Depremin acı bilançosu açıklandı! İşte toplam vefat eden sayısı

Türkiye'de Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen 2 büyük deprem sonrası toplam bilanço da açıklanmaya devam ediyor.
Depremin acı bilançosu açıklandı! İşte toplam vefat eden sayısı

Depremin acı bilançosu açıklandı! İşte toplam vefat eden sayısı - Türkiye'de Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen 2 büyük deprem sonrası toplam bilanço da açıklanmaya devam ediyor. Arama kurtarma ve enkaz kaldırma işlemleri bu şehirlerde kaldığı yerden devam ederken depreme dair detaylar da netleşmeye başladı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından gelen son dakika açıklamalarında depremde hayatını kaybeden vatandaşların sayısı da netleşti. Buna göre de Bakan Soylu tarafından yapılan açıklamalarda deprem sonucunda da 43 bin 556 kişinin hayatını kaybettiği açıklandı.

Süleyman Soylu'nun açıklamalarından satır başları.

Kahramanmaraş'a neden inemedik diye hayıflandık tabi. İnsanlar yardım talebinde bulunuyorlardı ve "biz size yetişeceğiz" dedik. Özellikle AFAD bu senaryoları defalarca yaptı. Madenlerden, hastanelere, okullara kadar birçok tatbikat yapıldı. Geçen yıl milyonlarca insana afetle ilgili eğitimler verildi. Türkiye'deki toplanma alanlarını 30 bine çıkarmak için çalıştık. Her ilin risk azaltma planları yapıldı. Buraya herkes hareketlendi, kimisi 7-8-9 saatte gelebildi. 10 ilden birinde veya ikisinde olabilseydi diğer illerden takviye gelecekti. Karadeniz'den Batı'ya kadar herkes hareketlendi. 2-3 yıldır arama kurtarma çalışmalarıyla ilgili sürekli eleman yetiştiriyoruz. Türkiye'nin orta ve ağır sınıf arama kurtarma çalışmaları yükseltildi. Devlet, bütün gücüyle sahanın her noktasına bir şekilde ulaştı. Böyle bir afette tabi ki yayılmak ve ulaşmak da belli bir zaman dilimi istiyor. Böyle bir deprem hangi ülkede olursa olsun kimsenin altında kalkabileceğini düşünmüyoruz. İdlib'te 2500, Afrin'de 700-800 kişinin ölümüne sebep oldu. Bu çerçeve içerisinde eğer Türkiye uzun zamandır böyle hazırlıkları yapmasaydı büyük bir kaos içinde kalırdı. 17. günde geldiğimiz nokta; sadece Hatay'da 2 bina var, altında cenaze olduğunu düşündüğümüz, diğer tarafların tamamında arama kurtarma çalışmaları sona erdi. Yaklaşık 313 bin çadır kuruldu, konteynerlar kurulmaya başlandı. Bütün hastaneler işlevselliğini devam ettiriyor. Kamunun bütün gücü sahada çalışmalarına devam ediyor. Gidilemeyen köylerin tamamına sortiler yapıldı. Her tarafa, herkes ve her şeyle ulaşıldı.

Kılıçdaroğlu'nun "Asrın afeti ifadesiyle algı çalışması yürütüyorlar" diye talihsiz bir açıklama yaptı. Talihsizlik değilse kötü niyettir. Ne akılla, ne vicdanla bağdaşıyor. Sahada birçok şeyi yaşıyoruz. Bu deprem çok geniş bir alanda olduğu için koordinasyon gerektiriyor. Herkes bu bölgede hakikaten canla başla bir mücadele ortaya koyuyor. Bu bir insanlığın karşı karşıya kaldığı büyük bir yıkım ve dram. Biz bunun nasıl oluştuğunu ve nasıl bir imtihanla karşı karşıya kaldığımızı biliyoruz. Ancak bütün bunlarla birlikte depremin başından itibaren sussalar topluma daha fazla bir katkı sağlarlardı. Burada umut bekleyen insanlar var. Bütün bu insanlar "yeni ben yerde yaşayabilirim" diye düşünüyor. Bir siyasi partinin genel başkanı bunu çok abartıyorlar diyebilir mi, işte diyorlar. Her zaman eleştirebilirsiniz, ama şimdi değil, yer kürenin en büyük depremlerinden bir tanesi."

DEPREMDE SON HASAR TESPİTİ

Bakan Soylu depreme dair de son hasar tespitlerini açıkladı. İşte açıklamalarının devamı..

"Şuanda yüzde 75 ile 80 arasında hasar tespit oranı. 600 binden fazla bağımsız bölüm yıkılmış, acil yıkılacak, ağır hasarlı ve orta hasarlı. Ticaret alanındakileri de eklerseniz 750 bini buluyor. Depremi abartıyorlar demek insafı, vicdanı, aklı bir tarafa bırakmak demektir. Her detayı tek tek inceledik, sahadaki bütün arkadaşlarımızın bilgilerini her şeyiyle değerlendiriyoruz. Türkiye, devletin bütün birimleriyle birlikte bir çalışma ortaya koyuyor. Bir kaos oluşsa da bir fırsat oluştursak diyorlar. Yüzde 20 özellikle mala karşı suçlarda azalma var. Evet 3-4 tane yapma oldu ama tutuklandılar. Burada abarttıkları gibi bir durum söz konusu değil. Bütün bunlar yaşanırken hem toplumu dejenere etmeye çalışmak, güvensizlik oluşturmak çok yanlış. Ayrım yapmak da insanlık dışıdır. En çok çadırın geldiği yer de Hatay'dır. Orada ciddi bir çalışma ortaya koyuyorlar. Bütün sorunların en aza indirilebilmesi için mücadele ediliyor. Bizim bunlarla mı uğraşmamız lazım, yoksa bu insanların karşı karşıya kalan insanların sorunlarını en aza indirmemiz mi lazım. Karşı karşıya geldiğimiz dönemi zehirlemeye çalışmak en büyük kötülüktür. Psikologların yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı'ndan ve üniversitelerden de destek aldık.

Biz bundan önce Düzce'de bir deprem geçirdik. İnsanlar korkularından evlerine girmediği için 30 bine yakın çadır dağıttık. İkinci 6,4'lük depremden sonra evi sağlam olanlar da çadır talep ediyor, neredeyse bütün bölge çadır talep ediyor. Sahaya da sevk etmeye çalışıyoruz ama tabi ki öncelikler var. Çadırdan hemen sonra da konteynerlara geçilecek. İki ayın sonunda 100 bin konteynerı tamamlamış olacağız. Uzun süredir bu konteynerlarla ilgili bir düzen var. Özellikle ev sahibi olup evi yıkılanlar, şehit aileleri, engelliler, hamileler, yaşlılar gibi içlerinde öncelikleri var.

Bugün Sayın Cumhurbaşkanımızdan talimat aldık. Bu büyük depremin etkisinden kurtulabilmek için böyle bir adım atılmış oldu. Bütün bu süreçlerde sağlık olacak, çocuklar için eğitim birimleri olacak, sosyal marketler olacak. Biz bu 1 yıllık süreçte depremzedelerimizin bu travmasının atlatmaları için büyük çaba sarf edecek. Bir de şehirlerin tahliye edilmesi konusunda nakliye araçları milyonlarca kez taşıma yapacaklar. Şehirde iş makineleri çalışacak, kamyonlar enkaz getirecekler, şehirlerin yeni alanları oluşmaya başlayacak. Onun için Türkiye'nin birçok yerinde oteller 10 bölgedeki depremzedeleri bu durumu atlatabilmeleri için ağırlıyorlar. Bir yıllık planlama içinde gıda, lojistik gibi her şeyi değerlendiriyoruz. Pek çok farklı projeyi aynı anda yürütüyoruz.

Her şeye siyaset gözüyle bakılırsa herkese potansiyel suçlu gözüyle bakarsanız dönüşüm için bir pozisyon alırsınız, herkese baraj kurarsınız. Herkesin iş yapabilme kabiliyetini engellersiniz, hizmete köstek olursunuz. Türkiye için kentsel dönüşümü yapılması elzemdir. Maalesef ana muhalefet partisi sanki bu bir düşmanlık gibi, sanki bir yer talan ediliyormuş gibi hiçbir iş yapmayan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Kentsel dönüşüme tamamen karşıyız anlayışıyla değerlendiren buna engel ortaya koyabilmek bunların acı bir öyküsü olarak kalır. Bu gerçeklikten uzaklaşmak doğru değil. Süreçler uzadığı zaman ve böyle bir afetle karşı karşıya kalındığı zaman süreç tıkanıyor, bunun bedelini de herkes ödüyor, maliyetini millet ödüyor. Kolay bir iş değil zaten, bunu engellemek için de her şeyi yapıyorlar."

Usakgundem.com