Salih Kılınç

Salih Kılınç

Dünyaya gönül gözü ile bakabilirsek hepimiz kazanacağız

Son günlerde özellikle Çarşamba Pazarı esnafından bize; “Ne olacak bizim halimiz?” diye çok yakınmalar gelince birde buraya el atalım dedik ve araştırmaya başladık. Vatandaşın derdi, her zaman bizim yani www.usakgundem.com İnternet Haber Sitesinin derdi olmuştur.

Bildiğiniz gibi, Uşak’ın ilk pazaryeri olan ve yüzyıla yakın geçmişi olan bu pazaryerimizin geçtiğimiz yıl Mayıs ayında çatısı uçmuştu. Burada pazarlanan vatandaş ve pazarcı esnafı üstü açık bir yaz birde kış geçirmişti.

Bu bölgede sorun sadece pazaryeri değil. Birde işyeri kentsel dönüşüm alanı içerisinde kalan yüzü aşkın esnafımız var. Bunlar da haklı olarak, kentsel dönüşümün 2. Etabı başladığında işyerlerinin nereye taşınacağını şiddetle merak ediyor.

Hemşerilerimin bu taleplerini ; “Başım üzerine” diyerek aldım kabul ettim ve belediye yetkililerine ilettim. Bana aktardıklarına göre bölge bambaşka bir havaya bürünecek ve Uşak’ın çehresi değişecek. Bölgede işyeri olan ve pazarcı esnafı da mağdur edilmeden bu iş tereyağından kıl çeker gibi çözülecek.

Pazaryerinin bulunduğu bölgede yapılacak kentsel dönüşüm alanında hiç sevmediğim ve Uşak’a yakışmayacak 2 adet tower yani kule binalar dikilecekti. Bölgedeki küçük esnaf da bu kulelerde kendilerine işyeri verilmeyeceği zincir market ve büyük mağazalara yer verileceği endişesi taşmaktaydı.

Yeni bir Bornova Form kuruluyor

Uşak Belediyesi yetkililerinden edindiğim bilgilere göre şimdi bu plan değişmiş. 2, 3 katlı çarşılar, pazaryeri, altında katlı otoparklar olan çok modern bir alışveriş merkezi inşa ediliyor.

Hepimizin malumu olduğu üzeri burada planı değiştiren ve projeyi hayata geçirecek olan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığıdır. Bakanlık tarafından hazırlanan proje, Burma cami karşısında bulunan ayakkabıcılar çarşısı, eski garaj ve Garanti Bankası aralığı olarak bildiğimiz Dere Sokak civarında çok büyük bir alış veriş merkezi kuruluyor. (AVM değil)

Ben burayı size nasıl anlatsam? Bilemedim. Şöyle anlatmaya çalışayım. Uşaklı dedin mi bir ayağı İzmir’dedir. Uşak’a yakın olması, büyük şehir olması, Uşaklıların en çok tercih ettiği illerin başında gelmektedir.

İşte İzmir Ege Üniversitesi yerleşkesinin güneyinde çok büyük bir alışveriş merkezi vardır. Uşaklı olup da buraya gitmeyen yok gibidir. Hepinizin tahmin ettiği gibi “Bornova Forum”.

İşte bakanlığın hazırladığı yeni proje neredeyse yeni bir Bornova Form AVM gibi bir şey olacaktır. Bana oradan biraz daha büyük olacak gibi geldi. Eminim Uşak’a da çok yakışacaktır. Özellikle Dere Sokak üzerindeki mezbelelik ve çirkin görüntü ortadan kalkacaktır diye düşünüyorum.

Tüm esnaflar geçici olarak kentsel dönüşüm alanına taşınıyor

Proje kâğıt üzerinde çok güzel görünüyor görünmesine de bölgede esnaflık ve pazarcılık yapan insanımız ne olacak?

Uşak Belediyesi yetkilileri hiçbir insanı mağdur etmeyecek çareler aradıklarını belirttiler. Kentsel dönüşüm başladığında pazaryeri esnafı, şimdiki belediye binası çevresindeki boş alanlara tezgâh kuracak. Geçici de olsa, pazaryeri esnafına her türlü alt yapı sağlanacak.

O yeni kurulan Bornova Form tarzı çarşının ortasındaki pazaryeri faaliyete geçince de orada devamlı olarak satış yapabilecekler.

Başta ayakkabıcılar çarşısı esnafı olmak üzere yıllardır bölgede yerleşik işyeri olan esnafa gelince; Uşak belediyesi yetkileri bunu da düşünmüş. Bu esnafımızı da yeni çarşı yapılana kadar Kentsel Dönüşüm Alanı 1. Etap kısımda bulunan boş işyerlerine taşımayı, yeni çarşı inşası bittiğinde de eski dükkânlarının yerine burada verilecek yeni dükkânlarda ebedi olarak kalması sağlanacak.

Sanırım Kentsel Dönüşüm Alanı 2. Etap projesi yeni yılla birlikte hayata geçirilmeye başlanır. Böylece, Uşak ve Uşaklı hem kendisi için, hem de il dışından gelen konukları için rahatça oturup bir şeyler yiyip içebileceği modern bir bize çok yakışacaktır.

Son 2 yıldır pandemi, ekonomik sıkıntılar, zamlar çok sıkıldık ve yorulduk. Kağıt üzerinde Uşak’a çok yakıştığını düşündüğüm bu proje hayata geçirilirken hiçbir esnafımızın ve pazarcımızın mağdur olmasını eminim hiç kimse istemez.

Uşak ve Uşaklı için yapılan bu güzel proje halk, esnaf ve belediye ile uyum içerisinde hayata geçirilmelidir.

Valiliği ile belediyesi ile esnafı ile tüm halkıyla Uşak tek ses ve tek yürek olursa herkes kazanacaktır. Aksi olduğu takdirde herkes kaybedecektir.

Dünyaya gönül gözü ile bakanlar her zaman tok karınla gezer

Zamanın birinde bir dergâhta Ulu ve ermiş zat, gençleri yetiştirir onların derviş olması için emek harcarmış. Bu Ulu kişi, bir grup öğrencisini çok beğenir, onlarla oturur kalkar ve yer içermiş.

Dergâhta aynı eğitimi alan bir grup öğrencisine hiç iltifat etmez, onlardan adeta vebalıdan kaçar gibi kaçarmış. Bu duruma çok üzülen bu grup, bir gün şeyhlerinin karşısına çıkarak; “Eyyy Ulu Kişi! Bizi de eğiten her şeyi öğreten sensin. Diğer arkadaşlarımıza her türlü iltifatı ederken niçin bizim yüzümüze bile bakmazsın? Biz de senin talebelerin değil miyiz? diye sual ederler.

Bunun üzerine o Ulu kişi; “Siz hayata dünya gözü ile bakarsınız. Buna üzüldüğüm için size iltifat etmem ve çok üzülürüm. Öbür arkadaşlarınız ise dünyaya gönül gözü ile bakar ve aşk ile görürler. Onun için onları daha çok severim” şeklinde cevap vermiş.

Dünyaya dünya gözü ile baktığını iddia ettiği öğrencileri Ulu kişiden bunu kanıtlamasını ister. Ulu kişi de “Peki” der.

Bu Ulu kişi bir gün bir yemek düzenler. Dünyaya maddi gözle baktığını iddia ettiği gençleri sofraya buyur eder.

Sofradaki yemekleri gören gençler çok sevinir. Bir kuş sütü eksiktir. Birazdan sofraya kaşıklar gelir. Ağızları bir kaşık açık kalır. Çünkü kaşıkların sapı bir metreden fazladır. Herkes bu kaşıklarla tabaklarındaki yemeği yemeye çalışır. Ama ne mümkün? Kaşığın sapı yanındakinin ya kulağına değer ya gözüne. Gel gelelim hiçbiri ağzına bir lokma bile yemek koyamaz. Ortalık dökülen yemeklerle berbat olmuştur. Üstüne üstlük tok oturdukları bu güzel sofradan aç kalkmışlardır.

Ortalık temizlenir toplanır. Yeniden bir sofra kurulur. Ulu kişi ve az evvel yemek yemesini beceremeyen öğrencileri bir köşeye saklanır. İçeri o ulu kişinin çok sevdiği ve iltifat ettiği öğrencileri girer.

Sofraya oturan gençler, uzun saplı kaşıkları görünce istiflerini hiç bozmaz. Herkes bir makine intizamında ellerindeki kaşıkları tabaklara daldırır ve karşındakinin ağzına tutar. Böylece bir lokma bile dökmeden sofradan karınları tok olarak kalkarlar.

O, Ulu kişi diğer gruba dönerek; “Şimdi gördünüz mü? Bu arkadaşlarınızın hepsi; “Benim karnım doymasa da olur. Hiç olmazsa bir arkadaşım doysun” diye düşündü ve herkes karnını doyurdu.

Sizler kendinizi düşündünüz. Hepiniz sofradan aç kalktı ve ortalığı mahvettiniz. Dünyaya maddi olarak değil de gönül gözünüzle baksaydınız, sizde onlar gibi bu sofradan tok olarak kalkacaktınız” der.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Salih Kılınç Arşivi