“DAMLAKAYA’DAKİ BOYNUZLU DEV YILAN”

Karahallı’nın en küçük ve en bereketli topraklarına sahip Coğuplu köyünün mitolojik efsanesi iki asırdır kuşaktan kuşağa aktarılmaktadır.

Efsaneye konu Damlakaya mağarası ve Damlakaya anıt ağacı Coğuplu köyünün güney tarafındaki bir vadi içinde bulunmaktadır. İçinde geniş ve münbit tarım arazisini barındıran vadinin iki tarafı dik yamaçlarla çevrilidir.

Anlatılanlara göre; Damlakaya mağarası ve ağacının bulunduğu mevkide yatıra benzer, özensizce dizilmiş taşlardan oluşan hafifçe bir tümsek bulunmaktadır. Köy halkı burayı “Tekke”, bulunduğu mevkiyi ise “Tekkeköy” olarak isimlendirmektedir. Yatırda kimin yattığı veya kime ait olduğu bilinmemektedir.

Yatırın yanı sıra gene bu bölgede ünlü Damlakaya mağarası ve Damlakaya anıt ağacı bulunmaktadır. Sürekli su sızıntısı ve su damlacıkları olması nedeniyle bu yerin adına “Damlakaya” denilmiştir. Vadi tabanından yukarı doğru yükselen kayalık kısımda eski çağlardan kalma küçük birkaç mağara olduğu ve eski çağlarda bu mağaralarda insanların yaşadığı söylenmektedir

DAMLAKAYA’NIN MİTOLOJİK EFSANESİ

Kaya ve mağaraların hemen önünde anıt ağaç sayılabilecek değerde çok yaşlı bir meşe ağacı bulunmaktadır. Rivayete göre yüzyıllardır bu mağarada, tıpkı masallarda anlatıldığı gibi devasa bir yılan yaşamaktadır. Bu yılan yılda bir iki defa yuvasından çıkarak meşe ağacına inip, çıkıyor ve ağaca sarılıyormuş. Köy halkı tarafından “Gıynızlı” (Boynuzlu) olduğu söylenen dev yılan masallardaki Şahmeran’a benzetilmektedir. Bir başka rivayete göre çok karanlık gecelerde mağara bölgesinden korkunç sesler gelmektedir. Dev yılan korkusuyla definecilerin bu bölgeye hiç gelemediği ve kaçak kazı yapılmadığı söylenmektedir. Yılanın bugüne kadar köy halkından kimseye zarar vermediği de rivayet edilmektedir.

NOT: Efsane anlatımı ve arazi bilgileri için eski köy muhtarı Hüseyin Coğuplugil ile yardımları için Erdal Coğuplugil’e teşekkür ederim.

Hazırlayan: Mehmet Çolak