Engellerin bedende değil düşüncelerde olduğunu 4 kitap yazarak kanıtladı

Mustafa Ağır, doğumundan sonra geçirdiği sarılık hastalığı yüzünden engelli kalıp hayata 3-0 geriden başlasa da yılmadan tüm engelleri aşarak 33 yıllık ömrüne 4 kitap sığdırmayı başarmış, azmin ve sabırla çalışıp üretmenin önünde hiçbir engelin duramayacağını kanıtlamış genç bir yazar ve şair.
Engellerin bedende değil düşüncelerde olduğunu 4 kitap yazarak kanıtladı

SALİH KILINÇ / Mustafa, 10 günlükken yakalandığı sarılık hastalığı yüzünden engelli kalınca, hiç pes etmeden okullarına devam ediyor.  Başarılı okul yaşamının yanı sıra öğretmen annesinin etkisi ile 16 yaşında yazmaya başlıyor.

Bu yazma denemeleri sonucu, Mustafa senarist olmaya karar verir. Üniversite sınavlarına girerek, Erzurum Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi, Radyo Televizyon ve Sinema bölümünü kazanır. Burada da başarılı olur derhal kolları sıvayarak senaryo yazma girişimlerinde bulunur. Fakat bu işin kompradorları bu engelli ve genç senaristi dikkate almayınca, Uşak’a gelir ve Orman İşletme Müdürlüğüne girerek çalışmaya başlar.

Bu kez, annesi ve kardeşleri yazılarını kitap olarak basması için sürekli teşvik edince gaza gelen Mustafa, ilk kitabı olan; “Yalnızlığa Konser Veren Maestro”nun basılması ile hızını alamaz. Bu kitabını, Bana Bir Dost Lazım” ve “1 Geceye 4 mevsim” adlı şiirimsi kitapları takip eder. Mustafa, 4. Kitabı “2 dakika Kafa Dinleyelim” in basım hazırlıklarının sürdüğünü söylerken gözleri ışıl ışıl parlıyordu.

Bu arada Uşaklı olmasına rağmen bu genç yazarımızın Uşak’tan ziyade İstanbul edebiyat çevrelerinde daha çok tanındığını da belirtelim. Özellikle Sarıyer Kitap Fuarı’nda birçok ünlü yazarla aynı anda kitap imza günlerine katılarak popülaritesini artırmış.

“1 Geceye 4 Mevsim” adlı kitabında ilginç bir yazım tekniği deneyen Mustafa, Uşak sokaklarında özellikle geceleri edindiği izlenimlerini düz yazı yerine şiir şeklinde okurlarına aktarmayı denemişti.

Yakında piyasaya çıkması beklenen “2 Dakika Kafa Dinleyelim” adlı eserinde ise kansere yakalanmış, ölümü bekleyen bir şairin, bir deniz kenarında şoförü ile konuşması ve bu konuşma sırasında yaşam ile hesaplaşmasını kaleme aldığını belirtiyor.

Mustafa, aslında bu çalışmasında okuruna kendi yaşamından da kesitler sunmaya çalışmış. Çünkü kendisi de 16 yaşındayken, yaşadığı içsel hesaplaşmayı ve dertlerini dile getirmek için yazmaya başladığını belirtiyor.

GÖZ GÖRMEYİNCE GÖNÜL YAZIYOR DA YAZIYOR

Mustafa ile söyleşimiz, “Niçin yazıyorsun? Sorusuna cevap aramakla devam ediyor. En iyisi burada sözü Mustafa’ya bırakalım. Soruya da o cevap versin.

“Yazmasam kafayı yerim. Yazdıkça rahatlıyorum.  Bir de yazma eyleminde bir tek hedefim var: İnsanların kalbine dokunmak. Onların kalbine şöyle bir dokunayım ki; onlar da Uşaklı bir yazar var. Adı Mustafa Ağır” desinler. Bu bana yeter.”

SEVEN İNSAN KAVUŞMAZSA BENİM GİBİ ŞAİR OLUR

“Peki, Mustafa’m, sen hiç aşk acısı çektin mi?” diye sorduğumda hafiften küçümser bir tavırla, “Kitaplarımı okusaydın, ban bu soruyu sormazdın” şeklinde cevap veriyor.

Mustafa,” Kitaplarımı okuyan herkes, çektiğim aşk acısını rahatlıkla görebilir. Peki, sevdiğime kavuşsam aşk biter mi? Hiç kavuşamadığım için bunu bilemem. Ama kavuşsaydım, çok mutlu olacağımı düşünüyorum.

Zaten sevdiğine kavuşan insan çok mutlu olur. Kavuşamayan da benim gibi şair olur, yazar olur. Aslında tüm yazma eylemlerinde aradığım şey kesinlikle kavuşma özlemi ile yanıp tutuştuğum bir sevgili değil. Sadece ve sadece bir parça huzur, kavuşmak istediğim sevgili huzurdur.

İNSANIN İÇİNDEKİ CEVHERİ İŞLEMEK İSTİYORUM

İnsan ve insanlık hakkında ne düşünüyorum? İnsan da insan olması gereken erdemler durdukça insan olarak kalır. İçerisinde bu erdemi taşıyan insan insandır. Hem kendi mutlu olur, hem başkasını mutlu kılar ve dünyayı güzelleştirir.

Ben de yazılarımı güzel bir dünya oluşturmak adına kaleme alıyorum. İnsanlığın daha da iyi olması için çaba harcıyorum. İnsanın içerindeki o hiç işlenmemiş ham cevheri gün ışığına çıkarmak, çıkardıktan sonra bir kuyumcu titizliği ile işlemek isterim.

İnsanlığı hak ettiği yer gelmesi için katkıda bulunmak isterim. Hayatım boyunca bu amaç için yaşadım. Bundan sonra da bu amaç için yaşamaya devam edeceğim.”