Eşleri sayesinde çapraz böbrek nakli olan hastalar sağlığına kavuştu

Uşak'ta yaşayan Mevlüt Gezer, eşinden böbrek nakli olmak için İstanbul'da geldiği hastanede 17 yaşından beri uygun böbrek bekleyen Tuğba Yaşar'a umut oldu.
Eşleri sayesinde çapraz böbrek nakli olan hastalar sağlığına kavuştu

Çapraz böbrek nakline karar veren aileler, birbirlerinin hayata tutunmasını sağladı. Gerçekleştirilen başarılı operasyonla Mevlüt Gezer’in eşi Sevim Gezer, böbreğini Tuğba Yaşar’a; Tuğba Yaşar’ın eşi Nusret Yaşar ise böbreğini Mevlüt Gezer’e verdi.

Uşak'ta yaşayan Mevlüt Gezer (60), 2012 yılında böbrek rahatsızlığı nedeniyle hastaneye başvurdu. Bir süre tedavi gören Gezer'e, böbreklerinin yüzde 40 çalıştığı ve böbrek nakli olması gerektiği söylendi. Eşi Sevim Gezer ile böbrekleri uyuşan Mevlüt Gezer, Uşak’tan İstanbul'a, İstinye Üniversite Hastanesine gelerek nakil için gün aldı. Ameliyat için hazırlıklar yapılırken Gezer çifti, hastanenin organ nakli koordinatörü sayesinde 17 yaşında böbrek hastası olduğunu öğrenen Tuğba Yaşar (33) ve ailesiyle tanıştı. Aileler, burada çapraz böbrek nakli olmaya karar verdi.

Böbrek hastası Mevlüt Gezer’in eşi Sevim Gezer, böbreğini Tuğba Yaşar’a verdi. Tuğba Yaşar’ın eşi Nusret Yaşar ise böbreğini Mevlüt Gezer’e verdi. Böylece çapraz böbrek nakli operasyonu başarılı geçen hastalar, sağlığına kavuştu.

“Erkekler birbirleriyle, kadınlar da birbirleriyle eşleşti, nakil oldu”

Çapraz böbrek nakli hakkında konuşan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ayhan Dinçkan, “Hastalarımızla konuştuk. Burada erkekler birbirleriyle, kadınlar da birbirleriyle eşleşti, nakil oldu. Bir hastamız hiç diyalize girmeden, diğer hastamız da 6 ay kadar diyalize girerek kronik böbrek rahatsızlığından kurtuldu. Kendilerine uzun, sağlıklı bir ömür diliyoruz. Ufak tefek önerilerimiz var, bunlara uymak şartıyla eski hayatlarına devam edebilirler. İlaçlarını kullanmayı aksatmadıkları, kontrollerini yaptırdıkları sürece kendi hayatlarına devam edebilirler. Toplum olarak organ naklinin bilincine de varmalıyız” dedi.

“Ameliyata büyük bir heyecanla girdik”

Ameliyata büyük bir heyecanla girdiklerini söyleyen Tuğba Yaşar, “17 yaşındaydım. Tesadüfen öğrendim hastalığımı. Birkaç doktora göründüm, emin olmak istedim. Daha sonra bir mesane ameliyatı olmam gerekiyordu, onu oldum 15 yıl önce kadar. Sonra takiple bir şekilde bugünlere kadar gelebildim. 2017 yılında kadavra sırasına yazıldım, hala sıra bekliyordum. Pek bir umudum yoktu aslında. Sonra bir şekilde yolum bu hastaneye düştü. Burada tekrar tetkikler yapıldı. Sonra bir telefon geldi, 'Size uygun bir donör var, gelin' dediler. Hiç ümidim yoktu, geldim ama daha önce de böyle bir durum yaşamıştım ve olmamıştı. Bu sefer oldu. Bir iki gün sonra hastaneye yattım. Olacağından emin olduğum andan itibaren çok sevindim. Hastalığıma o kadar çok alışmıştım ki ameliyat olduktan sonra anca yediklerimi eskiye göre düzenlemeye çalışıyorum. Ameliyata hazırlandık. Büyük bir heyecanla girdik. Eşim bir böbreğini karşı aileye verdi. Aslında burada herkes kendi sevdiği için hareket etti. Benim eşim karşı tarafa, karşı taraf da bana böbreğini verdi. Onların organı bizde, bizim organımız onlarda. Çok teşekkür ederim. Onlar bize vermek zorunda değildi, eşiyle uyuyordu böbrekleri. Ama benim de hayatımı kurtarmak için yaptılar. Onlara da ayrıca minnettarım. Ömür boyu da görüşmeyi düşünüyoruz. Bir aile olduk” şeklinde konuştu.

“Hiç düşünmeden 'Tamam' dedik”

Çapraz böbrek naklini hiç düşünmeden onayladıklarını anlatan Mevlüt Gezer, “2012 yılında böbreklerimin az çalıştığını öğrendim. Kontrollerimi İzmir’de oluyordum. Pandeminin araya girmesiyle bizim iş biraz aksadı. Daha sonra tedavi sürecimde diyalize girmem gerektiğini söylediler. Biz de mart ayından bu yana diyalizdeydik. Uşak’ta bir dernek başkanı var. Tesadüfen onunla tanıştık. ‘Organ nakli yaptırın’ dedi. Biz kimseye bir şey söylemedik. Hanıma söyledim hemen, o da ‘Tamam vereyim’ dedi. Buradan randevu aldık. Bizim böbreklerimiz uyuyormuş. Bu arada Koordinatör Ayşe Hanım başka bir ailenin böbrek nakli beklediğini söyledi. ‘Çapraz böbrek nakli yapalım' dedi. Hiç düşünmeden ‘Tamam’ dedik. Zaten bana eşiminki uyuyor. Karşı taraf da bu nakli bayağı zamandır bekliyorlarmış. Böylece onlarla da tanıştık. Birbirimize böbreklerimizi verdik. Bugün de çok güzel bir durumdayım” ifadelerini kullandı.

“Ölene kadar da görüşeceğim”

Artık aile gibi olduklarını, ölene kadar görüşeceklerini ifade eden Sevim Gezer, “Ne kadar belli etmemeye çalışsak da eşimle çok üzüldük. Bunu yaşayan bilir. Allah kimseye göstermesin. Gençlerle de tanıştık, ben çok memnun oldum. Onlar da benim manevi evlatlarım oldular. Buraya geldiğimizde uzun zamandır böbrek nakli beklediklerini öğrendik. Biz de hiç düşünmeden çapraz nakil ameliyatını onayladık. En azından biz de bir can kurtaralım istedik. Bir de genç oldukları için anne olarak çok üzücüydü. Ama çok memnunum. Ölene kadar da görüşeceğim. Bizim temennimiz onlar iyi olsun. Eşimin hastalık sürecinde çok zor zamanlar yaşadık. Sinir stres içindeydim ama belli etmiyordum. Yaşlıyız ama çok dinciz. İki böbrek olacağına tek böbrek olsun. İnsanlarımız yaşasın. İnsanlarımız bilinçli değil. Toprağa vakti zamanında gireceğiz” diye konuştu.

“Onlar bizim hayatımızı kurtardı”

Karşı aileye teşekkürlerini ileten Nusret Yaşar, “Eşimin evlenmeden önce ben hasta olduğunu biliyordum. Biz çok uğraştık nakil olsun diye. Bizim sürecimiz çok sancılı geçmedi. Diyalize hiç başlamadık. Bir şekilde bu hastaneye geldik. Organ Nakil Koordinatörü Ayşe Hanım bize yardımcı oldu. Bütün süreç güzel geçti. Operasyonumuz başarılı geçti. Şu an herkes iyi. Ben eşime nazaran biraz daha pozitifim. Hep olacak ümidiyle geldim. Geçen sefer bir hayal kırıklığı oldu tabii ama bu sefer başardık. Bizim nakil biraz imkansız gibiydi. Kimseden bulamadık. Bizim çapraz olmamız da çok zordu. Burada karşı aileye daha çok iş düştü. Onlara çok teşekkür ediyoruz. Onlar bizim hayatımızı kurtardı” şeklinde konuştu.

(KAYNAK / İHA)