İMO Uşak Şube Başkanı Ali Osman Doruk; Afet kaderimiz değildir

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO)  Uşak Şube Başkanı İnşaat Mühendisi Ali Osman Doruk,  İstanbul Kartal`da 8 katlı binanın çökmesiyle ilgili olarak yaptığı açıklamada, binanın çökme ve 21 kişinin yaşamını kaybetme nedeni olarak denetimsizliği ve imar barışını gösterdi.
İMO Uşak Şube Başkanı Ali Osman Doruk; Afet kaderimiz değildir

Doruk, İMO olarak bugüne yapmış oldukları uyarı ve itirazların ne kadar yerinde olduğunu da acı bir tecrübe ile görüldüğünü belirtti. Doruk’un konu ile ilgili yazılı açıklaması da şöyle:

 “AFET KADERİMİZ DEĞİLDİR!”

İstanbul Kartal’da yıkılan 8 katlı binada bir kez daha büyük bir acıyla karşı karşıya kaldık. 21 vatandaşımız hayatını kaybetti. Hem de yaşadıkları binanın durup dururken aniden yıkılmasıyla. Yetkili mercilerden hemen açıklama geldi; sorun hemen bulundu; bina deniz kumuyla yapılmış, donatısı uygun değilmiş, son üç katı imar izni almamış yani kaçakmış, sorumlular hakkında gereken neyse yapılacakmış. Ben bir mühendis olarak yapılan açıklamalardan şunu anlıyorum düzgün denetim yapılmadığından binada uygun yapı malzemeleri kullanılmamış, belediye kaçak kat yapımına göz yummuş, dahası “vatandaşın mühendise 2-3 bin TL vermesi istenmediğinden” imar barışından yaralanarak kaçak katlar yasal statü kazanmış. Sonuçta Yeşilyurt apartmanı doğru düzgün bir mühendislik hizmeti almadığından dolayı yıkılmıştır. Yeşilyurt apartmanının herhangi bir yer hareketi olmadan yıkılması düşündürücüdür. Yapılan bir araştırma 1999 Marmara depreminde hasar gören yapıların %80 den fazlasının geçmiş dönemlerde ki imar aflarından yararlanmış binalar olduğunu göstermektedir. Dahası önceki dönemlerde yapılan hatalar tekrarlanarak ülke tarihinin en kapsamlı imar affı “İmar Barışı” adı altında yasalaşmıştır. Ne yazık ki şu ana kadar  9 milyon 700 bin bağımsız bölümün İmar Barışından yararlandığı açıklanmıştır. Rakamın büyüklüğü göz önüne alındığında yaklaşık 20 milyon civarında konut bulunan ülkemizdeki yapı stokunun kalitesi ve yeterli mühendislik hizmeti almamış konut sayısı göz önüne çıkmaktadır. Bu noktada bilim ve mühendisliğin ışığında bir an evvel tedbir alınması gerekmektedir. Öncelikle planlı kentleşme ve yapılaşma sağlanarak  herhangi bir afetin en az hasar ve en az can kaybıyla atlatılacağı gerçeği hatırlanmalıdır. Mevcut yapı stoku acilen incelenerek ilave kat yapılan, imar aflarından yararlanan, çok düşük beton dayanımına sahip binaları testler ve ölçümler yaparak belirleyerek riskli binalar tespit edilmelidir. Bu sayede içinde yaşayanlara ve hatta yanındaki binalarda yaşayan insanlara da  zarar verebilecek yapıları çok geç olmadan yıkılabilir yada depreme dayanıklı hale getirilebilir. Yine bu kapsamda binaların kimin tarafından yapıldığı, imar affı ve benzeri uygulamalar ile kayıt altına alınıp alınmadığı, beton dayanımından tutun yapı denetimine ve proje müelliflerine kadar, kadar pek çok bilgiye ulaşmamızı sağlayacak bir bina envanteri sistemi  kurulmalıdır. Bu sayede vatandaşlar, nasıl bir bina aldığını bilmesine imkân verecek ve belki de hayat kurtaracak bu türden bilgileri öğrenecek, hatta bilinçli insanların da kaçak ve sicili şaibeli binalardan kaçınması sağlanmış olacaktır. Ayrıca Yeşilyurt apartmanında kurtarma çalışmaları bize göstermiştir ki büyük bir kurtarma ekibiyle sadece bir binada bile yaralılara ulaşılabilmesi neredeyse 80 saatlik bir çalışmayı gerektirmiştir. Bu nedenle olası bir deprem durumunda afet sonrası organizasyon çalışmaları bilimsel bir temele oturtmalıdır. Sonuç olarak bu elim olay bize şunu göstermiştir. Bilimi ve mühendisliği hiçe saymak, yanlış yollardan giderek doğru yerlere ulaşılamayacağını bir kez daha kanıtlamıştır. Umarım bu üzücü olay imar politikalarında ranta yönelik uygulamaların sonu olur.

Ali Osman DORUK

İnşaat Mühendisleri Odası

Uşak Şube Başkanı