Ali Osman Doruk, büyük bir tehlikeye dikkat çekti

Uşak’ta olası şiddetli bir deprem anında imar barışından yararlanan 20 bini aşkın yapının öncelikli yıkılma riski olduğuna dikkat çeken Uşak İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Ali Osman Doruk, büyük bir tehlikeye dikkat çekti.
Ali Osman Doruk, büyük bir tehlikeye dikkat çekti

Tüm ulusumuzun yüreğini yakan, Merkez üssü Elazığ'ın Sivrice ilçesi olan 6,8 büyüklüğündeki depremde hayatını kaybedenlerin sayısı 41'e yükseldi, Bin 500 civarında da yaralı olduğu açıklanmıştı.

Elazığ depreminin şoku geçmeden aralarında Uşak’ın da bulunduğu ve merkez üssü Manisa’nın Akhisar ilçesi olan depremler hepimizin korkulu saatler yaşamasına neden oldu.

Uşak Gündem internet Sitesi yazarı Salih Kılınç da Uşak’ın olası bir depreme hazır olup olmadığını ve bina kalitesini Uşak İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Ali Osman Doruk’a sordu. Aldığı cevaplarla şok yaşadı.

Doruk’a göre, Uşak’ta 20 bini aşkın bina imar affı ile teknik kontrol yapılmadan yasal mevzuata uygun hale getirildi . İmar barışından yararlanan 20 bin bina demek yaklaşık 100 bine yakın bir nüfusu kapsamakta. Yani bir başka deyişle Uşak’ta yaşanan şiddetli bir deprem anında 100 bine yakın insanın hayatı tehlikede.

İşte yazarımız Salih Kılınç’ın soruları ve Doruk’tan şok edici cevaplar:

Elazığ da meydana gelen 6,8 şiddetindeki deprem de aynı sokakta bir çok bina bulunurken aynı şiddet ve süreye sahip bir depremde sadece iki binanın ağır hasar alarak yıkılmasının sebebi sizce nedir?

Bu acı olay bize yıllardır söylediğimiz; “Deprem öldürmez, bina öldürür” sözünün ne kadar doğru olduğunu tekrar hatırlattı. Binalarımızı yaparken ya da alırken nelere dikkat ediyoruz biliyor musunuz? Fiyatı uygun mu? Mevkisi güzel mi? Cephesi iyi mi? Odaları ferah mı? Oysaki sorulması gereken sorular maalesef bunlar değil.

Can alıcı sorularımız şunlar olmalı; Binamız kaliteli bir mühendislik hizmeti almış mı? Yapım esnasında kaliteli bir denetim hizmeti almış mı? Geçmiş dönemdeki İmar aflarından yararlanılmış mı? İşte bu soruların cevapları konut almak ya da yaptırmak isteyen vatandaşlarımızın önceliği olmalıdır ki bu öncelik depremde bizim ve sevdiklerimizin hayatını kurtaracaktır. Bu vatandaş olarak işin bize düşen kısmı olsa da en büyük ve sonuca götürecek kısmı devletimizin atacağı adımlardadır.

Şöyle sıralamak gerekirse; öncelikle proje ve uygulama denetimini bir formalite ve mali yük olarak gören yönetim anlayışından vazgeçilmelidir, şehirlerde imara açılacak kısımlar zemin koşulları, fay hatlarının durumu, imar mevzuatı hükümlerine göre iyi incelenerek seçilmeli ve güvenlik ranta kurban edilmemelidir, projeli ve ruhsatlı yapıların denetimlerinin etkin bir şekilde yapılmasının sağlanabilmesi için bu konuda büyük bilgi birikimi ve deneyimi olan meslek odalarının tekrar denetimde etkin yer alması sağlanmalıdır. İmar affı ya da barışından yararlanmış binaların durumları incelenmeli depremde ayakta kalamayacak bu yapılar devlet desteği ile vatandaşlarımız da mağdur edilmeden yıkılmalıdır, şehirlerde yapılaşma olan riskli bölgeler tespit edilip devlet eliyle yöresel öncelikler gözetilerek kentsel dönüşüme sokulmalıdır,

Sizce İlimizde İmar Barışı Uygulamaları bina güvenliği açısından sağlıklı bir şekilde yapıldı mı?

Uşak ilinde İmar Barışı uygulaması kapsamında yaklaşık 20 bin başvurunun yapıldığını biliyoruz. Maalesef ki bu yapıların çoğu ruhsatsız, ruhsat eklerine aykırı, kat ilavesi yapılmış ya da kanunun yürürlüğe giriş tarihi olan 2017 tarihinden sonra fırsatçılık yapılarak alelacele yapılmış olan yapılardan oluşmaktadır. Bu yapıların geneli kentimizin kontrolsüz yapılaştığı, ilçelerden göç alan kenar mahallelerinde ya da denetim hizmetinin aksadığı köy yerleşkelerinde bulunmaktadır. Buradaki temel sorun deprem gerçeği göz ardı edilerek hiç bir mühendislik hizmeti almamış yapıların yapılmasına ve bu işin meşrulaştırılmasına göz yumulmasıdır. Geçmişteki acı tecrübelerimiz bize göstermiştir ki depremlerde en büyük hasarı önceki dönemlerde imar aflarından yararlanan binalar almaktadır. Hiçbir şey canımızdan ve canımızdan çok değer verdiğimiz sevdiklerimizden daha kıymetli değildir.

İlimizde oluşabilecek deprem riski ve mevcut yapıların kalitesini nasıl değerlendirirsiniz?

Uşak ilindeki yapı kalitesine baktığımızda yakın zamanda imara açılmış bölgelerde daha güvenli ve düzenli bir yapılaşmanın olduğunu görüyoruz. Özellikle 1999 depreminden sonra hazır beton kullanımının yasal zorunluluk haline gelmesiyle birlikte, uygun mühendislik hizmeti almış, projeli ve ruhsat eklerine uygun imal edilmiş yapılarda oturanların deprem riskinin en az seviyede olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Ancak yakın zamanda ülkemizin birçok ilinde herhangi bir dış etki olmadan yıkılan binalar göz önüne alındığında ilimizde bu tarz ani göçmeyle yıkılabilecek binaların düşük bir olasılık bile olsa var olabileceğini düşünmek bile beni ürkütüyor.

Özetlemek gerekirse binalarımızı yaparken doğru projelendirme, sıkı denetim ve kaliteli imalattan oluşan üçgeni sağlamadığımız vakit depremden korkmamızı gerektirecek hiçbir neden kalmayacaktır.

Peki, bu binaların güvenliğini teknik olarak denetlemek bildiğim kadarı ile öncelikle Yapı denetim firmalarına, sonrasında da Belediye yada ilgili kurumlara verilmiştir. Bu konuda Uşak Belediyesi tarafından yapılan çalışmaları yeterli buluyor musunuz?

Belediyeler kentin sorunlarını çözmek için çalışırken ya da önemli yatırım kararlarını alırken her zaman sivil toplum kuruluşlarıyla dayanışma içerisinde olmalıdırlar. En doğru yöntemi bulabilmek en doğru yatırımı yapabilmek için çok sesli bir karar alma mekanizmasının işletilmesi gerekmektedir. Maalesef Uşakta mevcut ve geçmiş dönemde belediye yönetimleri bu konuda sınıfta kaldılar. Uşak için düşünülen imar planlamaları, yatırım kararları ve şehrin öncelikleri meslek odalarından adeta kaçırılır gibi oldubitti şeklinde yapıldı. Umarım yeni seçilen belediye başkanımız meslek odalarının bilgi birikimini kullanarak şehrimizi ortak akılla yönetir ve hepimizi ilgilendiren kararları demokratik bir biçimde alınmasına öncülük eder.