Külköy’de esrarengiz kişiler korkunç paralara toprak alıyor
Külköylülerin sembol isimlerinden birisi (Adını vermek istemedi) “1 lira etmeyen yerler 500 liraya gidiyor. Daha önce dekarı 25 bin TL’den satılan araziyi 400 TL’ye aldılar. Yine para etmeyen 2-5 dekar bir alana 300 bin TL, 10 dekarlık bir yere de 500 bin TL verip aldılar. Burada 2-3 milyon liraya varan büyük paralar dönüyor” dedi.
Külköy, kanyonların içerisinde tam karşısında Clandıras Köprüsü ve deresi var. Doğal güzellikleri ve tarihi alanları var. Tarımda yapılıyor. Ancak, köylülerin bana aktardığına göre; burada dünyanın parasını verdikleri yerdeki araziler tarım yapılan yerler değil.
Yine köylülerin iddiasına göre, bir başak grupta Konya’dan gelerek Külköy’de toprak almak istemiş. Köylülere; “Sizin tabirinizle para etmeyen bu arazilere, ta Konya’dan, istanbul’dan kalkıp gelip de niçin para ödesin?” diye sorduğumuzda çok ilginç cevaplar aldım.
Köylüler, burada adlı Hz. İsa’nın Pakreuse adlı 12 havarisinden birisinin cam lahit içerisinde yattığı mezarı olduğunu söylüyor. İstanbul’dan bir takımadamlar gelip köyde bu işlere meraklı ve sözü geçen bir vatandaşı bularak bu cam lahit ve Pakreuse’nin yerini öğrenmeye çalışmış.
Adı bende saklı bu Külköylü kişinin söylediğine göre, daha önce arazide bir araştırma yapan bu kişiler yer altına yerin altına ufak kameralarla araştırma yapmış. Bende Pakruese’nin mezarı ve cam lahit konusunda hiçbir bilgim olmadığını söyledim. Bana inandılar ve gittiler diyor.
Görüştüğüm köylüler, kendi tabirleriyle Pakreuse’nin cesedinin bulunduğu cam lahit içerisinde birde İncil olduğuna inanıyor. Külköylüler, bu İncilin orijinal olduğuna ve ortaya çıkarılırsa tüm insanlığın gerçekleri göreceğine ve herkesin bir araya geleceğine inanıyor. Köylerinde para etmeyen arazilere dünyanın parasını vererek alan kimliği belirsiz kişilerin gerçek İncilin ortaya çıkmasını istemediğini, bu kutsal kitabı bularak yok etmek istediklerini ileri sürüyor.
Ancak, tüm araştırmalarıma ve arkeolog dostlarıma danışmama rağmen Hz. İsa’nın 12 Havarisi içerisinde Pakreuse diye bir havari yok. Baş havarisi Simun Petrus (Pierre) var. Onunla isim benzerliği olabilir mi? Bilemiyorum.
Simun Petrus, Hıristiyan Katolik Dünyası tarafından ilk Papa kabul edilen bir isim. Antakya’da dünyanın ilk kilisesini kurduktan sonra Roma’ya gitmiş ve burada İmparator tarafından öldürülmüş.
Roma’ya giderken Külköy’den geçtiğini düşünebiliriz. Ancak bu konuda da en ufak bir kayıt bulunmuyor.
Pakreuse ya da Simun Petrus’un Külköyde cam lahit içerisinde cenazesi ve gerçek İncil Kitabının bulunduğu konusunda güvenilir bir kaynak yok. Efsane olabilir.
Ancak, bir takım insanların Uşak dışından gelerek hiçbir ekonomik değeri olamayan arazilere korkunç paralar vererek satın aldığı gerçek.
(SALİH KILINÇ / HABER)
