Bu kılıç 700 yıllık ama ilk günkü gibi korunuyor

Uşak’ın bilinmeyen tarihi değerleri arasında bulunan yaklaşık 700 yıllık kılıç, hala ilk imal edildiği gibi duruyor.
Bu kılıç 700 yıllık ama ilk günkü gibi korunuyor

Uşak Tanıtım ve Kültür Gönüllüleri Derneği (UTKGD) üyeleri emekli öğretmen Ramazan Taylan ve esnaf Hasan Reşit Şafak tarafından ilk kez görüntülenen kılıcın, Karaca Ahmet Dede tarafından yedi parça eşya, köyün yedi kurucu ailesine bırakılmış emanet olduğunu, 6 parça emanetin kaybolduğunu ve sadece bu kılıcın kaldığını belirttiler.
TARİHİ KILIÇ İLK KEZ GÖRÜNTÜLENDİ
Uşak Tanıtım ve Kültür Gönüllüleri Derneği olarak bir ilke daha imza attıklarını kaydeden emekli öğretmen Ramazan Taylan, “.Arkadaşım Hasan Reşit Şafak 'la birlikte Kurtuluş Savaşı kahramanı Çeceli Kara Murat hakkında yaptığımız araştırma sırasında,Çamsu Köyünün eski adı "ÇECE" adını veren ve Türbesi bulunan Karaca Ahmet Dede'nin kılıcını görüntüledik..Köy Muhtarlığınca uygun bir yerde saklanan ve zaman zaman yeri değiştirilen kılıcın,Karaca Ahmet Dede tarafından miras kalan yedi parça eşya ,köyün yedi kurucu ailesine bırakılmış...Ancak bu emanetler zamanla kaybolmuş...Bir tek kılıcı kalmış..Kılıç,şimdi köylülerce gözleri gibi saklanıyor” dedi.


Taylan çeçe Köyü ve Karaca Ahmet Dede hakkında da şu bilgileri verdi: 
“Aşağıda arkadaşımız Ömer Aşçi 'nın Karaca Ahmet Dede ile ilgili geçen yıl yaptığı paylaşım aşağıda...Buna benim ekleyeceğim bir rivayet daha var...
Rivayete göre,Karaca Ahmet Dede,öküzü öldüğü için sabanın diğer tarafına ,her sabah dağlardan gelen bir geyiği koşmaktadır..Akşam olduğunda da geyik yine dağlara dönmektedir..O dönemde ,"Comburt - AyrancıI" köyünde bir paşa ya da bir bey hüküm sürmektedir.. Bu paşanın koruması olarak bir Aslan ile bir Kaplanı vardır..Köyüne üç kilometre kadar uzakta olan Karaca Ahmet Dede ile anlatılanları duymuş. Karaca Ahmet Dede'yi merak etmiş.. Üç beş askerle birlikte,Aslan ile Kaplanı Çece-Çamsu Köyüne gönderir.."-Gidin bana bu adamı yakalayıp getirin."der.
Askerler, Çamsu Köyüne geldiklerinde Aslan ile Kaplan birden uysallaşır ve Karaca Ahmet Dede'nin ayaklarına sürünmeye başlar. Dede, hayvanları okşar,askerleri dinler ve onlarla birlikte Comburt – Ayrancı Köyüne giderler...Paşa,bakar ki aslan ile Kaplanı Karaca Ahmet Dede'nin ayakları dibinde görünce,yanlış yaptığını anlar ve Karaca Ahmet Dede'den bağış diler...
Bir diğer rivayet ise; Her sabah tarlaya gelip boyunduruğa takılan Geyik,bir sabah,gelmez.. Karaca Ahmet Dede de meraklanır..Yüce Murat Dağlarının neresinde arayacağını bilemez...Akşama doğru,geyik tarlaya gelir...Nefes nefesedir..Yorgun ve bitkindir..Karaca Ahmet Dede:"-Geyiğe niye geç kaldın? "diye sorar..O dönemde Çamsu Köyünün ,güneyinde bir köy varmış..Geyik dile gelir:-Her sabah geldiğim yerden gelirken,Höyük başında bulunan köyün köpekleri önümü kesti,bana yol vermediler."der..Bunun üzerine Karaca Ahmet Dede,o köye beddua eder..Der ki: " - O köy yıkılsın,taş üstünde taş kalmasın ,yok olsun." der.bugün o köyden eser kalmamış,yok olmuştur..
Bir diğer rivayet ise;karaca Ahmet Dede'nin kılıcına su dökülerek,asabi rahatsızlıkları olan kişilere içilirmiş.Çocuğu olmayanlara,dileği olanlara da kılıçtan akan su içirilince muratlarına erermiş.


UŞAK İLİ BANAZ İLÇESİ ÇEÇE KÖYÜ(YENİ İSMİ ÇAMSU) KURULUŞ HİKAYESİ
Araştırmacı Ömer Aşcı da çeçe Köuyü hakkında şu bilgileri verir:
“Köyün şu an ki ismi “Çamsu” dur. Cumhuriyet döneminde “Çeçe” olan ismi “Çamsu” olarak değiştirilmiştir.
“Çeçe” kelimesinin anlamı ise; - buğday, arpa, nohut gibi tahılların henüz tanesinden ayrılmamış hali, sulu bir yiyeceğin içindeki taneler, petekte, arının bal yaptığı gözeneğe verilen ad ve sebze veya meyvenin yenmeyip ayıklanan kılçık kısımları anlamlarında dilimizde yer etmiş. Köye yaptığımız inceleme gezisi de “Çeçe” isimlendirmesinin tahılların tanesinin ayrılmamış hali anlamında ki kullanımını destekleyen efsanevi anlatıma rastlıyoruz.
Köyde yaptığımız kısa bir sorgu üzerine köylüler bizi 1928 doğumlu Eşref BİLGİLİ amcamızın yanına götürüyorlar. Amcamız köyün “Çeçe “ isminin nereden geldiği sorumuz üzerine ilginç bir efsane anlatmaya başlıyor.
Anlatıma göre ; “ Köyün kurucusu ve önderi Karacaahmet babadır. Karacaahmet baba yedi kardeştir. Murat dağı termalleri yanında türbesi bulunan Murat Dede (Comburt köylü olduğu rivayet edilir) , Fikirsiz dede( mezarı Murat dağının zirvelerinden birindedir) , Hasan dede (Yukarı Karacahisar köyünde Kapaklı pınar mevkiinde defnolmuş)) , İyibasar Dede ( Y.Karacahisar köyü Çokrağan içme suyu tesisi yanında bulunan Eyüp Hisar Dede), Aldede-Ali Dede(Y.Karacahisar mezarlığı üstünde defnedilmiş) , Karacaahmet Dede ( Çeçe köyünün girişinde türbesi) , Halil Ağa ( Y.Karacahisar – Gürlek köyü sınırında defnedilmiş) olmak üzere yedi kardeş olduğu ve bölgeye yerleşerek köyler kurduğu söylenir.
Karacaahmet baba ziraat yapmakla geçimini sağlamaktadır. Bir gün çift sürdüğü öküzü hasta düşünce bir geyik çift sürdüğü sabana yanaşır. Baba geyiği çifte bağlayarak toprağını sürer. Ertesi gün baba işe başlamaya hazırlandığında bakar ki dünkü geyik sabanı boynuna takmış onu beklemektedir. Aralarında uzun bir dostluk başlar baba ile geyik arasında… Hasat zamanı geldiğinde çok bereketli bir hasat yaşanır. Biçilen başaklar tepeleme yığınlar oluşturmaya başlar. Oradan gelip geçenlerin “Çeç”e bak “Çeç”e demesiyle ağızdan ağza yayılan bu geyik ve bereket efsanesi köyün “Çeçe” ismiyle anılmasına kaynaklık eder.”