Uşaklı Kadınlar; “Bu Ülkede Kadın Katliamı Var”

İstanbul sözleşmesinden dün sabaha karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararnamesiyle çekilmesine tepki gösteren “Uşaklı Kadınlar” Tiritoğlu Parkı’nda bir basın açıklaması düzenleyerek çekilme kararını protesto etti.
Uşaklı Kadınlar; “Bu Ülkede Kadın Katliamı Var”

Kendilerine “Uşak Kadınları” Adını veren grup adına basın açıklamasını Avukat Ezgi Sağcan okudu.

Sağcan; “Bu ülkede kadın katliamı var. Bu ülkede her güne kadın cinayeti haberiyle uyanıyoruz. Yıllardır, sistematik olarak, kadınlar, erkekler tarafından öldürülüyor. Bu ülkede kadın cinayetlerine göz yumuluyor! Belki de bugün burada olan kadınlardan biri de, kadın cinayetlerine tepki göstermek için mücadele eden kadınlardan biri de bir gün bu şiddetin kurbanı olacak” dedi.

Katiller arka kapıdan girip ön kapıdan çıkıyor"

Şimdi Türkiye basınının Pınar Damar’ın ölümünü konuştuğunu kaydeden Sağcan; “29 yaşındaki Pınar’ı, akrabası olan erkek boğarak öldürüp göl kenarına attı. Pınar’ın cesedi henüz bulunamamışken, katil erkek, acılı ailenin yanında tüm soğukkanlılığıyla beklemişti. Kadın katillerindeki bu soğukkanlılık ve güvenin sebebini hepimiz çok iyi biliyoruz. Erkekler tarafından katledilen kadınların ailelerine kulak verelim, Bakın Pınar Damar’ın babası Mustafa Damar ne diyor: "60 yaşındayım böyle bir şey görmedik. Hayatımızda görmedik. 5 dakika içerisinde bir kanun çıkıyor, bir gece de kadınlar için kanun çıkarsınlar. Katiller arka kapıdan girip ön kapıdan çıkıyor" diyor” ifadesini kullandı.

“İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz İstanbul Sözleşmesi’ni feshedenlerden vazgeçeceğiz”

Sağcan basın açıklamasını; “Bu ülkenin cumhurbaşkanı ne yaptı peki? Kadınları koruyan uluslararası sözleşmeyi 5 dakika içerisinde feshetti! Kadınları erkek şiddetinden koruyan, Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu ve kendilerinin de yıllarca bununla övündükleri İstanbul Sözleşmesi’ni 5 dakikada, ben yaptım oldu diyerek feshetti bu ülkenin Cumhurbaşkanı! Hiçbir hukuki dayanak olmadan, adeta padişah fermanıyla.

İşte o günden bugüne biz kadınlar mücadele ediyoruz. Sözleşmenin feshinin iptali için kadın örgütleri, barolar, siyasi partiler, sendikalar tarafından Danıştay’da yüzlerce dava açıldı. Ancak ne yazık ki Danıştay da iktidarın siyasi baskısına boyun eğdi ve davalarımız ret edildi. Tetkik hakiminin, Danıştay Savcısının Cumhurbaşkanı kararının hukuka aykırı olduğu yönündeki görüşlerine rağmen, davalarımız 3’e 2 oyla ret edildi. Tarih kadınların bu büyük direnişini unutmayacak, kadınlar bu büyük direnişte adaletten, haktan ve hukuktan yana tavır alan hakim ve savcıları unutmayacak. Ancak AKP’nin İstanbul Sözleşmesi’ni yem olarak attığı bir avuç tarikattan da kadınları siyasi menfaatine kurban eden AKP iktidarından da elbet hesap sorulacak. Erkek şiddetiyle öldürülen her kadının kanı, İstanbul Sözleşmesi düşmanlarının üzerinde olacak.

Ortada yalnız bir hukuksuzluk değil, kadının eşitlik ve özgürlüğüne karşı topyekun bir savaş ilanı olduğundan, biz de kadınların olduğu her yerde, evde, mahallede, işyerlerinde politik mücadelemize devam edeceğiz. Çünkü biliyoruz ki kadın cinayetleri politiktir. Yaşasın kadın dayanışmamız” şeklinde tamamladı.

(SALİH KILINÇ / HABER)