ÖDP’den parasız, kamusal, nitelikli, laik eğitim çağrısı

Okulların açılması ile bir basın açıklaması yapan Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Uşak İl Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Uludağ, “ÖDP: Ülkemiz ve çocuklarımız için parasız, kamusal, nitelikli ve laik eğitim çağrısı yapmaktadır” dedi.
ÖDP’den parasız, kamusal, nitelikli, laik eğitim çağrısı

Uludağ,  2018-2019 eğitim-öğretim yılına ilişkin yazılı bir açıklamada, “Gericilersen ve piyasalaşan eğitimin karma eğitime vurulan darbe ile resmiyet kazandığını belirterek,  eğitim politikaların iflası ile öğrencilerin, velilerin ve eğitimcilerin mutsuz, öfkeli ve kaygılı olduğunu ifade etti.

AKP iktidarının eğitim alanına yaptığı saldırıların ardı arkası kesilmediğini söyleyen Uludağ,  "Şimdi de yönetmeliklerden “karma eğitim” zorunluluğunu kaldırarak okullarımızın haremlik-selamlık hale getirilmesinin önünü açıyorlar. Cumhurbaşkanı sözcüsü “karma eğitim istemeyen velilere seçenek sunacağız” diyerek bu dinci-gerici uygulamayı sözde demokratik bir hakmış gibi sunuyor. Kamusal alanın en temel yapısı olan okullarda cinsiyet üzerinden yapılacak ayrıştırma toplumsal hayatın tamamında gerici, cinsiyetçi, faşist bir dönüşümü hedeflemektedir. Karma eğitim çocuklarımızın pedagojik ihtiyaçları ve temel hakları gereği vazgeçilemez bir zorunluluktur" dedi.

"ÖĞRENCİLERE AÇIK LİSELERİN DAYATILMASI KABUL EDİLEMEZ"

Liseye girişteki sınav sistemine dikkat çeken Uludağ’ın açıklamasında şu ifadeler yer aldı: "LGS ve çember sistemi dayatması ile çocuklarımız mağdur edildi. Çocuklarımızın tercihleri yok sayılarak İmam Hatipler ve Meslek Liseleri zorunlu tutuldu. İktidarın tüm dayatmalarına rağmen bu lise türlerindeki kontenjanların boş kalması, eğitim politikasındaki iflası ortaya koymaktadır. Öğrencilerimizin istemedikleri okullara ve açık liselere mecbur bırakılması kabul edilemez bir hak ihlalidir. Diğer taraftan örgün eğitim sistemindeki sınavların yarattığı kaygı ve rekabet duygusu çocuklarımızdan en kıymetli günlerini çalmaktadır. "

Eğitim sisteminde laikliğin okullarda en ufak kırıntısına kadar yok edildiğini vurgulayan Uludağ, açıklamasında; "Okullar, imzalanan protokollerle gerici tarikat ve cemaatlerin ticaret alanına dönüştürülmüş durumda. Zorunlu din dersleri ve İmam Hatiplerin hem ortaöğretimde hem lisede tek tercih olarak dayatılmasıyla çocuklarımız bilimsel eğitimden ve evrensel değerlerden uzaklaştırılıyor. Her çocuk dini, dili, cinsiyeti üzerinden ayrımcılığa uğramadan nitelikli eğitim alma hakkına erişebilmelidir" dedi. Açıklamasının devamında ise şunlar ı kaydetti:

ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİNDEN TASARRUF EDİLEMEZ

Ekonomik krizin de etkisiyle kırtasiye başta olmak üzere okul masrafları geçen yıla göre ikiye katlanmış durumda. İktidar ise özel okullara teşvikini sürdürürken krizin faturasını emekçi çocuklara çıkarmanın planlarını yapıyor. Öğrencilerin barınma ihtiyacı da yine özel kurumlara teslim edilmiş durumda.

Gündemde olan MEB bütçesinden kesinti demek eğitimin maliyetinin daha çok velilere yıkılması anlamına gelecektir. Öğrencilerin başta barınma ve beslenme olmak üzere tüm masraflarının devlet tarafından karşılanması, eğitimin kamusallaşması en acil ihtiyaçlardandır.

“MUTSUZ ÖĞRETMENLERİN MUTLU ÖĞRENCİLERİ OLAMAZ”

Öğretmenlerimizin temel ihtiyaçlarını gözetmeyen, çalışma koşullarını güvensizleştiren ve öğretmenler arasında eşitsizlik yaratan uygulamalar mutsuz eğitimciler ve mutsuz öğrenciler yaratmakta. Yalnızca müfredatta sunulan bilgiyi öğrenciye aktaran teknisyenleşmiş öğretmenlere değil; sorgulayan, araştıran, bilimsel değerler doğrultusunda hareket eden özgür ve mutlu öğretmenlere ihtiyaç duymaktayız. Eğitimin sorunları bugünkü iktidarın anlayışı ile çözülemez. Ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğini karartan bu politikalara birlikte karşı çıkmalıyız. Unutmayalım ki; mahallemizdeki veliyle, okulumuzdaki öğretmenle derdimiz bir. O halde mücadelemiz de ortak olmalı.

Çocuklarımız özgür, eşit, parasız ve hiçbir ayrımcılığa uğramadan nitelikli eğitim alma hakkına sahiptir. Bunu ancak, çocuklarımıza birlikte sahip çıkarak başarabiliriz. Bunun için veliler, eğitim emekçileri ve eğitimdeki dönüşümlerden muzdarip tüm yurttaşlar olarak üzerimize önemli sorumluluklar düşmektedir. Çocuklarımıza sahip çıkmanın yolu var olduğumuz her alanda birleşerek eğitime müdahil olmamızdan geçiyor.

Okullara sahip çıkalım ki, çocuklarımız yüzlerinin güldüğü, mutlu oldukları sıralarda büyüsün.

Çocuklarımızın hiçbir pedagojik eğitimi olmayanlara teslim edilmediği; çağdaş, bilimsel, laik eğitimi savunan öğretmenlerimizin haksızlıklara uğramadığı eşitlikçi ve demokratik bir eğitim mümkün. Birlikte Başarabiliriz.”