Jandarmadan kaçak içki operasyonu

Uşak Jandarma Komutanlığı ekipleri durdurdukları bir araçta yaptıkları aramada çok miktarda kaçak alkol ele geçirdi.
Jandarmadan kaçak içki operasyonu

Uşak İl Jandarma Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada; araçta yapılana aramada: 29 adet 70 Cl, 7 adet 100 Cl viski, 1 adet 100 Cl bandrolsüz rakı ele geçirdi.

Olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi.

“Bir tatlı kaşığı metil alkol kör etmeye, üç tatlı kaşığı da öldürmeye yetebilir”

Türkiye Acil Tıp Derneği Toksikoloji Çalışma Grubu’ndan Doç. Dr. Sinan Karacabey Diken İnternet Sitesine yaptığı açıklamada; “Şüpheli, markasız veya açık satılan içkilerden uzak durulması uyarısında bulundu. Bir tatlı kaşığı metil alkol kör etmeye, üç tatlı kaşığı da öldürmeye yetebilir.

Sahte içki ve yol açtığı metil alkol zehirlenmesi halk sağlığı sorunu olarak karşımızda duruyor. Çözüm olarak tek üretilen şey, sahte içki imal edilen yerlere baskın yapılması ve imha edilmesi. Ancak asıl zemin hazırlayan yasaklar, yüksek vergi artışları ve engellemeler. Kaldı ki operasyon düzenlenenler dışında, kat kat fazla sayıda yerde ve miktarda üretim yapıldığını tahmin etmek zor değil.”

Karacabey, içki içildikten sonra karın ağrısı, bulantı, kusma gibi uyarıcı işaretler yaşanırsa, derhal hastaneye girilmesi gerektiğini hatırlattı.

Sanayide kullanılan madde kadehe geliyor

Karacabey kaçak alkollerin öldürücü etkileri hakkında şu bilgileri verdi: “İçki üretimi aslında etil alkolle (etanol) yapılıyor. Ancak hem daha pahalı hem de satışı yasak. Sahte içki yapımında maliyetleri düşürmek ve daha fazla kazanç elde etmek amacıyla metil alkol (metanol) kullanılıyor. Sahte içki üretenlerin bilerek veya bilmeyerek etil alkol yerine, metil alkol kullanması felakete yol açıyor. Metil alkol (metanol) boya inceltici, yakıt, cam temizleyici, antifriz gibi çeşitli malzemelerde yer alan ve sanayide kullanılan bir madde.

Metil alkol ve etil alkol ayırımını renk, koku veya tat ile yapmanın mümkün değildir. Bu ayrım yalnızca laboratuvar şartlarında yapılan analiz yöntemleri ile mümkün. Alkol içeren ürünler tüketilmeden önce kaynağının güvenilirliğinden emin olunmalıdır.

Metil alkol vücutta formaldehit ve formik aside dönüşüyor. Metil alkol zehirlenmesi formik asit birikimine bağlı kanın pH değerinin asit hale gelmesi sonucu gelişen asidoza bağlı. Metil alkolün çok küçük bir miktarı dahi hayatı tehdit edebiliyor.

“Formik asit retinada sinir tahribatı ve buna bağlı olarak körlük ve daha ciddi vakalarda ölümle sonuçlanıyor. Metil alkol kan düzeyi 20 mg/dL üstünde toksik kabul ediliyor. 40 mg/dL üstü dozlarda çok ciddi etkiler görülebiliyor, 80-100 mg/dL düzeyi genellikle ölümcül sınır düzeyi olarak kabul ediliyor. Diğer bir deyişle, 4-15 mL (1-3 tatlı kaşığı) metil alkol içilmesi sonucu körlük, 15-100 mL dozda ise ölüm meydana gelebiliyor.

Zehirlenme belirtileri 12-24 saat sonra çıkabilir

Metil alkol, bulantı, kusma, karın ağrısı gibi şikayetlerle başlayan ve görme bozuklukları, sara nöbetleri, tansiyon düşüklüğü, böbrek yetmezliği, bilincin tamamen kaybı (koma) ve ölümle sonuçlanan tablolara yol açabilir. Metil alkol ağız yoluyla alındıktan yaklaşık 1 saat sonra kanda zirve düzeyine ulaşıyor.

Hafif bir sarhoşluğa yol açma dışında ciddi bir belirti vermez. Asıl problem metil alkol vücutta yıkılırken ortaya çıkan formik asitten kaynaklanıyor. Bu nedenle zehirlenme belirtilerinin görülmesi 12-24 saati bulabiliyor. Özellikle görme bozuklukları ve şuur bulanıklığı tablosu sahte içki zehirlenmesini düşündürüyor. Güvenilir olmayan bir kaynaktan içki temin edilmişse ve bulantı, kusma gibi erken belirtiler söz konusuysa derhal sağlık yardımı alınmalı.”

Kusturmak işe yaramaz

Erken müdahale bu zehirlenmede çok önemli olsa da evde uygulanabilecek bir tedavi yöntemi bulunmuyor. Kusturma ya da yoğurt yedirmenin de faydası yoktur.

Bunlar emilimi azaltabileceği veya kusma yoluyla atılmasını sağladığı düşüncesiyle birçok zehirlenmede kullanılıyor. Ancak ne yazık ki kesinlikle hiçbir faydası yok. Kişiyi mutlaka en hızlı şekilde hastaneye ulaştırmak gerekiyor.

Geç gidilirse tahribat büyük

Hastanede hastanın durumuna göre tedaviler planlanıyor. İlk etapta etil alkol metil alkolle yarıştığı için damardan belli dozlarda etil alkol veriliyor. Daha ileriki dönemlerde de diyaliz gibi yöntemlerle toksinlerin etkisi en aza indirilmeye çalışılıyor. Ancak metil alkolün alınmasının üzerinden geçen süre ve miktar, müdahalenin başarısını etkiliyor. Hasta hastaneye ne kadar geç gelirse, zehirlenmeye bağlı vücutta oluşan tahribat o kadar ilerliyor ve geri dönülmez hasarlar oluşuyor.

Bu nedenle şüphe duyulan ilk anda hastaneye başvurulması önemli. Metil alkol, vücutta en çok karaciğerde metabolize ediliyor, daha düşük bir oranda da böbreklerden atılıyor. Karaciğerdeki süreç sırasında oluşan toksik madde sebebiyle vücutta karaciğerde, böbrekte, beyinde, gözde ve sinirler üzerinde ciddi etkiler yaratıyor. Gecikmiş hastalarda ne yazık ki başarı oranı çok düşük. Hayatta kalmalarını sağlayabilsek bile organlarda oluşan hasarı engelleyemiyoruz. Bu hastalarımızda karaciğer ve böbrek yetmezliği gelişebiliyor. Özellikli olarak görme problemleri oluyor. Körlükle sonuçlanabilen görme kayıpları ortaya çıkıyor.”

(SALİH KILINÇ / HABER)