortaya çıkmaz, çıkamaz.

– Koruyucu hekimlik; hayvan sağlığı, hayvan refahı, hayvan beslenmesi, hayvan bakım koşulları, hayvan hareketleri, gıda amaçlı tüketimde hayvansal ürünlerin hazırlık ve satış aşamaları dahil çiftlikten sofraya her aşamada Veteriner Hizmetlerini ve Veteriner Hekimleri güçlü kılmaktan geçer.

– Hayvancılık ve hayvansal üretim ülkemiz için yan dal değildir.

– Halk sağlığı ve koruyucu hekimlik hizmetleri bireysel ve mesleki hırslara alet edilemez.

Sorun ithalatın yapıldığı Brezilya’dan da bırakın Amerika’yı, Amerika kıtasından da büyüktür. Çünkü konu; ülkemiz insanının sağlıklı, huzurlu ve refah içinde yaşaması ile doğrudan ilgilidir.

Tüm dünyanın önemini kabul ettiği gerçeklerin yanında, gıda savaşlarına doğru gidilen bu yüzyılda bu kadar yanlışın gerçekten yanlışlıkla yapıldığına olan inancımız tükenmiştir.

Hastalarımızın ve halkımızın sağlığı için tarihte olduğu gibi bugün de Veteriner Hekimler olarak hayatımız ve özlük haklarımız feda olsun. Olsun ama, yeter ki sağlıklı bir geleceğimiz olsun.

Yeniden inanmak, yerli ve milli olma arzumuzun ateşini yakmak için,yetkilileri hayvancılığımıza ve veteriner halk sağlığına sahip çıkmaya davet ediyorum.”