Gümüşhane sallandı Naci Görür'den kritik Kuzey Anadolu fay hattı uyarısı
Bugün sabah saatlerinde Gümüşhane'de meydana gelen deprem, uzmanların dikkatini bölgedeki fay hattına çekti. Saat 06.09'da Gümüşhane'nin Kelkit ilçesi merkezli 4.2 büyüklüğündeki deprem, yerin 5,09 kilometre derinliğinde gerçekleşti. İlk belirlemelere göre can ve mal kaybına yol açmayan deprem, bölge halkını tedirgin etti.
PROF. DR. NACİ GÖRÜR: "DEPREMİN YERİ ÖNEMLİ"
Ülkemizin önde gelen jeolog ve deprem bilimcilerinden Prof. Dr. Naci Görür, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla Gümüşhane depreminin önemine dikkat çekti. Görür değerlendirmesinde, "Arkadaşlar, KAF'ın Erzincan segmentine bağlı, kısa bir fayın üzerinde, Eskiyol'da, 4,1 sığ bir deprem oldu. Yeri önemli. Geçmiş olsun. Sevgiyle" ifadelerini kullandı.
Uzmanın "yeri önemli" vurgusu, bölgedeki fay hattının aktivitesi açısından dikkate değer bir uyarı niteliği taşıyor. Sığ depremlerin yüzeye yakın olması nedeniyle daha fazla hissedildiği ve potansiyel olarak daha fazla hasara yol açabileceği biliniyor.
KUZEY ANADOLU FAY HATTI'NIN ÖNEMİ VE ETKİ ALANI
Naci Görür'ün işaret ettiği Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF), dünyanın en aktif ve hızlı hareket eden sağ-yanal atımlı faylarından biri olarak biliniyor. Yaklaşık 1200 kilometre uzunluğunda olan bu fay sistemi, doğuda Bingöl'ün Karlıova ilçesinden başlayıp batıda Saros Körfezi'ne kadar uzanıyor.
KAF, tek bir faydan oluşmayan, pek çok parçadan meydana gelen karmaşık bir fay zonu özelliği taşıyor. Bu hat, Anadolu Levhası'nın güneyde Arap Levhası ve kuzeyde Avrasya Levhası arasında sıkışması sonucu batıya doğru hareket etmesi nedeniyle yüksek sismik aktivite gösteriyor.
Fay zonunun geçtiği güzergâh üzerinde Saros Körfezi, Marmara Denizi, Sapanca Gölü, Adapazarı, Tosya ve Erzincan bulunuyor ve hat Van Gölü'nün kuzeyine kadar uzanıyor. Bu bölgelerde parçalanmış-ezilmiş kayaçlar, soğuk ve sıcak su kaynakları, gölcükler, traverten oluşumları ve genç volkan konilerine rastlanıyor.
Uzmanlar, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın tarihsel süreçte büyük depremlere neden olduğunu ve bu nedenle bölgedeki her sarsıntının titizlikle değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.