Ülkede olduğu gibi Uşak’ta da gündem sürekli değiştiği için, hiç beklemediğim bir şekilde kendimi UMPAŞ ve Serenova Seramik ile ilgili bir yazı yazmak zorunda hissettim.

UMPAŞ ve Serenova gerçekleri, bu ülkede oynanan oyunların, arkasına siyasi gücü alarak milyonları götürmenin ve binlerce insanı mağdur etmenin öyküsüdür.

Serenova’yı ele geçirmek için yaklaşık 500 işçiyi, 7 bin aşkın hissedarı ve fabrikaya birçok mal ya da hizmet vermiş parasını alamamış esnaf mağdurların öyküsüdür bu.

UMPAŞ Holding, 1990’lı yılların başında “Uşak Mizan Plastik Anonim Şirketi” adıyla faaliyete kurulmuştur. İlk icraatı da Uşak Tekstil OSB’de naylon poşet üreten bir fabrika kurması olmuştur.

İslami kesimden birçok temiz kalpli ve iyi niyetli insandan para toplamış, bu insanları; “Faizsiz kar payı vereceğiz” diye ikna etmiş, bir yeşil sermaye ortaklık olarak ilerlemiştir.

Sonra benzin istasyonları, kamyon filoları, AVM kurarak ilerlemiş, bu arada söz verdiği gibi insanlara bir türlü kar payını dağıtmamış, bu payı almak için evini, aracını satan birçok insan perişan olmuş ve yuvası dağılmıştır.

2000 ya da 2001 yıllarında da UMPAŞ Seramik A.Ş. adı ile fabrika kurarak ortaklık katılım sayısını artırmak için isim değişikliği yaparak Serenova Seramik ve Karo Fabrikası’nı kurmuş, yine ortaklarına 5 kuruş vermemiştir.

Uşak’ın tek holdingi UMPAŞ durmadan fabrikalar, Ankara, İzmir ve çevre illerde trilyonluk araziler almasına rağmen yine ortakları 5 kuruş alamamıştır. Ama holding genel müdürlüğü ve yönetim kurulu başkanlığı yapanlar ise köşe olmuş, tamamına yakını hem mal varlığını artırmış, hem de siyasi kariyerlerinde iktidar partisi AKP’de hızla yukarılara tırmanmıştır. Hatta ve hatta İl başkanlığına kadar yükselip ülke gelininde siyasi itibar patlaması yaşamışlardır.

Bilindiği gibi seramik fabrikası 2019 yılının son aylarda üretimi tamamen durdurmuş, yaklaşık 500 işçi kapının önüne konularak kaderlerine terk edilmiştir.

BÜLENT ARINÇ’I BİLE MAĞDUR ETTİLER

Bir zamanlar AKP’nin kudretli ve ağlak ismi Bülent Arınç’ın da UMPAŞ hissedarlarından olduğunu payını alabilmek için zaman zaman törenle, zaman zaman da gizli olarak Uşak’a geldiğini biliyor muydunuz?

Arınç, belki de hakkını almıştır. Bilemiyorum. Onun hakkını yemek her babayiğidin harcı değildir. Amma velâkin bildiğim, orada çalışıp da 2 yıla yakın zamandır iş bulamadığı için evine ekmek götüremeyen emekçiler vardır. Bu emekçilerin ahı, çocuklarının gözyaşı kimin yüreğini sızlatıyordur Acaba?

Cevabı çok basit: Hiç kimsenin.

FİLLER TEPİŞİR ÇİMENLER EZİLİR

Şimdi sizlerle Serenova Seramik hakkında edindiğim son bilgileri paylaşmak istiyorum.

Malum, son genel kurullardan birinde Enver Dağdagül, adlı bir işadamı AKP eski İl Başkanı, UMPAŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Hilmi Alper’i devirerek yönetimi almıştı. Aralarında hala kan davası gibi hiç bitmeyen bir çekişme süre dursun. Şimdi yönetime yeni bir talip daha çıktı.

Duyumlarıma göre; Uşak’ın ünlü bir siyasetçisi de UMPAŞ’ı ele geçirip yönetme sevdasında. Partisinin siyasi gücüne dayanarak kendini kayyum atatıp; hem Alper’i hem de Dağdagül’ü saf dışı etmenin peşinde.

(Lütfen adını açıklamam için ısrar etmeyin. Sonra başım derde giriyor. Mahkemelerde sürünüyorum)

Duyumlarıma göre; son Yönetim Kurulu Başkanı Enver Dağdagül, Uşak Tekstil OSB’ye vaat ettiği ödemeleri yapamadığı için OSB yönetimi de elektrik, doğalgaz, su gibi ihtiyaçlarını karşılamasına izin vermiyor ve Dağdagül’e “Önce ödemeyi vaat ettiğin eski borçlarını öde” diyor. O borçlar ödenmezse OSB yönetimi sorumlu olacak.

Kim bilir? Senaryo bu ya, iktidar gücünü ardına alan bu siyasetçimiz, bir yönetimi ele geçirse belki de MASAK’ı devreye sokar, doğalgazını, elektriğini, suyunu söke söke alır.

Alsın, umurumda da değil.

Benim tek üzüntüm;

Umutla işine döneceği günü bekleyen yaklaşık 500 işçi.

30 yıldır kar payını sabırla bekleyen yaklaşık 7 bin hissedar

Ve de UMPAŞ’a mal ve hizmet verip karşılığını alamayan esnaftır.

Sizler kimsenin umurunda değilsiniz. Bilin istedim…

“Olsun Be Yaradan Vardır.

Sanma Ki Zalimin Ettiği Kardır.

Mazlumun Ahı, İndirir Şahı.

Her Şeyin Bir Vakti Vardır.”

Yunus Emre