Türkiye’de vergide adalet adı altında vergilendirmede daha kapsamlı çalışmalar yapılmaya başlandı. Hem mevcut yasalar işletiliyor hem de yeni yasal düzenlemeler ile devlet vergilendirilmemiş alan bırakmıyor. Bu devletin gelir kaynaklarını verimli bir şekilde oluşturması açısından olumlu olsa da vatandaşa yansıması çok farklı olabiliyor. Özellikle kira gelir vergisi ile alakalı çalışmalar kiracıların önüne kira zammı olarak çıkarılıyor.
VERGİ KİRACIDAN İSTENİYOR
Ev sahipleri geçmiş yıllarda kira gelirlerine ilişkin beyanname vermiyorlar ve dolayısıyla kendilerine herhangi bir vergi çıkmıyordu. Devlet de bu verginin peşine düşmediği için ev sahipleri işlerini kolayca sürdürebiliyorlardı. Hatta kira gelir vergisi veren ev sahiplerinin yanlış yaptıklarına dair bir algı dahi oluşmuştu. Ancak bu düzen tamamen değişti. Artık devlet ev sahiplerini vergi kıskacına aldı ve kira gelirlerinin vergilendirilmesi sağlanıyor. Vergisini ödemeyen ev sahipleri hem faizi ile bunu ödemek zorunda kalıyorlar hem de ceza ile karşılaşıyorlar.
Kira gelir vergisi etkin hale gelince ev sahipleri bunun hesabını daha bir ciddiyetle yapmaya başladılar. Kira gelirlerinden vergiyi düşen ev sahipleri kirayı ona göre belirlemeye başladılar. Bunun için eski kiracılara yasal kira artış oranının üzerinde zam talebinde bulunulamıyor. Ancak evini yeni kiraya verecek olan ev sahipleri bu vergiyi hesaba katıp ona göre kira belirliyorlar.
Ev sahipleri evlerini kiraya verirken artık bu kira gelirine yüzde 20 oranında da vergiyi ekliyorlar. 10.000 TL’ye evini kiraya verecek olan ev sahibi 12.000 TL talep ediyor. Bu şekilde dolaylı olarak kira gelir vergisi kiracıya ödetilmiş oluyor. Bu durumda kayba uğrayan yine kiracılar olurken ev sahipleri kira gelir vergisi ödeseler de bunu kiracıya yansıtıyorlar.